Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan grup toplantısında iç siyasete ilişkin mesajlar bekliyorduk.
Ama neredeyse o konuya hiç girmedi. Konuşmasının tamamını İsrail’in Gazze’deki katliamına ayırdı.
Erdoğan öfkeliydi. Ne cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci tura kaldığı gece ne de yerel seçimlerde AK Parti’nin ikinci sıraya düştüğü gece öfkeli olarak görmedim. Tam tersine sandıktan çıkan sonucu kabullenme hali vardı.
FİLİSTİN DAVASINA ADANMIŞ BİR ÖMÜR
Bu kez öfkesinin temelinde İsrail’in Gazze’deki katliamı vardı. Özellikle de Refah’ta çadır kentlerde insanların diri diri yanarak can verdiği olay vardı. İnsan olup da bu katliam karşısında öfkelenmemek mümkün mü? Hele bir de kendini Filistin davasına adamış olan Recep Tayyip Erdoğan olursa... Hep söylüyorum Filistinliler, Filistin davasından vazgeçse Erdoğan Filistin davasından vazgeçmez.
YÜREĞİNDE FIRTINALAR KOPMUŞ
Atılan bombalardan başı kopmuş, babasının kucağında yanan etleri dökülen çocuğun görüntüsü hepimizin dünyasını kararttı. Ama belli ki Erdoğan’ın gönül dünyasında fırtınalar koparmış. “Görüntülere bakmaya kalp, can dayanmıyor. Bir baba, kafası kopmuş bebeğini dünyanın, insanlığın vicdanına gösteriyor. 15 bin masum çocuktan ne istediniz?” diye kükredi.
NETANYAHU’YA SAYDIRDI
Cumhurbaşkanı Erdoğan her konuşmasında günümüzün Hitler’i olan Netanyahu’ya hak ettiği şekilde sesleniyor.
Dün de “Dünya, bir hastanın, bir manyağın, bir psikopatın, kanla beslenen vampirin barbarlığını canlı yayında izliyor” dedi.
Netanyahu bu sıfatların hepsini hak ediyor, ama maalesef ki durdurulamadığı için her gün işlediği vahşete bir yenisini daha ekliyor. BM gözetimindeki çadır kentin vurulması üzerine insanların aklıyla dalga geçer gibi, “Trajik bir hata” dedi.
ABD’NİN KIRMIZI ÇİZGİSİYDİ
Gazze’de katliam devam ederken ABD’nin, İsrail’e 26 milyar dolarlık yardım kararı alması ve silah sevkiyatını sürdürmesi üzerine Erdoğan, mayıs ayında yapacağı geziyi ertelemişti. Gazze’deki katliam devam ederken ABD’nin buradaki rolü her geçen gün daha çok öne çıkıyor. Neredeyse İsrail mi daha zalim yoksa ABD mi demekten kendimi alamıyorum. 45 kişinin diri diri yanarak can verdiği çadır kampın bombayla vurulması üzerine ABD yönetimi ne yaptı? Özür mü diledi? Tepki mi gösterdi? Yok. ABD yönetimi, İsrail’in Refah’taki operasyonunun sınırları aşmadığını duyurdu. Hani Refah operasyonu Biden’ın kırmızı çizgisiydi. Kırmızı çizgiye ne oldu? Sınırları aşması için ne olmalı? Kafası kopmuş çocuk size yetmiyor mu?
EY AMERİKA
Cumhurbaşkanı Erdoğan o nedenle bu kez doğrudan ABD’yi hedef aldı.
“Ey ABD bu kan senin eline de bulaştı. Sen de bu soykırımdan en az İsrail kadar sorumlusun” dedi.
ABD zaten 7 Ekim’den bu yana İsrail’e verdiği sınırsız destek, uçak dolusu silahlar ve para yardımı ile bu katliama ortak oldu. İnsanların cayır cayır yanarak öldüğü çadır kente atılan bomba dahi ABD’nin envanterinden çıktı. ABD yapımı patlayıcı ve parlayıcı etkisi olan GBU- 39 bomba kullanıldığı tespit edildi.
BIDEN İTİRAF ETMİŞTİ
ABD Başkanı Biden, “Gazze’deki siviller bu bombaların sonucunda öldürüldü” diye itirafta bulunmuştu.
Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Netanyahu’nun yargılanması konusunda verdiği karar üzerine ABD’li bir senatör ne dedi? “Bugün Netanyahu’yu yargılayanlar yarın da bizi yargılarlar.”
Evet. Sizin de yargılanmanız gerekiyor. Çünkü sizin de eliniz kanlı. Bu katliamda İsrail’le birlikte suç ortaklığı yapıyorsunuz HİÇBİR ÜLKE GÜVENDE DEĞİL
Cumhurbaşkanı Erdoğan bir süredir İsrail’in bölgenin güvenliği için oluşturduğu tehdide dikkat çekiyor. Erdoğan’ın devlet başkanı olarak elinde olan bilgiler nedir onu bilemiyoruz ama boş konuşmaz.
“İsrail uluslararası hukuk kontrolüne girmeden kimse, hiçbir devlet güvende değildir. Buna Türkiye de dahil. Bu barbarlık Gazze ile sınırlı mı sanıyorsunuz? Kan içmeye doymayacaklar. Sırtlarını sıvazlayanlar olduğu sürece durmayacaklar. Sadece Filistin için değil dünya barışı için de tehdittir” dedi.
ANADOLU’NUN SAVUNMASI
Erdoğan kısa bir süre önce de “Anadolu’nun savunması Gazze’de başlar” demişti. Kurtuluş Savaşı’nda önce Gazze cephesi düşmedi mi? Gazze cephesi düşünce Anadolu işgal altına alınmadı mı? Gazze düşmese, Anadolu işgal edilebilir miydi?
VAAD EDİLMİŞ TOPRAKLAR
O nedenle Erdoğan’ın, “Sanmayın ki İsrail, Gazze’de duracak. Bu azgın devlet, eğer durdurulmazsa ‘vaad edilmiş topraklar’ hezeyanıyla gözlerini er ya da geç Anadolu’ya dikecek” diye uyarıda bulunmuştu. Erdoğan’ın işaret ettiği Arz-ı Mevud nereden geçiyor. Dicle ve Nil’in arasında yer alan topraklardan geçiyor. Yani Anadolu’dan...
İNSANLIK İTTİFAKI
Çünkü olay İsrail-Filistin olayı olmaktan çıktı. Sırtı sıvazlanan İsrail artık iyice kontrolden çıktı. İsrail’in artık sadece Filistin’le yetinmeyeceği belli oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan bu tehlikeyi gördüğü için 2’nci Dünya Savaşı’nda Hitler’i durduran ABD-Rusya ittifakı gibi bir ittifak önerdi. “Bu vahşet insanlık ittifakı ile durdurulmalıdır” dedi. Artık başka çare kalmadı.
KÜÇÜK İSRAİL’İN TEMELLERİ ATILIYOR
Bir süredir her şeyi bıraktım Suriye’de PKK’ya kurdurulmaya çalışılan terör devletinin üzerinde duruyorum. Dünya Gazze ve Ukrayna ile meşgul olurken, ABD sınırımızda “Küçük İsrail’in” temellerini atıyor.
Menbiç’ten başlayıp Afrin ve Tel Rıfat’ı da içine alarak sınırlarımızda biten bir bölgede, PKK 11 Haziran’da yerel seçim yapacak.
PKK’nın kontrolünde yapılacak olan seçimde PKK’nın oluşturduğu Seçim Kurulu’nun izin verdiği isimler aday olabilecek. Seçimde ancak PKK’nın silahlı birimlerinde görev yapan teröristler oy kullanabilecek.
İKİ AŞAMALI PLAN
PKK’nın hamisi ABD’nin Ortadoğu sorumlusu McGurk iki aşamalı bir plan yapmış. Bu planın birinci aşamasında PKK’ya özerk bir yönetim oluşturacaklar. İkinci aşamada ise bir PKK devleti kurduracaklar.
ÖNCE SURİYE SONRA TÜRKİYE
Birinci adımda Suriye’yi bölecekler. İkinci adımda ise sıra Türkiye’ye gelecek.
MGK bildirisinde bu tehlikeye dikkat çekilerek, “Milli güvenliğimiz ve komşularımızın toprak bütünlüğü hilafına herhangi bir oldubittiye fırsat verilmeyecektir” denildi.
‘SARI ÖKÜZ’Ü VERMEMEK
‘Sarı Öküz’ hikâyesini bilirsiniz. 11 Haziran’da ‘Sarı Öküz’ü verirsek bunun devamı gelir. O nedenle ABD’nin bu adımı atmasına izin vermememiz gerekiyor. Yarın çok geç olabilir.