Devlet Bahçeli Kürtler, Kürt meselesi, Kürtlerin siyasal temsilcisi partiler olunca çok açık ve net konuşuyor. Dolayıma asla ihtiyaç duymuyor. Grup toplantısı konuşmasında DEM’e yönelik sözleri, kayyım uygulaması güzellemesi ayakta alkışlanırken Bahçeli’nin bir sözü dehşet vericiydi:
"DEM Parti'nin aldığı oy oranının demokrasiyle bağdaşması, şehitle caninin bir görülmesi kadar korkunçtur."
Asıl bu söz korkunç… DEM’e oy veren milyonların oyunu demokrasi dışı görmesi ve onların oyunu caninin oyu olarak yaftalaması, Sinan Ateş cinayetinin heyulası ile baş etmeye çalışan MHP’nin siyasal sürece paralel olarak elini Kürt karşıtlığı üzerinden daha da yükselteceğinin işareti…
Bahçeli, 2015’ten bu yana yan yana yürüdüğü Cumhurbaşkanı Erdoğan söz konusu olunca dolaylı, göndermeli, söylem analizine muhtaç bir dil kullanıyor. Bahçeli’nin konuşmasının başındaki sözlerinin muhatabı Erdoğan olsa da tam olarak neyi, kimleri kastettiği izaha muhtaçtı. Tabii ki bu bilinçli bir dil ve tercih edilen bir dil…
Son dönemde İYİ Parti’yi zorlayan bir görüşme Meral Akşener ve Cumhurbaşkanı Erdoğan arasındaydı… Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’la yapacağı görüşmenin Bahçeli tarafından engellendiğini ima etmesinin ardından Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı kaynaklarından Erdoğan’ın önümüzdeki birkaç gün içinde Ayşe Ateş’le görüşeceği bilgisi sızdı.
İşte Bahçeli hem Akşener’le görüşmeye hem de olası Ayşe Ateş’in Erdoğan’ı ziyaretine ilişkin ortaya konuştu. Kullanılan dilin izini sürdüğümüzde Akşener’le görüşmenin muhatabı şu sözler olsa gerek:
“Televizyon ekranlarında ya da gazete sayfalarında kulis bilgisi maskesiyle servis edilen dedikoduları, körüklenen spekülasyonları, estirilen yalan rüzgarlarını, özellikle Sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı ikili görüşmelerin çarpıtılmasını hayretle, ibretle takip ediyoruz. İki kişi arasında geçen bir konuşmanın, sanki not alan kalabalık bir dinleyici güruhu varmışçasına takdim edilmesi, bu vesileyle karmaşa ve kargaşa ortamının yaratılması normalleşme bekleyen malum zihniyetlerin basit kurnazlığından başka bir şey değildir. “
Bahçeli acaba Akşener’le görüşmenin içeriğinden haberdar mıydı ki kulis bilgilerini “dedikodu, spekülasyon, yalan rüzgarı” olarak niteledi?
İhtiyaç duyduğunda Akşener için “Proje, figüran, kripto damar, FETÖ” gibi sıfatlar kullanan Bahçeli, ihtiyaç duyduğunda Akşener’e “Partinin başında kal, evine dön” çağrısı yapabiliyor.
Bu nedenle Bahçeli’nin Akşener’in “özgül ağırlığı” konusunda bir fikri olmalı ki Erdoğan’la görüşmesini “olağan” karşıladı.
Bahçeli’nin şu sözleri de Erdoğan’ın Ayşe Ateş’le görüşmesiyle ilgili olsa gerek: “Sayın Cumhurbaşkanımız doğal olarak herkesle görüşebilir, herkesle konuşabilir, herkesi dinleyebilir, bizce hiçbir sakıncası yoktur. Bizim nazarımızda mahzurlu olan taraf aslı astarı olmayan söylentilerin gemi azıya alması, saçma sapan iddiaların azgınlaşması, fitnenin de kamçılanmasıdır. Gerekirse ve yeri gelirse kamuoyunu şeffaf ölçülerde bilgilendirmek suretiyle kaynayan dedikodu kazanının basıncını düşürmek alternatif bir yol olarak değerlendirilmelidir. Her zaman resmin büyüğüne odaklanmalıyız. Sadece maşayı değil, tutan ve tutturan elleri de görebilmeliyiz. Böyle yaparsak düşünce ve eylem temelinde yanılma payımız en az düzeyde olacaktır.”
Sinan Ateş cinayetiyle ilgili delillerin MHP ve Ülkü Ocakları’ndan bazı isimleri işaret etmesi, siyasi bir cinayet davası olması nedeniyle soruşturma ve yargılamanın kimlere kadar uzanacağının pazarlık konusu olması, Ayşe Ateş’in Erdoğan’la görüşmesini önemli kılıyor. Cinayetin kararlı takipçisi Ayşe Ateş’in kamuoyunu şeffaf bir şekilde bilgilendirmesi, Bahçeli’yi rahatsız etmiş görünüyor. Zira Ateş, daha önceki görüşmenin engellendiğini ima etmişti. Bahçeli bu görüşmenin içeriğinden haberdar olmak istediğini TBMM çatısı altında Erdoğan’a duyurdu. Tabii ki bunu “Kamuoyunun şeffaf ölçülerde bilgilendirilmesi, dedikodu kazanının basıncını düşürme” sözleriyle gerekçelendirdi.
Bakalım kritik görüşmenin içeriğiyle ilgili bir açıklama yapılacak mı? MHP lideri konuşmasının kısa bir bölümüne Asgari Refah Seviyesi’nin Endeks Üzerinden Hesaplanması ve Ailelere Gelir Desteği projesini sıkıştırdı. Uzun zamandır AKP’nin ekonomi politikalarına destek veren, CHP’nin Merkez Bankası rezervlerine ilişkin “128 milyar dolar nerede” kampanyasını “İhanetin maskesi” olarak yorumlayan Bahçeli’nin yoksul kesimleri hatırlaması dikkatlerden kaçmadı. “Hangi kesimden olursa olsun, aç susuz, fukara kim varsa hepsiyle kucaklaşmayı hedef alan bir çalışma” sözleriyle duyurduğu proje, Şimşek’in ekonomi politikalarına da bir yanıt gibi duruyor.
Bahçeli'nin elinin altında bir dosya ve üzerinde "Allah Bana Yeter" yazısının olduğu bir yüzük... Sinan Ateş cinayeti dosyasına bir gönderme mi, kim bilir?
MHP liderinin doğrudan ve dolaylı mesajlarının, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in görüşme gününe denk geldiğini de hatırlatmak isterim.