Vay be meğerse neler olmuş!.. Millet ekonomik sıkıntı içinde kıvranırken…
Devlet yönetimi gösteriş yarışındaymış…
Çakarlı araç saltanatı varmış…
İsraf had safhadaymış….
AKP yönetimi siyaset üretemiyormuş… Yani halkın derdine çare olamıyormuş…
AKP’liler kendilerini diğer vatandaşlardan üstün görüyormuş. Üstenci dil kullanıyorlarmış. Diledikleri gibi davranıyorlarmış. Kimse bize karışamazhavasındalarmış…
Partiye ve devlete kibir hakimmiş…
Kürt seçmenle köprüleri atmışlar. Teması kesmişler…
Genç seçmen AKP’den kopmuş…
AKP artık büyük kentlerde yokmuş…
Kucaklayışı dil kullanmıyormuş…
Bunlar benim dilim değil, Saray’a en yakın yazarlardan birinin sözleri. AKP’nin röntgenini çekmiş, ortaya bu tablo çıkmış. Bunları düzeltin yoksa bu işin sonu kötüdiye yazı döşenmiş…
Hatırı sayılır çoğunluktaki işçinin, emeklinin, esnafın AKP’yi terk ettiğine değinmemiş. Malumun ilanı olur diye gerek görmemiş olabilir…
Şatafatlı hayat, kibirli tavırlar, gösteriş merakı ANAP’ı bitirmişti, AKP’yi de bitiriyor. Kibir kurt gibidir girdiği yeri kemirir, eritmeden çıkmaz.
AKP vitrini düzeltmek için yönetim kadrosunda değişiklik yapacakmış, yeni bakanlarla yola devam edecekmiş. Beyhude çaba!..
AKP’nin vitrinini kimse tanımıyor. Bakanların adını bile bilen yok. Üç maaş, beş maaş alan bürokratların cismi var ismi yok.
Evine 250 gram kıyma alamayanlar, üç maaş alan bürokratı beynine kazımadı mı?
1980 model arabasına benzin koyamayanlar, devlet erkanının konvoy halinde devasa ciplerle yolculuk yapmasına sinirlenmiyor mu?
Kırık penceresini onaramayanların, kendine saray gibi makam odaları yaptıranı görünce tansiyonu çıkmıyor mu?
Halkın ferasetine güveniyoruz sözcüğü dillerinden düşmüyordu… Özellikle cahil halkın ferasetine çok inanıyorlardı….
Alın işte halkın feraseti…
AKP’yi ikinci parti yaptı. Topal ördek konumuna soktu bıraktı….
AKP’ye gönül veren yazarlar da sonunda ülkenin kötü yönetim yüzünden bu hale geldiğini anladı.
Eskiden telaffuz etmeye çekindikleri kelimeleri artık peş peşe sıralıyorlar…
Şatafat diyorlar… Kibir diyorlar… Araba saltanatı diyorlar…Gösteriş diyorlar… İsraf diyorlar…
Dilleri açıldı, kalemleri çözüldü.
Ama hala Erdoğan’a toz konduramıyorlar. Saray kırmızı çizgileri…
Ama yakın gelecekte Erdoğan’a sen de şöyle yaptın böyle yaptın. Kimseyi dinlemedin. Durduk yerde faizle oynadın, enflasyonu patlattın. Sana bu aklı kim verdi. Milleti yoksulluğa mahkum ettin.
Diye yazarlarsa şaşırmam. Eli kulağındadır!
Dikkat ediyorum Reis demeyi bıraktılar. Reis girdiği seçimi alır söylemini rafa kaldırdılar. Reisten umutlarını kesmediler ama artık şapkadan tavşan çıkaramayacağını biliyor…
Reis de biliyor…
Yeni anayasa, sivil anayasa, özgürlükçü anayasa diye mevzi kazanmak istiyor ama tren kaçtı.
31 Mart’ta perondan kalktı…