Günlerden beri, AK Pati ile ilgili daha önce hiç okumadığım kadar makale okuyor, hiç gözümü yormadığım kadar tartışma programı izliyorum. Okuyup izlediklerimden sonra vardığım sonucu paylaşıyorum: Keşke, -unvanları arasında AK Parti genel başkanlığı da bulunan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başta olmak üzere- AK Parti’nin bütün yönetim kademesi, benim katlandığım zahmete katlansa, haklarında yazılanları okusa ve yapılan yorumları dinlese…

Her yazar ve her yorumcudan yararlanacakları bir şeyler elde edebilirler çünkü…

Erdoğan ve yönetim kademesinde yer alan AK Partililerin böyle bir zahmete katlanmadıkları kanaatindeyim.

Onları şu sıralarda olağanüstü rahatlamış görüyorum da ondan…

İşlerin yolunda gittiği izlenimi veriyorlar.

Üzerinden üç hafta geçen 31 Mart yerel seçiminden, AK Parti, siyasi hayatının ilk gününden bugüne, girdiği ne kadar seçim varsa hepsinden daha az oy alarak çıktı.

Tam 18 seçimden…

Girdiği ilk seçimde -3 Kasım 2002- yüzde 34.28 oy almıştı AK Parti. Sonlara doğru bu oyun yüzde 50’ye yaklaştığını biliyoruz. Her iki seçmenden birinin oyunu alabilme büyük başarısını gösteren bir partiydi AK Parti.

İki seçimdir bu özelliğini kaybetti.

Son genel seçimde -14 Mayıs 2023- ancak yüzde 35.62 oy alabildi.

Üç hafta önceki yerel seçimde ise, MHP, DSP ve BBP gibi ‘Cumhur İttifakı’ bileşenlerinin oyları hesap dışı tutulduğunda, AK Parti’nin çıplak oyu bayağı çıplak kalıyor.

Yüzde 30’un birkaç puan altında…

Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin aday çıkarmayan ortaklarının desteğiyle alınmış yüzde 35.48 oyuna, ortağı MHP’nin yüzde 4.98’ini de katıp, Cumhur İttifakı oylarının yüzde 40.5 olduğunu ilan ederek toplumun önüne çıkabildi.

Hazin bir durum bu.

Geriye dönüp son iki seçimi dikkatlice değerlendirse, Kemal Kılıçdaroğlu’nun rakibi olduğu seçimde ilk turda seçilemediğini düşünse, daha o zaman büyük bir badire atlattığını anlayabilirdi Cumhurbaşkanı Erdoğan.

Karşısına rakip olarak Kılıçdaroğlu’nu değil de daha ‘kazanabilir’ bir aday çıkarabilseydi muhalefet cephesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilk turda kaybetmesi kuvvetle muhtemeldi.

Bir dahaki genel ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, AK Parti ve adayı, önceki seçimdeki kadar şanslı olmayabilir.

Yazarlar ve yorumcular, olan biteni benim kadar açık seçik ifade etmeseler bile, bu tür bir değerlendirmenin sonucu olarak, AK Parti’ye kendilerince çıkış yolu göstermeye çalışıyorlar.

Hiç değilse bir hafta öncesine kadar medyada durum genel hatlarıyla böyleydi. Son günlerde bazısı eski alışkanlıklarına döndüler ama, hala işe yarar değerlendirmeler ve tavsiyeler görülebiliyor medyada.

Bazı tavsiyeler gerçekçi olsa da hayata geçirilmesi AK Parti için kolay değil.

Fabrika ayarlarına dönülmesi tavsiyesi sözgelimi…

Cumhurbaşkanı Erdoğan “Haydi dönelim” dese, bu kimlerle, hangi kadroyla gerçekleştirilebilir ki?

Bu sebeple, yani fabrika ayarlarına dönemeyeceği için, MHP ile araya mesafe koyması, hatta ortaklıktan ayrılması tavsiyesi de yerine getirilemez.

MHP ile yoluna devam eden bir AK Parti… Oylarındaki büyük düşüş yolculuğa MHP ile çıktıktan sonra başladı ve bu durum her seçimde biraz daha hızlandı.

AK Parti’deki üstün körü değerlendirmelere göre, seçimden yenilgi ile çıkmak ekonomik sıkıntılara -enflasyon, hayat pahalılığı, maaşlar ve özellikle emekli maaşlarına- bağlanıyor…

Mehmet Şimşek bu tabloyu tersine çevirmek için göreve getirildi, Batılı ülkelerde dolaşıp duruyor.

Bakan Şimşek’in Washington’daki konuşmasından bir sözcüğü çerçevesinden soyutlayan Devlet Bahçeli’nin, onu hedef alan cümleler sarf etmesinin amacı ne olabilir dersiniz?

Onun görevden alınmasından başka?

Peki Mehmet Şimşek giderse ekonomi daha iyi mi olur?

Ya AK Parti’nin durumu?

Medya -hatta sürekli devlet uçağında seyahat edenler bile- ciddiyetle izlenip yazdıkları yazılar ve yaptıkları yorumlar dikkate alınsa, AK Parti’nin yararlanabileceğine inanıyorum.

Galiba onlar bile okunmayıp programlarına kulak verilmiyor.

Zaten ben de bu sebeple, görüşlerime önem verenlere, “İktidardan değişiklik beklemeyin”deyip duruyorum.

For days now, I've been reading more articles about AK Pati than I've ever read before, and watching more discussion programs than I've ever seen before. I am sharing the conclusion I have reached after what I have read and watched: I wish the entire management level of the AK Party, especially President Tayyip Erdoğan , whose titles include the chairman of the AK Party, would endure the trouble I have endured, read what is written about them and listen to the comments made...

They can get something to benefit from every writer and every commentator because…

I believe that Erdoğan and the AK Party members in the management level did not put up with such trouble.

That's because I see them feeling extraordinarily relaxed these days...

They give the impression that things are going well.

In the local elections of March 31, which have passed three weeks ago, the AK Party emerged with fewer votes than all the elections it has participated in since the first day of its political life.

Out of 18 elections...

In its first election - November 3, 2002 - AK Party received 34.28 percent of the votes. We know that towards the end this game got closer to 50 percent. AK Party was a party that showed great success in getting the votes of one in every two voters.

He lost this feature for two elections.

In the last general election - May 14, 2023 - it could only receive 35.62 percent of the votes.

In the local elections three weeks ago, when the votes of the 'People's Alliance'components such as MHP, DSP and BBP are excluded from the calculation, the AK Party's bare vote remains quite bare.

A few points below 30 percent…

President Erdoğan was able to appear before the public by adding 4.98 percent of the votes of his partner MHP to the 35.48 percent of votes received with the support of his party's partners who did not nominate a candidate, and declaring that the votes of the People's Alliance were 40.5 percent.

This is a sad situation.

If he had gone back and carefully evaluated the last two elections and thought that he could not be elected in the first round in the election in which Kemal Kılıçdaroğlu was his opponent, President Erdoğan would have realized that he had already gone through a big trouble .

If the opposition front had been able to nominate a more 'winnable' candidate instead of Kılıçdaroğlu , it would have been highly probable that President Erdoğan would have lost in the first round.

In the next general and presidential elections, the AK Party and its candidate may not be as lucky as in the previous election.

Even if writers and commentators do not express what is happening as clearly as I do, as a result of such an evaluation, they are trying to show the AK Party a way out.

At least this was the general situation in the media until a week ago. Recently, some people have returned to their old habits, but useful evaluations and recommendations can still be seen in the media.

Although some recommendations are realistic, it is not easy for the AK Party to implement them.

For example, the recommendation to restore factory settings…

If President Erdogan said, "Let's go back," with whom and with what staff could this be achieved?

For this reason, since he cannot return to factory settings, the recommendation that he distance himself from MHP or even leave the partnership cannot be fulfilled.

An AK Party that continues on its way with MHP... The great decline in its votes started after it started its journey with MHP, and this situation accelerated a little more with each election.

According to the AK Party's cursory assessments, defeat in the election is attributed to economic difficulties - inflation, cost of living, salaries and especially pensions...

Mehmet Şimşek was appointed to reverse this situation, he keeps wandering around in Western countries.

What do you think might be the purpose of Devlet Bahçeli , who abstracted a word from Minister Şimşek 's speech in Washington and used sentences targeting him?

Other than his removal from office?

So, will the economy be better if Mehmet Şimşek leaves?

What about the AK Party's situation?

I believe that the AK Party could benefit if the media - even those who constantly travel on state planes - were watched seriously and their articles and comments were taken into account.

I guess even they are not read and their programs are not listened to.

That's why I keep telling those who care about my views, "Don't expect change from the government."