Ankara kumpasını anlama kılavuzu

1- DARBE GİRİŞİMİ OLASILIĞI VAR MI

Darbe girişimi diyenlere göre olayın özü şudur:

*

Ankara Emniyeti’nden üç polis şefi, bir gizli tanığa yalan ifade verdirmeye çalıştı.

Polis şefleri, gizli tanığın ifadesine Bekir Bozdağ, Hasan Doğan, Fahrettin Koca, Abdulhamit Gül gibi iktidarın en önemli isimlerini monte etmek için uğraştı.

İşte bu durum, polisler eliyle hükümete yönelik bir darbedir.

*

Bu tezde akla pek yatmayan taraflar var.

*

Bir gizli tanık ifade verdi diye iktidarın önemli isimleri, bir organize suç çetesinin unsuru haline getirilebilir mi?

Bu biraz netice alınamayacak bir çaba değil mi?

*

Bu monte etme girişimi, bana inandırıcılıktan uzak bir girişim gibi geliyor.

Buradan hükümete darbe sonucunu çıkarmanın biraz zorlama olduğunu düşünüyorum.

Ama yine de önyargılı değilim ve ikna edilmeye sonsuz açığım.

*

Benim bu konudaki teklifim şudur:

*

Olaya bir teşhis koymak için acele etmeyelim.

En azından olaya “darbe girişimi değildir” ya da “kesinlikle darbe girişimidir” tarzı ön kabullerle yaklaşmayalım.

2- POLİS ŞEFLERİYLE İLGİLİ KUŞKULAR

Diyelim ki olayın bir darbe girişimi olmadığı sonucuna ulaştık.

Peki bu sonuç, olayın vahametini azaltır mı?

Bence azaltmaz.

*

Cevabının aranması gereken üç önemli soru var ortada:

*

- SORU BİR: Polis şefleri ile gizli tanık arasında yapılan telefon görüşmelerinin tam kaydı emniyetin elinde var mı?

*

- SORU İKİ: Kayıtlar varsa bu kayıtlara göre... Siyasilerin isimlerini ortaya atan gizli tanık mı, yoksa polis şefleri mi?

*

- SORU ÜÇ: Polis şeflerinin, soruşturma boyunca bazı kural ihlalleri yaptıkları anlaşılıyor. Polis şeflerinin bu ihlalleri yaparken amaçları neydi?

*

Kısacası olayla ilgili olarak “darbe girişimi değildir” sonucuna ulaşmak, polis şeflerini tam anlamıyla temize çıkarmıyor.

Polis şefleriyle ilgili kuşkuların üzerine gidilmesi şart.

*

Hiçbir etki altında kalmadan, hiçbir ön kabule sığınmadan, hiçbir tarafın baskısını hissetmeden...

Bu polisler soruşturulmalıdır.

Şu anda devletin yaptığı da budur.

3- ÇETENİN POLİSE BİR OYUNU MU BU

Bu olayın soruşturulmasında hiçbir olasılığı en baştan elememek gerekir.

Çetenin polise bir oyun oynadığı olasılığını bile göz önünde bulundurmalıyız.

*

Gizli tanıkla ilgili benim saptayabildiğim üç mesele var:

*

- BİRİNCİ MESELE: Gizli tanığın yurtdışına kaçırılması meselesi.

*

- İKİNCİ MESELE: Gizli tanığın yurtdışında kimlerden yardım aldığı meselesi.

*

- ÜÇÜNCÜ MESELE: Gizli tanığın amacının ne olduğu meselesi.

*

Acaba gizli tanık, suyu bulandırarak çetesini mi aklamaya çalışıyor?

*

Acaba gizli tanık, komplo kurmakla suçladığı polislere komplo mu kuruyor?

*

Acaba gizli tanık, bazı istihbarat örgütlerinin kontrolüne mi geçti?

*

Tüm bu soruların cevabı bulunmalı.

Çetenin polislere karşı bir komplo kurduğu ihtimali de göz önünde bulundurulmalı, en başta elenmemeli.

*

4- OLAYIN EN MUAMMALI TARAFI

Elektronik kelepçeyle izlenen ve bulunduğu yeri 100 metre terk etmemesigereken gizli tanık, tam dokuz kez ihlalde bulunmuş.

Bu nasıl olabilmiş?

*

Gizli tanık, yaptığı her ihlalde eğlence mekânlarına gitmiş. Elini kolunu sallayarak rahatça dolaşmış. Hiç kimse hiçbir şey yapmamış.

Bu nasıl olabilmiş?

*

Gizli tanık, son ihlalinde lüks bir çorbacıdan çıkarken ayağından vurulmuş. Buna rağmen kontrol altına alınmamış. Ve yurtdışına kaçmayı başarmış.

Bu nasıl olabilmiş?

*

Bütün bu süreçlerdeki muazzam muammanın çözülmesi gerekiyor.

Bu süreçlerdeki sorumluların ve arkalarındaki gücün açığa çıkarılması gerekiyor.

*

Olayın en korkunç tarafının burası olduğunu haykırmak istiyorum.

*

5- FETÖ TAKTİKLERİ VE GİZLİ TANIK OLAYI

FETÖ’nün en büyük numarası şuydu:

Gizli tanıklar eliyle birilerine suç isnat etmek. Gizli tanıklar üzerinden siyasilere ve bürokratlara kumpas kurmak.

*

Gizli tanıklarla oynamak, bir FETÖ taktiğidir.

*

Eğer şu anda gözaltında bulunan polis şefleri...

Gerçekten de gizli tanık eliyle birilerine suç isnat etme çabası içine girdilerse... Gerçekten de gizli tanık üzerinden siyasilere ve bürokratlara kumpas kurdularsa...

Gerçekten de gizli tanığa “şunları suçlayacaksın” dedilerse...

Yaptıkları FETÖ’cülükten başka bir şey değildir.

*

Eğer böyle bir durum ortaya çıkarsa...

Bu polis şeflerinin ve arkasındaki güçlerin üzerine kararlılıkla gidilmesi, vatanseverliğin gereğidir.

*

Ancak olayın tam olarak aydınlatılması, tüm kuşkuların ortadan kaldırılması için...

Mülkiye müfettişlerinin yaptıkları incelemenin sonucunu beklemeliyiz.

Ben MİT’e sonsuz güveniyorum, MİT’in bu konuda yaptığı soruşturma ve araştırmadan ne çıkacağını anlamalıyız.

*

Bu olay üzerinden bambaşka hesapların görülmesine göz yumulmamalı.

Gizli tanık Serdar Sertçelik (solda), Ayhan Bora Kaplan (sağda) çetesinin 2 numaralı ismiydi.