Dünyada, partisi seçimde birinci olduğu halde, seçimlerin üzerinden iki ay geçmeden, genel başkanlık tartışmasını gündeme getiren, kaç siyasetçi vardır? Muhtemelen yoktur. 

Bunun tek istisnası eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’dur! 

CHP, 31 Mart belediye seçimlerinde yüzde 38 oy alarak birinci parti oldu ve büyük bir seçim zaferi kazandı. Böylece CHP 1977 seçimlerinden sonra ilk defa birinci parti oldu; SHP’nin 1989 yılındaki belediye seçimi zaferi de o zamandan beri ilk defa tekrarlanmış oldu. 

Bu oyların önemli bir kısmının ekonomik krizden dolayı tepki oyları olarak CHP’ye kaydığı söylenebilir. Ancak sonuçta bu oylar muhalefette olan başka bir partiye değil, CHP’ye kaymıştır. O nedenle CHP yönetiminin de bu seçim zaferinde bir payının olduğu kesindir. 

Ayrıca geçtiğimiz yıl parti yönetiminde bir değişiklik gerçekleşmeseydi, 31 Mart belediye seçimleri kazanılmayacaktı. Çünkü 13 yıl boyunca girdiği tüm seçimleri kaybeden Kılıçdaroğlu’na yönelik hem parti tabanında hem de genel olarak seçmen tabanında büyük bir tepki oluşmuştu. CHP tabanının ve genel olarak seçmen tabanının büyük bir kesimi, Kılıçdaroğlu’nun görevden ayrılması için, 31 Mart seçimlerini boykot etmek ve sandığa gitmemek eğilimine girmişti. 

Durum böyleyken, Kılıçdaroğlu geçtiğimiz hafta katıldığı bir televizyon yayınında, kurultay delegelerinin aday göstermesi durumunda CHP Genel Başkanlığı’na yeniden aday olacağını ifade etti! 

??? 

Kılıçdaroğlu, “Kurultay delegelerinin aday göstermesi durumunda, siz öyle bir durumda, ‘varım’ der misiniz” sorusuna yanıt olarak, “O kurultay delegelerine bağlı, bana bağlı değil. Kurultay delegesi isterse tabii. ‘Ben olmayacağım’ olmaz. Onlar önerirlerse, olursa, bir sorun yok” dedi. 

Oysa CHP’de 2025 yılının kasım ayına kadar seçimli bir kurultay gündemi yok. Ayrıca CHP’nin daha iki ay önce gerçekleşen bir seçim zaferi söz konusu. Kılıçdaroğlu’nun, söz konusu soruya, “Şu anda seçimli kurultay gündemde değil; ayrıca CHP’nin bir seçim başarısı söz konusu iken bir genel başkanlık tartışmasını doğru bulmuyorum” biçiminde bir yanıt vereceğine, böyle bir sorunun üzerine balıklama atlayarak aday olabileceğini ifade etmesi, nasıl bir amaca hizmet edebilir?! 

Bu tür bir yanıtın ve tavrın, AKP’ye hizmet edeceği açıktır. Ekonomik krizi aşamayacağını kendisi de anlayan AKP’nin şu andaki tek umudu, CHP’nin kendi içinde bölünmesi ve parçalanmasıdır. 

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Belediye Başkanı Mansur Yavaş arasında bir bölünmeye ve tartışmaya umut bağlayan AKP, bunun gerçekleşmeyeceğini gördükten sonra, Kılıçdaroğlu’nun bu çıkışından dolayı çok mutlu oldu! 

??? 

Partinin ilkelerinden uzaklaşılması ve parti içi demokrasinin uygulanmaması durumunda, örneğin bu yıl gerçekleşecek tüzük kurultayında, demokratik bir tüzüğün kabul edilmemesi ve CHP’nin seçim zaferinin sürdürülebilir olması engellendiği takdirde, CHP yönetimi, seçim zaferine rağmen eleştirilebilir. 

Ancak bu eleştiriyi, daha önceki yıllarda partinin ilkelerine sahip çıkmayan ve parti içi demokrasiyi uygulamayan Kılıçdaroğlu’nun ortaya koyması durumunda, bunun hiçbir samimiyeti ve inandırıcılığı olmaz. 

2025 yılında, genel başkanlık ve parti meclisi üyeliği yarışının gerçekleşeceği seçimli kurultayda da, Kılıçdaroğlu’nun yeniden aday olmasının hiçbir siyasi gerekçesi olamaz. 

CHP’yi temel ilkelerinden ve Mustafa Kemal Atatürk’ten koparttığı gibi, 13 yılda girdiği tüm seçimleri kaybeden Kılıçdaroğlu’nun yeniden aday olması, sadece AKP’ye ve onun genel başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yarar sağlar.

How many politicians in the world are there who bring up the presidential debate within two months of the elections, even though their party came first in the election? Probably not. 

The only exception to this is former CHP Chairman Kemal Kılıçdaroğlu ! 

CHP became the first party in the March 31 municipal elections with 38 percent of the votes and won a great election victory. Thus, CHP became the leading party for the first time after the 1977 elections; SHP's municipal election victory in 1989 was repeated for the first time since then. 

It can be said that a significant part of these votes shifted to CHP as reaction votes due to the economic crisis. However, in the end, these votes shifted to CHP, not to another party in opposition. Therefore, it is certain that the CHP administration also had a share in this election victory. 

Moreover, if there had not been a change in the party management last year, the March 31 municipal elections would not have been won. Because there was a great reaction both among the party base and the voter base in general against Kılıçdaroğlu, who lost all the elections he entered for 13 years. A large segment of the CHP base, and the voter base in general, tended to boycott the March 31 elections and not go to the polls in order for Kılıçdaroğlu to leave office. 

This being the case, Kılıçdaroğlu stated in a television broadcast he attended last week that he would run for CHP Chairman again if the congress delegates nominate him! 

***

In response to the question, "If the congress delegates nominate a candidate, would you say 'I am'?" Kılıçdaroğlu said , "It depends on the congress delegates, not me. If the congress delegate wishes, of course. 'I won't be' doesn't happen. "If they suggest it and it happens, there is no problem," he said. 

However, CHP does not have an elective congress agenda until November 2025. In addition, CHP had an election victory that took place just two months ago. Kılıçdaroğlu answered the question in question: “The elective congress is not on the agenda at the moment; Moreover, what purpose could it serve if he jumped headfirst into such a question and stated that he could be a candidate, instead of giving an answer like "I don't find it right to have a general presidential debate when the CHP is having an election success"?! 

It is clear that this kind of response and attitude will serve the AKP. Realizing that it cannot overcome the economic crisis, the AKP's only hope now is the division and disintegration of the CHP within itself. 

AKP, which pinned its hopes on a division and debate between CHP Chairman Özgür Özel , Istanbul Metropolitan Municipality Mayor Ekrem İmamoğlu and Ankara Mayor Mansur Yavaş , was very happy with Kılıçdaroğlu's statement after seeing that this would not happen! 

***

If the party moves away from its principles and intra-party democracy is not implemented, for example, if a democratic charter is not accepted at the charter congress to be held this year and the CHP's election victory is prevented from being sustainable, the CHP administration may be criticized despite its election victory. 

However, if this criticism is made by Kılıçdaroğlu, who did not uphold the principles of the party and did not implement democracy within the party in previous years, it would not have any sincerity or credibility. 

There can be no political justification for Kılıçdaroğlu to be a candidate again in the elective congress in 2025, where the race for chairman and party council membership will take place. 

The re-election of Kılıçdaroğlu, who has lost all elections in 13 years, as well as disconnecting the CHP from its basic principles and Mustafa Kemal Atatürk , will only benefit the AKP and its leader Recep Tayyip Erdoğan .