Bir hafta içinde ikinci Bahçeli yazısı olacak ama koşullar zorladı, siyasi atmosfer gerekli kıldı…

Bahçeli iki haftadır nasıl bir Türkiye özlediklerini, Anayasa değişikliği ile hedeflerinin ne olduğunu anlatıyor.

Dün Meclis’te yaptığı konuşma geçen haftaki açıklamalarının devamıydı… Geçen hafta hedefinde Anayasa Mahkemesi, HDP, DEM partisi vardı, dün CHP’yi hedefine koydu…

Perşembenin gelişi çarşambadan belliydi…

Bahçeli yumuşama falan yok diyerek köprüleri attı. Yumuşaması gereken muhalefetmiş. Çünkü ülkede anormal olan bir şey yokmuş normal olmayan muhalefetmiş!..

Peki muhalefet nasıl yumuşamalıymış?...

Türkiye yüzyılı diye koydukları hedeflere uyarak… Cumhur İttifakı’nın rayına girerek.

Nedir o hedefler?

Bunu geçen hafta açıklamıştı: ‘Dünyada tek ses, tek nefes olabilmeyi becermiş partilerden mürekkep bir siyaset yapısının el birliğiyle inşası ve ihyası önümüzdeki en acil gündem konusu olmalıdır.’

Yani çok renk değil tek renk diyor…

Yani farklı seslerin sesini keselim diyor…

Yani tek çıksın o da bizim sesimiz olsun demek istiyor…

CHP’ye adam gibi duruş sergilesin diye bağırıyor… O duruşu kim belirleyecek?

Siyasi ahlak temizliği yaparak Bahçeli herhalde!..

Yeni Anayasa istemelerinin nedeni bundan.

Bakmayın Erdoğan’ın ‘sivil, özgürlükçü, demokratik anayasaya öncülük edeceğiz’ demesine. Bakmayın Kurtulmuş’un parti parti dolaşıp ‘Anayasa’yı darbeci ruhtan kurtarmalıyız’ diye kulağa hoş gelecek sözler sarf etmesine …

Şimdilik zor gözüküyor ama Anayasa değişikliği olursa 12 Eylül Anayasası’nı arar hale geliriz. Zaten arar haldeyiz. 2017’de rejim değişti. 2017 Anayasası daha otoriter yönetime kapı açtı…

Eskiden yasama organı güçlüydü…

Eskiden yargı etki altında değildi…

Eskiden medya etkindi…

Eskiden kuvvetler ayrılığı vardı…

Hiçbir kalmadı…

Özgürlükçü Anayasa diyorlar ya… Bir yandan da emekli askerlerin ekranlara çıkmasını, konuşmasını yasaklamak için yasa çıkarıyorlar…

Demokratik Anayasa diyorlar… Bir yandan da etki ajanı yasasıyla gazetecilerin, akademisyenlerin/aydınların sesini kısmaya çalışıyorlar…

Cumhurbaşkanı Erdoğan da dün Sayıştay’da düzenlenen toplantıda nasıl bir Anayasa istediklerinin sinyalini verdi. ‘Aile kurumunu sapkın akımların tehditlerden koruyacak anayasa değişikliği hazırladık’ dedi…

Teklif bu hafta Meclis’i sunulacakmış…

Bahçeli ‘muhalefet yumuşasın, garabet yumuşamaya karnımız tok’ dedikten sonra anayasa değişikliği nasıl konuşulacak, nasıl tartışılacak…

Yasa değil ki; 20 yıldır olduğu gibi ‘biz yaptık oldu işinize gelirse’ desinler…

It will be the second Bahçeli article in a week, but circumstances forced it, the political atmosphere made it necessary...

Bahçeli has been explaining what kind of Türkiye they miss for two weeks and what their goals are with the Constitutional amendment.

The speech he made in the Parliament yesterday was a continuation of his statements last week... Last week, his targets were the Constitutional Court, HDP and DEM party, yesterday he targeted the CHP...

The arrival of Thursday was obvious from Wednesday...

Bahçeli burned the bridge by saying there was no softening . It is the opposition that needs to soften. Because there is nothing abnormal in the country, what is not normal is the opposition!..

So how should the opposition soften?

By complying with the goals they set for the "Turkish century"... By following the path of the People's Alliance.

What are those goals?

He explained this last week: ' The collaborative construction and revival of a political structure consisting of parties that have managed to be one voice and one breath in the world should be the most urgent agenda item.'

In other words, it says one color, not many colors... 

In other words, it says let's silence the voices of different voices... 

In other words, it means that only one voice should come out and that should be our voice...

He is shouting at the CHP to take a proper stance... Who will determine that stance?

I guess Bahçeli by cleaning political morals!..

This is why they want a new Constitution.

Don't pay attention to Erdoğan's statement that 'we will lead the civil, libertarian and democratic constitution' . Don't pay attention to Kurtulmuş going from party to party and saying nice-sounding words like " We must save the Constitution from the coup spirit " ...

It seems difficult for now, but if there is a constitutional change, we will be looking for the September 12 Constitution. We are already searching. The regime changed in 2017. The 2017 Constitution opened the door to more authoritarian rule…

In the past, the legislature was powerful…

In the past, the judiciary was not under influence…

In the past, the media was active…

In the past, there was separation of powers...

There is nothing left...

They call it a libertarian Constitution... On the other hand, they are passing a law to ban retired soldiers from appearing on screens and speaking...

They call it a Democratic Constitution... On the other hand, they are trying to silence the voices of journalists, academics/intellectuals with the influence agent law...

President Erdoğan also signaled what kind of Constitution they want at the meeting held at the Court of Accounts yesterday. ' We have prepared a constitutional amendment that will protect the family institution from the threats of perverted movements,' he said...

The proposal will be presented to the Parliament this week...

How will the constitutional amendment be discussed, how will it be discussed after Bahçeli said 'the opposition should soften up, we are full of strange softening'...

It is not a law; Let them say , as they have for 20 years, ' we did it and it's done, if it works for you' ...