Aslında olaya yaklaşımımız CHP Lideri Özgür Özel’in yaklaşımı gibi olmalı.
Özgür Özel’in yaklaşımı ne?
Şöyle:
*
“Normali budur kardeşim. Siyasiler birbirleriyle görüşmelidirler. Geçmişte kötü söz söylemişse de aramalılar, sormalılar, görüşmeliler.”
*
Fakat şöyle bir durum var:
*
Normalleşme olgusuna hepimiz Özgür Özel kadar uyum sağlayamadığımız için hâlâ bu tür görüşmeleri aşırı yadırgama aşamasındayız.
*
Meral Akşener’in derin sessizliği ise...
Bazı dedikodu, sallama, üfürme meraklılarını alabildiğine kışkırtmış durumda.
*
Kimi “Oğlunu Paris’e büyükelçi yapmak istiyor, o yüzden görüştü” diyor.
Kimi “Cumhurbaşkanı yardımcısı olmak istiyor, o yüzden görüştü” diyor.
Kimi “İYİ Parti’yi Cumhur İttifakı’na sokmak istiyor, o yüzden görüştü” diyor.
*
Bütün bu dedikoduları, sallamaları, üfürmeleri bitirecek tek bir yol var:
Meral Akşener’in sebeb-i ziyaretini açıklaması.
İYİ PARTİLİ AKBURAK: BÜYÜKELÇİ İDDİALARI ÇÖP
Akşener suskun ama yakınındaki bir isim konuşmuş.
İYİ Parti İstanbul Milletvekili Burak Akburak, CNN Türk’ten Dicle Canova’ya yaptığı açıklamada şunları söylemiş:
*
“Bir aile ferdine büyükelçilik istediği iddiaları çöp. Tamamen uydurma. Görüşmede kendisine gelen bir teklif de yok. Cumhurbaşkanı’nın eğer kafasından biri geçerse söyleyebilir ama Akşener’in böyle bir beklentisi yok.”
*
Derin bir suskunluk yerine böyle bir açıklamanın yapılmış olması bile iyi.
*
Ama bundan daha iyisi Meral Akşener’in bir açıklama yapması.
SARI SAÇLARA DAİR BEŞ ŞEY
BİR: Kadınlar söz konusu olduğunda... “Yeni bir başlangıç, yeni bir saç rengi” derler. Gerçekten doğruymuş.
*
İKİ: İlk bakışta sarı saçlı Meral Akşener’i insan biraz yadırgıyor ama sonra yavaş yavaş alışılıyor. Ben alıştım şahsen.
*
ÜÇ: Saçta sarı renge geçmek, fazla iddialı. Meral Akşener, sarı saçla “Bir gece ansızın dönebilirim” demek istiyor olabilir mi?
*
DÖRT: Genel başkanken sarı saça geçseydi, grup toplantısında kürsüden “Nasıl olmuş? Beğendiniz mi?” diye sorardı.
*
BEŞ: Kayahan’ın “Sarı Saçlarından Sen Suçlusun” şarkısını gündeme getirenler oldu. Akşener, buna çok güzel kapak yapabilir aslında. Bu kapasitesi var.
BU HAVADA HİÇ ÇEKİLMİYORLAR ABİ
Klima açmayan taksi şoförleri.
“Klima çarpıyor kardeş” diye klima kapattıran tipler.
Kışın soğuktan yakınanların şimdi de sıcaktan yakınmaları.
Aşırı temasa yatkın arkadaşlar.
Klimatize olmayan ortamların tümü.
Kendilerine deodoranttan söz edilmemiş tipler.
KÜLLİYE’DE BİR ÖDÜL TÖRENİ
TÖREN SALONU: Külliye kompleksi içindeki tören salonu, aksaksız bir organizasyon olanağı sağlıyor. Salon ne çok küçük ne çok büyük. Akustiği gayet iyi.
*
MİLLETİN EVİ: Dikkat ettim: Cumhurbaşkanı Erdoğan, ne zaman Külliye’de bir tören yapılsa davetlilere “Milletin evine hoş geldiniz” diyor. Bu kavramı yerleştirmek istiyor Erdoğan.
*
ANADOLU MEDYASI: “Anadolu Yayıncılar Federasyonu” diye bir yapı var. Bu yapı, Anadolu medyasını örgütlüyor. Ödül töreninin sahibi, bu federasyondu. Salonda Anadolu’nun dört bir yanından gelen meslektaşlarımız vardı.
*
SİNAN BURHAN: Anadolu Yayıncılar Federasyonu Başkanı Sinan Burhan, temsil ettiği kitlenin sorunlarını dile getirme açısından çok başarılı. Şuradan anladım: Törende Cumhurbaşkanı’na seslenme fırsatını gayet iyi değerlendirdi. Gazetecilerin yeşil pasaport sorununun çözülmesi talebinin altını çiziverdi.
*
YAVUZ DONAT: Onur ödülünü her açıdan hak eden meslek büyüğümüz Yavuz Donat, hemen benim ön tarafımda oturuyordu. Baktım, elindeki küçük not kağıtlarına notlar alıyordu. İşini ciddiye almak, işte budur.
*
ÖDÜLLER: Aslında bu tören, Anadolu medyasının ödüllendirildiği bir tören. Fakat arada biz de kaynamış olduk. Zafer Şahin, Melik Yiğitel gibi Tarafsız Bölge’nin konukları da ödül alanlar arasındaydı. Tabii bir de dijital içerik alanında yıldızı yükselen Adem Metan da oradaydı.
*
ERDOĞAN’IN KONUŞMASI: Gündemin en önemli konusu olan Hakkâri Belediyesi’ne kayyum atanması konusunda ilk mesajını verdi Erdoğan. Özetle “Artık terörle aranıza mesafe koymasını öğrenin kardeşim” dedi.
Haberin Devamı
FETÖ’CÜLERİN ANLAMALARI GEREKEN DOKUZ ŞEY
BİR: Hiç lamı cimi yok. 15 Temmuz’u örgütünüz planladı. Başında örgütünüzvar, ortasında örgütünüz var, sonunda örgütünüz var.
*
İKİ: “Hocaefendi” falan diye hâlâ toz kondurmamaya çalıştığınız adam, bu işlerin en tepesinde. Asıl karar alıcı o. Asıl hain o. Asıl beyin o.
*
ÜÇ: Örgütünüz sinsi, kapalı, hain ve iki yüzlü. Başınıza gelen tüm belalar, örgütünüzün bu özellikleriyle ilgili. Suçu hiç başka yerde aramayın.
*
DÖRT: “Örgütümüz iyi ama bazı abiler kötü” falan diye hiç kendinizi kandırmayın. Örgütünüz de berbat, “hocaefendiniz” de berbat, abileriniz de berbat.
*
BEŞ: Sakın AK Parti gidince bize gün doğar diye düşünmeyin. AK Parti gitse de size gün doğmayacak. Çünkü Türkiye’de istenmiyorsunuz.
*
ALTI: Özeleştiriyle, sorgulamayla, suçlu aramakla falan hiç uğraşmayın. Artık kurtarmaz ama hızla uzaklaşın bu şebekeden.
*
YEDİ: Örgütünüz yabancı istihbarat örgütlerinin piyonuydu. Ancak artık istihbarat örgütleri açısından da bir öneminiz kalmadı. Bittiniz yani. Boşuna zorlamayın.
*
SEKİZ: Pislik yaptınız. Terbiyesizlik yaptınız. Etki ajanlığı yaptınız. Başkalarına suç attınız. Çok ah aldınız. Başınıza gelenler bu yüzden.
*
DOKUZ: Örgütünüzün gazetecilerinin uzun videolarıyla bir yere varamazsınız. Uzun laf salatalarıyla vakit kaybetmeyin. Bırakın bu işleri.