İktidarla muhalefetin güç göstersinde kim önde? İktidar karşısındaki partilerden ziyade başka bir şeyden korkuyor gibi…

Sonunda partiler 40 gün sonra yapılacak yerel seçim için adaylarını Yüksek Seçim Kurulu’na sundular. Böylece hangi partilerin seçime kendi adaylarıyla gireceği, hangilerinin başka partiler lehine bazı yerlerde aday göstermediği de belli oldu.

Genel seçim sonrasında başlayan Millet İttifakı’ndaki çözülme bütünüyle gerçekleşmiş; bir-iki il dışında, CHP, bu seçimde tek başına. İttifakın diğer üyeleri arasında gerçek anlamda ittifak, yalnız Saadet ile Gelecek partileri arasında.

Cumhur İttifakı’na geçen seçim öncesinde katılan bazı partiler bu seçimde kendi yollarına gidecekler; ancak o ittifakın ana eksenini teşkil eden AK Parti ile MHP birlikteliği tam bir çelik çekirdek görüntüsünde.

Bu tablo da, neredeyse her bakımdan -özellikle de ekonomi bakımından- en zayıf halinde bulunan iktidar ile, 22 yıllık iktidarı en zayıf halinde yakalamış muhalefet arasındaki yarışın, en muhtemel galibini, önceden tahmin etmeye imkan vermiyor.

Kamuoyu yoklamaları da, belli başlı seçim bölgelerinde yarışın at başı gittiğinin işaretlerini taşıyor.

Böyle durumlarda sonucu kampanyalar belirler; peki bu seçimde kampanyalarda hangi taraf ileride?

Dün, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne katılacak Kaan adı verilmiş muharip uçağın tanıtımı yapıldı. Görkemli bir tanıtımdı bu. Aslında devletin imkanlarıyla yapılmış bir çalışmanın ürünü olan uçak, iktidarın hanesine birkaç puan daha yazılmasına yarayacak bir sunumla tanıtıldı.

Yerel seçim yarışında iktidara puan getirir mi yerli muharip uçak yapımı?

Reklam

Hiç kuşkusuz bizim ülkemizde getirir…

Eminim, önümüzdeki 40 gün içerisinde, seçim günü yaklaştığında daha da sıklıkla, Kaanbenzeri sürpriz yeniliklerin tanıtımıyla daha tanışabiliriz.

İktidar açısından yerel seçim malzemesi sayılabilecek bir propaganda malzemesi yok; o da bütün gücüyle seçmeni en nazik olduğu başka noktalardan sandıkta kendisi lehine oy kullanmaya  yönlendirme çabasında.

Daha çok negatif unsurları kullanıyor muhalefete karşı iktidar…

Muhaliflerin kampanyaları ne durumda?

Birkaç gündür başkent Ankara’dayım ve yukarıdaki soruya cevap arayan bir gözle etrafa bakınıyorum. 

Muhalefet, kampanyasını, adayının sokak temaslarıyla yürütüyor Ankara’da. O temaslar CHP medyası tarafından duyuruluyor; esas etkilenmesi gereken kitlelere ise ulaşmakta zorlanıyor muhalefet.. Ayrıca caddelerde başkan adayının kendisini ve hizmetlerini tanıtan pankart ve poster çalışmaları da var.

Onlar da cılız…

Seçim gününe kadar kampanya şu sıralardaki tanıtım malzemeleriyle ve sokak temaslarıyla yürütülürse, kanıksanma kaçınılmaz olur.

Konu üzerinde düşünürken, karşıma, AK Parti genel başkanı da olan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kısa süre önce bir yerlerde yaptığı konuşma çıktı.

Gözlerimin fal taşı gibi açılmasına sebep olan bir konuşma bu.

Okuyalım:

“Başta CHP olmak üzere muhalefete bakıp asla umutsuzluğa kapılmayın. Alternatifsiz değilsiniz. Hiçbir vatandaşımızın kendisini dışlanmış, ötelenmiş, yok sayılmış hissetmesine gönlümüz razı değildir. Şayet siyasetten beklentiniz hizmet ve eser görmekse biz buradayız.”

Siz bu cümleleri nasıl algılarsınız elbette bilemem ama kendi yorumumu paylaşabilirim.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sözleriyle, muhalif tabanın oylarına talip oluyor ama bununla da yetinmiyor, ondan daha ötesini de hedefliyor.

Muhalefetsiz bir Türkiye hedeflediğini de belli ediyor.

Siyasette iktidar olabildiğince güçlü olacak, muhalefet ise kıytırık ve daha da önemlisi tabansız hale gelecek…

Gerçekleşebilir mi bu hedef?

Son seçimden bu yana geçen 10 aya yakın süre içerisinde muhalefetin kendi kendisini düşürdüğü bölük pörçük durum, cılız kampanya ile gidilecek seçimde önemli kentlerin kaybını da getirirse, olmaz sanılan her şey olabilir.

Seçimde önemli merkezler yeniden iktidar partisinin eline geçecek olursa, yeni dönemde muhalefeti iyice marjinal hale düşürecek gelişmelerle karşılaşabiliriz.

Burada muhalefetin bu görüntüsüne rağmen meydana gelebilecek bir muhtemel gelişmeyle bu yazıyı bitirmek isterim.

Toplumda derinden derine varlığını hissettiren, iktidar ne yaparsa yapsın ikna olmayacak, muhalefet ne kadar bölük pörçük olursa olsun ona alan açacak bir dalga da varlığını hissettiriyor.

Galiba iktidar da muhalif partilerden çok böyle bir ihtimalden çekiniyor.

O dalga, sandığa yansırsa, önce iktidara ders verebilir, sonra da muhalefeti dönüşmeye zorlayabilir.