Başlığı okuyanlar eğitim sistemi çoktan battı;
4+4+4 sistemine geçtiğimiz gün battı…
Açık lise sistemine geçtiğimiz gün battı…
322 Fen lisesine karşılık 4 bin 413 İmam hatip lisesi açtığımız gün battı…
Diyecektir… Daha batmadı. Yoğun bakım odasında yaşam ünitesine bağlı. Ama bakanlık fişini çekmeye hazırlanıyor!
Eğitim işine geleceğim. Önce ekonominin neden battığını söyleyeyim. İhracattı ithalattı, üretimdi tüketimdi gibi meselelere girip sizi rakamlara boğmayacağım.
Çünkü mesele çok basit, çok anlaşılır.
Koç Üniversitesi ile Konda araştırma şirketi hane halkı enflasyon beklentisi anketi yapmış. Nisan ayında 76 ilde 2 bin 906 kişiyle. İnsanların yıl sonu enflasyon beklentisi ne çıkmış biliyor musunuz?
Yüzde 96…
Kırsalda yaşayanlar yüzde 89,8 olacak demiş, kente yaşayanlar yüzde 92 tahmini yapmış, metropolde yaşayanlar çok daha karamsar. Onlara göre yüzde 99 olacak… Emekliler ise enseyi tam karartmış. Onların tahmini yüzde 111…
Merkez Bankası’nın tahmini kaç?
Yüzde 36…
Aradaki farka bakar mısınız? Halkın ki tahmin, Merkez Bankası’nın ki veriye dayanıyor demeyin. MB geçen yıl enflasyonun yüzde 22 olacağını hesap etmişti yüzde 68 oldu.
Ortaya çıkan tablo bize şunu söylüyor. Halk enflasyonun düşeceğine, ekonominin düzeleceğine inanmıyor. Ekonominin batakta olduğunu düşünüyor…
Halk inanmıyorsa enflasyon inmez, ekonomi düzelmez.
Sağlığa bakalım. Şehir hastaneleri istemi batırdı. Bir dönem iktidarın en güvendiği alandı şimdi batıklar listesinde. Görkemli binalar yaptılar, otel gibi, valilik konakları gibi (!) belediye sarayları gibi (!) adına şehir hastanesi dediler içine yeterli sayıda doktor koymayı unuttular.
Sağlık Bakanlığı’nın bütçesinin yüzde 20’si buralara gidiyor. Hepsi kara delik oldu.Faiz/enflasyon gibi onlar da takıntının batağı!...
Daha da ötesi… Randevu al alabilirsen, şehrin dışındaki hastaneye ulaş ulaşabilirsen… Çok övündükleri sağlık harcamalarının GSYİH oranı yüzde 3,7 … OECD ülkelerinde ortalama yüzde 9,7. OECD sonuncusuyuz.
100 bin kişiye 228 doktor düşüyor. OECD ülkelerinde 372. Durumumuz bu…
Peki ya kalite?
Onu hiç sorma… Anadolu’da çoğu hastanede branş doktoru yok. İyi doktorlar, deneyimli doktorlar ya özel hastaneye transfer oldu ya da yurt dışına gitti.
Erdoğan; ‘Varsın gidiyorlarsa gitsinler. Bizler de üniversiteleri yeni bitiren doktorlarımızı buralarda istihdam ederiz, bunlarla beraber bu yola devam ederiz.’ diye tavır koyunca sistem çöktü.
Çünkü, uzmanlık önemsizleştirildi, tıp bilimi değersizleştirildi…
Peki bu hal nasıl düzelir?
Eğitimle…
İktidarın kökünden değiştirmek için el attığı yeni alan bu… Müfredatla kimlik inşa etmeye soyundular. Onlar kimlik değil profil diyor. Ahlaklı ve erdemli gençler yetiştireceklermiş. Yeni müfredatla, medeniyete uyum sağlayan değil etkin olarak medeniyet kurucusu nesillere kavuşacakmışız. Öğrencileri eğitimle kemale erdireceklermiş…
Bu yüzden değerler odaklı eğitim sistemi hazırlanmışlar. Bilim, beceri gibi kavramlar avut!..
Yani 100 yıl geriye yelken açacağız. Devletin istediği kimlikte pardon onlara göre profilde gençler bu müfredat sayesinde ülkemize kazandırılacakmış!...
Nasıl olacak?
Bakanlık öyle bir müfredat hazırlamış ki; öğrenci profili oluşturulurken ontolojik, epistemolojik ve zamansal bütünlüğün nasıl sağlanacağı ve bu bakış açılarının aksiyolojik olgunluk ile nasıl tamamlanacağını ayrıntılarıyla belirtilmiş…
Ne diyeyim...
Allah sonumuzu hayır etsin!...