Terör örgütünün “Fetullah ölmedi” diye yayınladığı son fotoğrafa bakınca Cem Yılmaz’ın fazla meşhur olmayan esprisini hatırlayarak...
FETULLAH ÖLDÜ MÜ
Hürmeten gömmemişler
Şöyle mırıldandım:
*
“Herif çoktan ölmüş ama hürmeten gömmemişler.”
*
Fotoğrafa baktıkça...
Çıkardığım sonuçlar şunlar:
*
Mumyalanmış gibi duruyor FETÖ elebaşı.
Kendisini fotoğrafa özel olarak monte etmişler resmen.
Bir dekorasyon çabasının özel bir parçası gibi duruyor fotoğrafta.
*
Bir hafta önce yayınladıkları fotoğrafta üstünde hangi giysiler varsa bir hafta sonraki fotoğrafta aynı giysilerin olması ise tuhaf bir muamma.
*
Sonuç?
Yaşıyorsa bile ölmüş gibi.
*
NEREDEN ÇIKTI İADE
Kesin örgütün üfürmesi
“FETULLAH iade edildi, Türkiye’ye getiriliyor” falan diye bir balon uçuruldu.
Balona inanan bazı siyasiler, soru önergesi bile verdiler.
Bazı gazeteciler de bu balonun acayip gazına geldiler.
*
Ben bunun ucuz bir FETÖ numarası olduğunu düşünüyorum.
*
Önce “İade edildi, Türkiye’ye getiriliyor” diye bir balon uçur.
Ardından balonun gerçek olmadığı ortaya çıksın.
Böylece örgütün tabanına moral propagandası yapacak malzeme üretilmiş olsun.
*
Gelmeyin şunların bu ucuz numaralarına.
*
EBUSELEME NE AYAK
Tükenmişliğin itirafı gibi
EBUSELEME diye biri sürüldü piyasaya.
Sıradan biri olsa pek dikkat çekmeyecekti.
Ancak Ebuseleme, FETÖ elebaşının öz be öz yeğeni.
Soyadı da Gülen.
*
Biraz dengesiz, çokça pervasız, hayli patavatsız, ağzı bozuk bir velet.
Örgüt içi hesaplaşmaya kendini adamış gibi bir edası var.
Örgütün baronlarını ifşalıyor.
*
Sanki 15 Temmuz’u FETÖ’nün yaptığı muğlakmış gibi bu konuda bazı tanıklıklar falan yapıyor.
Sanki FETÖ’nün ahlaksız numaralar çevirdiği bilinmiyormuş gibi bu konuda da bazı ifşalarda bulunuyor.
*
Ebuseleme olayı, benim gözümde şudur:
*
Örgütün içine düştüğü perişanlığın göstergesidir. Örgütün muazzam gerilemesinin işaretidir. Örgütsel tükenmişliğin dışavurumudur. Moral bozukluğunun yol açtığı iç hesaplaşmanın ayyuka çıkmış halidir. Batan gemideki son çırpınışlardır. Tepeden tırnağa büyük bir çürümenin bas bas bağıran itirafıdır.
*
Kısacası tam da çekirdek çitleyerek izlenecek bir vakayı adiye. Başka bir şey değil.
ACUN NİYE DALDI BU İŞE
ACUN’un Ali Koç’un yanında Fenerbahçe yönetimine aday olması, ortalığı resmen karıştırmış durumda.
*
Olaylar şöyle gelişti:
*
Önce Acun, Aziz Yıldırım’a “Yalan söylüyor” dedi. Sonra Aziz Yıldırım, Acun’un aslında Adnancı olduğunu söyledi ve geçmiş defterlerini açtı. En sonundaAcun, Yıldırım’a çok sert yanıt verdi.
*
İnsan merak ediyor:
*
O Acun ki...
İşleri tıkırındaydı. Futbol kulüpleri satın alıyordu yurtdışında. Keyfine bakıyordu. Canını sıkacak pek bir şey yoktu hayatında. Popülaritesini koruyordu. Bir yol tutturmuş, o yolda gidiyordu. Kafasını bozacak pek bir şey olmuyordu.
*
Böyle bir Acun...
- Neden bir büyük hırgürün içine şimşek gibi dalmayı tercih etmiş olabilir ki?
- Neden Ali Koç’u bile ikinci planda bırakıp tartışmaların göbeğine yerleşir ki?
- Neden dertsiz başına dert açar, tasasız başına tasa açar ki?
*
Cevap veriyorum:
*
İnsanoğlu biraz böyledir.
Belli bir aşamadan sonra sıkılır, bunalır.
Kaos ister. Kargaşa ister. Heyecan ister.
Popülaritesine farklı bir boyut katmak ister.
Risk almak, meydan okumak ister.
Kendisini başka türlü de var etmek ister.
*
İnsan ontolojisinin yatışmaz yapısının bir sonucudur bu.
İSTANBUL SICAĞINDA MIRILDANDIKLARIM
- Her yaz, çok daha mı sıcak oluyor? Yoksa bana mı öyle geliyor?
*
- Güneşe mantar tabancası sıksam Adanalılara ayıp olur mu acaba?
*
- Aniden geldi bu sıcak. Biraz alıştırsa bu kadar sarsılır mıydık?
*
- Ağaç altı ya da klimatize AVM... Var mı başka bir çıkar yol?
*
- Şu yapış yapış olma durumu bir tek beni mi perişan ediyor?