AK Parti’nin kurtuluşu: Kıyasıya iç eleştiri

AK Parti’nin kurtuluşunun yolu, kıyasıya iç eleştiriden geçiyor. Kıyasıya iç eleştirinin yolu da iç eleştirinin önünü tıkayan şu yanlışlardan kurtulmakla mümkün:

YANLIŞ 1- KOL KIRILIR YEN İÇİNDE KALIR

İç eleştiriden uzak duranlar, genellikle “Kol kırılır yen içinde kalır” mantığıyla hareket ediyorlar.

*

Oysa bu mantık...

Bir aşiret mantığıdır.

Bir geniş aile mantığıdır.

Bir küçük kabile mantığıdır.

Yanlışların üzerine örtmeye çabalamak, AK Parti gibi büyük kitle partileriningerilemesine yol açar.

*

Ayrıca unutmayalım ki:

Artık kırılan kolun yen içinde kalamadığı bir çağda yaşıyoruz. Bu nedenle böyle bir korumacılık zaten işe de yaramaz.

*

YANLIŞ 2- RAKİBE MALZEME VERMEYELİM

İç eleştiriden kaçınanların, sığındıkları bir limandır bu.

“Aman rakibe malzeme vermeyelim” yaklaşımı, iç eleştirinin önünü küt diye keser.

*

Oysa iç eleştiriden kaçmak, rakibe daha büyük malzeme vermekten başka hiçbir işe yaramaz.

*

Kıyasıya bir iç eleştiri ise rakibi malzemesiz bırakır.

Düşünsenize:

“Biz bu konuyu parti içinde sizden daha fazla didikliyoruz aslanım” demenin getireceği moral yüksekliğini.

*

YANLIŞ 3- KARŞITLAR BÖYLE YAPIYOR MU

İç eleştiri düşmanı bir başka yaklaşım ise şöyle şekilleniyor:

*

“Baksana karşıtlarımıza. Nasıl da koruyorlar birbirlerini. En vahim hatayı yapanı bile sahipleniyorlar. Biz ise hemen çiğ çiğ yiyoruz.”

*

Bu çok yanlış bir gözlem.

AK Parti karşıtlarının tamamının böyle bir özelliği yok.

O kesimde de vahim bir hata yapanın üzerine çullananlar çıkıyor.

Bunun sayısız örneği var ortada.

*

Ayrıca AK Parti karşıtları, monoblok değil.

İçlerinde aşiret mantığıyla hareket edenler olduğu gibi kıyasıya iç eleştiri yapanlar da var.

Cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından o kesimin televizyonlarında gerçekleşen iç hesaplaşmaları gözünüzün önüne getirin.

Belki de yerel seçimdeki başarılarında, o iç hesaplaşmanın da bir katkısı olmuştur.

*

YANLIŞ 4- KOLAY ADAMHARCANMASIN

Minnacık bir beldenin mahalle sorumlusunun yaptığı bir sosyal medya paylaşımının bile AK Parti iktidarına karşı kullanıldığı bir dönemdeyiz.

*

Böyle bir dönemde partinin her kademesinde yer alan isimlerin...

Üslupsuzlukları partiye mal ediliyor.

- Sorumsuzlukları partiyi aşındırıyor.

- Yanlışları partiyi örseliyor.

- Zevzeklikleri partiyle özdeşleştiriliyor.

- Şuursuzlukları partiyi hırpalıyor.

*

Partinin bunlara karşı kendini savunması şarttır.

Yapılacak olan şeye adam harcamak denmez.

*

Çünkü yapılması gereken, kıyasıya bir iç eleştiridir.

*

Sorumsuzluk yapanlar, şuursuzluk yapanlar, yanlış yapanlar, zevzeklik yapanlar, üslupsuzluk yapanlar, iç eleştiri mekanizmasında lime lime doğranmalı.

*

YANLIŞ 5- KENDİ İÇİMİZDE HALLEDELİM

Kıyasıya iç eleştirinin bir başka düşmanı ise şu anlayıştır:

*

“Tamam. İç eleştiri yapalım ama kendi içimizde yapalım. Kamu önünde yapmayalım. Herkesin önünde yapmayalım.”

*

Böyle bir iç eleştirinin kimseye faydası olmaz.

Kamuoyunun farkında olmadığı, bilmediği, duymadığı iç eleştiri, iç eleştiri değildir.

Kamu önünde gürül gürül yapılmayan iç eleştiriden, eleştiriye maruz kalan bile etkilenmez.

*

Kamu önünde yapılmayan iç eleştiri, ne partiyi inandırıcı yapar ne de partinin kendini korumasını sağlar.

BAYRAKTAR’A DEFOL DİYEN BİR HOLLANDALI 

FREDERIKE Geerdink diye sözüm ona bir gazeteci var.

“Sözüm ona” diyorum çünkü kendisi resmen PKK’nın basın ve medya yapılanmasının sorumlusu gibi hareket ediyor.

*

Bu Hollandalı gazeteci, sosyal medyada ve yaptığı haberlerde PKK’yı öyle bir savunuyor ki...

PKK bile kendini bu kadar savunmuyordur.

Frederike Geerdink

*

Kendisini terör örgütüne adamış olan bu mutlu Hollandalı gazeteci, en son Selçuk Bayraktar’ın Hakkâri Çukurca’da terörden temizlenmiş dağlarda verdiği pozu yayınlayıp altına “Defol Kürdistan’dan” yazdı.

*

Küstahlığı utandıran bir küstahlık.

Pervasızlığı yerin dibine geçiren bir pervasızlık.

Kimi kimin vatanından kovmaya kalkıştığının bile farkında olmayan gözü dönmüş bir terör yandaşlığı.

Selçuk Bayraktar

*

Hollanda’nın başına bir terör belası musallat olsa da...

Frederike’nin devletçi reflekslerine tanık olsak.

MEHMET ŞİMŞEK’İN KUMPİRİNİ ÖRNEK ALIN 

MEHMET Şimşek, bir restoranda eşiyle yemek yerken yakalanmıştı aylar önce.

*

Gittiği restoran:

Bir AVM’nin en üst katındaki yiyecek içecek bölümüydü.

*

Yediği yemek:

Kumpir adı verilen süper alçakgönüllü bir yemekti.

*

Ödediği ücret:

Emeklinin bile verebileceği ücretti.

*

Hangi kademesinde görev yapıyor olurlarsa olsunlar bütün AK Partililer, Mehmet Şimşek’in yiyecek ve restoran seçiminden örnek almalılar.