Üşenmesem oturup bir çizgi roman hazırlayıp başlığını "İngiliz Mehmet yerel halka karşı"koyacağım.
Serinin ikinci kitabının adı "Sorumsuz Nebati, sorunlu yerellere karşı" olacak.
Üçüncü kitabın baş kahramanı ise Şahap Kavcıoğlu olur muhtemelen.
Buraya kadar okuyup, "Baş ekonomiste çizgi roman yok mu" diye sorduğunuzu duyar gibi oluyorum.
Hemen cevap vereyim:
Yok.
Silivri ve Sincan soğuktur şimdi, neme lazım!
Şaka bir yana, en baskıcı dönemlerde İsmet İnönü için Paşaname, Süleyman Demirel için Sülüname gibi karikatür kitaplarının hazırlandığı ve o liderlere karşı yüzlerce ağır eleştiri yapıldığı bu ülkede, artık lideri eleştirmek kendinizi mahpushanede bulmak için yeterli oluyor.
Bu baskı ortamında hoşgörünün H'si dahi olmadığından espri dahi yapmaya çekiniyor insan.
Girizgahı uzatmadan başa döneyim.
Ne demiş İngiliz Mehmet
"We will strengthen the program to support central bank's effort to bring inflation down. We speed up structural reforms going forward. There is a very strong interest in Turkish assets. We need to convince locals that inflation will decrease."
Yani:
Merkez Bankası'nın enflasyonu düşürme çabasını desteklemek için programı güçlendireceğiz. Yapısal reformları ileriye dönük olarak hızlandırıyoruz. Türk varlıklarına güçlü bir ilgi var. Yerel halkı enflasyonun düşeceğine dair ikna etmemiz gerekir. "
Bu arada hükümetin yayın organı gibi hareket eden Daily Sabah gazetesinin konuyla ilgili haberinde (Mehmet Şimşek "Locals" sözcüğünü kullandığı halde) "Public" sözcüğünün tercih edildiğine dikkatinizi çekmek isterim.
Demek ki onlar dahi "local" sözcüğünün hoş kaçmadığını düşünmüş.
Bir başka zorunlu hatırlatma: Kendisine "İngiliz Mehmet diyorum" zira kendisi Birleşik Krallık vatandaşı. İngilizcesi Türkçesinden de Kürtçesinden de iyi. Local mi Public mi orada hangi sözcüğün kullanılacağını eminim Daily Sabah editörlerinden daha iyi biliyordur.
Zaten kendisi ABD'de ve İngiltere'de konuşurken genellikle İngiliz ve Amerikalı diplomatlar gibi Türkiye'deki halktan "locals" diye söz ediyor.
İktidar son beş yıldır yerel halkı enflasyonun düşeceğine inandırmaya çalışıyor.
Mesela yaşanan tablodan kendini sorumlu tutmayan Sorumsuz Nurettin Nebati, "uyuyalım uyanalım altı ay sonra enflasyon düşecek" demişti.
Uyuduk uyandık, enflasyon düşmediği gibi daha felaket bir hal aldı.
Mesela Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan "verin bana yetkiyi ha ondan sonra bu faizle şunla bunla nasıl uğraşılır göreceksiniz" demişti. Yetkiyi verdiğimiz gün yüzde 15'lerde olan enflasyon oranı bugün yüzde 70'lerde.
Mehmet Şimşek ise göreve geldiğinde 2024 sonu için yüzde 36'lık bir enflasyon hedefinden söz ediyordu ama onun da tutmayacağı şimdiden belli oldu.
Peki,
? Büyük kentlerde 10 bin liranın altında ev kirası kalmamışken,
? Ekmek fiyatının 10 liraya dayandığı,
? 15 liraya simit satılan,
? Dana bonfilenin 930 lira olduğu,
? Bir damacana suya 105, bir fincan kahveye ortalama 100 lira ödenen bir ülkede, 10 bin lira emekli maaşı ya da 17 bin lira asgari ücretle alım gücü her geçen gün daha da düşen yerel halk, Erdoğan'ın, Nebati'nin ve Şimşek'in kendilerine daha önce yaşattığı hayal kırıklıkları ortada dururken şimdi nasıl ikna olacak
Üşenmesem oturup bir çizgi roman hazırlayıp başlığını "İngiliz Mehmet yerel halka karşı"koyacağım.
Serinin ikinci kitabının adı "Sorumsuz Nebati, sorunlu yerellere karşı" olacak.
Üçüncü kitabın baş kahramanı ise Şahap Kavcıoğlu olur muhtemelen.
Buraya kadar okuyup, "Baş ekonomiste çizgi roman yok mu" diye sorduğunuzu duyar gibi oluyorum.
Hemen cevap vereyim:
Yok.
Silivri ve Sincan soğuktur şimdi, neme lazım!
Şaka bir yana, en baskıcı dönemlerde İsmet İnönü için Paşaname, Süleyman Demirel için Sülüname gibi karikatür kitaplarının hazırlandığı ve o liderlere karşı yüzlerce ağır eleştiri yapıldığı bu ülkede, artık lideri eleştirmek kendinizi mahpushanede bulmak için yeterli oluyor.
Bu baskı ortamında hoşgörünün H'si dahi olmadığından espri dahi yapmaya çekiniyor insan.
Girizgahı uzatmadan başa döneyim.
Ne demiş İngiliz Mehmet
"We will strengthen the program to support central bank's effort to bring inflation down. We speed up structural reforms going forward. There is a very strong interest in Turkish assets. We need to convince locals that inflation will decrease."
Yani:
Merkez Bankası'nın enflasyonu düşürme çabasını desteklemek için programı güçlendireceğiz. Yapısal reformları ileriye dönük olarak hızlandırıyoruz. Türk varlıklarına güçlü bir ilgi var. Yerel halkı enflasyonun düşeceğine dair ikna etmemiz gerekir. "
Bu arada hükümetin yayın organı gibi hareket eden Daily Sabah gazetesinin konuyla ilgili haberinde (Mehmet Şimşek "Locals" sözcüğünü kullandığı halde) "Public" sözcüğünün tercih edildiğine dikkatinizi çekmek isterim.
Demek ki onlar dahi "local" sözcüğünün hoş kaçmadığını düşünmüş.
Bir başka zorunlu hatırlatma: Kendisine "İngiliz Mehmet diyorum" zira kendisi Birleşik Krallık vatandaşı. İngilizcesi Türkçesinden de Kürtçesinden de iyi. Local mi Public mi orada hangi sözcüğün kullanılacağını eminim Daily Sabah editörlerinden daha iyi biliyordur.
Zaten kendisi ABD'de ve İngiltere'de konuşurken genellikle İngiliz ve Amerikalı diplomatlar gibi Türkiye'deki halktan
If I were not too lazy, I would sit down and prepare a comic book and title it "British Mehmet against the local people".
The title of the second book of the series will be "Irresponsible Plantains versus troublesome locals".
The main hero of the third book will probably be Şahap Kavcıoğlu.
I can almost hear you reading this far and asking, "Isn't there a comic book for the chief economist?"
Let me answer immediately:
No.
Silivri and Sincan are cold now, they need moisture!
Jokes aside, in this country where cartoon books such as Paşaname for İsmet İnönü and Sülüname for Süleyman Demirel were prepared in the most repressive periods and hundreds of harsh criticisms were made against those leaders, criticizing the leader is now enough to find yourself in prison.
In this oppressive environment, people are afraid to even make jokes because there is no H of tolerance.
Without further ado, let me go back to the beginning.
What did British Mehmet say?
"We will strengthen the program to support central bank's effort to bring inflation down. We speed up structural reforms going forward. There is a very strong interest in Turkish assets. We need to convince locals that inflation will decrease."
Well:
We will strengthen the program to support the Central Bank's efforts to reduce inflation. We are accelerating structural reforms going forward. There is a strong interest in Turkish assets. We need to convince local people that inflation will decrease. "
By the way, I would like to draw your attention to the fact that the word "Public" was preferred in the news on the subject of Daily Sabah newspaper, which acts as the government's media organ (even though Mehmet Şimşek used the word "Locals").
It seems that even they thought that the word "local" was not nice.
Another mandatory reminder: I call him "British Mehmet" because he is a UK citizen. His English is better than his Turkish and Kurdish. I'm sure he knows better than the Daily Sabah editors which word to use there: Local or Public.
In fact, when he speaks in the USA and England, he usually refers to the people in Turkey as "locals", like British and American diplomats.
For the last five years, the government has been trying to convince local people that inflation will decrease.
For example, Irresponsible Nurettin Nebati, who did not hold himself responsible for the situation, said, "Let's sleep, let's wake up, inflation will fall in six months."
We slept and woke up, inflation did not decrease and became more disastrous.
For example, President Tayyip Erdoğan said, "Give me the authority and then you will see how to deal with this interest and this and that." The inflation rate, which was around 15 percent on the day we gave the authority, is around 70 percent today.
When Mehmet Şimşek took office, he was talking about an inflation target of 36 percent for the end of 2024, but it has already become clear that this will not be achieved.
Alright,
? While there are no house rents below 10 thousand liras in big cities,
? The price of bread is based on 10 liras,
? Simit sold for 15 lira,
? Beef tenderloin is 930 lira,
? In a country where an average of 105 lira is paid for a bottle of water and 100 lira for a cup of coffee, the local people, whose purchasing power is decreasing day by day with a pension of 10 thousand lira or a minimum wage of 17 thousand lira, are looking at Erdoğan, Nebati and Şimşek. How will he be convinced now, given the disappointments he has experienced before?
If I were not too lazy, I would sit down and prepare a comic book and title it "English Mehmet against the local people".
The title of the second book of the series will be "Irresponsible Plantains versus troublesome locals".
The main hero of the third book will probably be Şahap Kavcıoğlu.
I can almost hear you reading this far and asking, "Isn't there a comic book for the chief economist?"
Let me answer immediately:
No.
Silivri and Sincan are cold now, they need moisture!
Jokes aside, in this country where cartoon books such as Paşaname for İsmet İnönü and Sülüname for Süleyman Demirel were prepared in the most repressive periods and hundreds of harsh criticisms were made against those leaders, criticizing the leader is now enough to find yourself in prison.
In this oppressive environment, people are afraid to even make jokes because there is no H of tolerance.
Without further ado, let me go back to the beginning.
What did British Mehmet say?
"We will strengthen the program to support central bank's effort to bring inflation down. We speed up structural reforms going forward. There is a very strong interest in Turkish assets. We need to convince locals that inflation will decrease."
Well:
We will strengthen the program to support the Central Bank's efforts to reduce inflation. We are accelerating structural reforms going forward. There is a strong interest in Turkish assets. We need to convince local people that inflation will decrease. "
By the way, I would like to draw your attention to the fact that the word "Public" was preferred in the news on the subject of Daily Sabah newspaper, which acts as the government's media organ (even though Mehmet Şimşek used the word "Locals").
It seems that even they thought that the word "local" was not nice.