Emeklinin ahını almayacaktınız!

Bugün 1 Nisan 2024.

Ülke dün önemli bir seçime gitti.

Gazetelerde okuduğunuz sonuçlar 1 Nisan şakası değil gerçek.

Çok derin analizler yapmaya gerek yok:

- İktidar milletten sıkı bir kırmızı kart gördü. İçimden "emeklilerin ahını almayacaktınız" demek geliyor ve sansürsüz diyorum.

- 2023 Mayıs seçimlerinde "geçersiz kaldı" denilen (Merhum Süleyman Demirel'in) "Boş tencerenin götürmeyeceği iktidar yoktur" sözlerinin hala geçerli olduğu bir defa daha kanıtlandı.

- Sadece iktidar mı Başta MHP olmak üzere ortağı olan partiler de aynı kartı gördü.

- Bir büyük mesaj da muhalefete seçim kaybettirmeye odaklanmış İYİ Parti'ye geldi. Meral Akşener, Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde oturduğu Altılı Masa'daki diğer beş liderden ve Mansur Yavaş ile Ekrem İmamoğlu'ndan intikam alacağım diye başlattığı yeni stratejisiyle sınıfta kaldı. Tavanda kurdurtmadığı ittifakı millet tavanda kurdu. İYİ Parti çok büyük kan kaybetti.

- Bana göre çok önemli bir mesaj da CHP'nin önceki lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na geldi. Bu seçim sonuçları gösterdi ki 10 ay önceki seçimleri Erdoğan kazanmadı ve Kılıçtaroğlu kaybetti.

- Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve 17 bakan ile bütün devlet imkanlarına karşı yarışan Ekrem İmamoğlu, Türkiye'nin gelecekteki yeni siyasi lideri olma yolunda önemli bir aşamayı daha geçti.

Şimdi gelelim ülkenin gerçek gündemine...

Ben iktidar liderlerine "emeklilerin, emekçilerin ve yoksulların ahını almayacaktınız" diyerek birkaç gün sonra yeniden konuşacağımız gerçek gündemimize dönmek istiyorum.

İktidarın bu seçim sonucundan ders çıkarmasını gerektirecek bir durum olacak mı

Sanmıyorum.

Zira bugünden itibaren (bir erken seçim olmazsa) 4 yıl 3 ay yeni bir seçim olmayacak ve iktidardakilerin hesap vereceği bir ortam olmayacak.

O nedenle vatandaş açısından durumun gittikçe kötüleşmesi, iktidarın vatandaşın canını sıkacak acı reçetelere başvurması muhtemel.

- Örneğin, seçimlerden bir gün önce en düşük emekli maaşı 10 bin liraydı ve ülkenin kasası boş olduğundan seçimleri kaybetme riskine rağmen iktidar emeklilere hak ettikleri zammı yapamadı ve Temmuz'daki olağan zamma işaret etti. İktidar bir yandan da Temmuz'da enflasyonun düşmeye başlayacağını duyurdu. Bu da emeklinin temmuz zammının (aylık bazda yüksek olan ama geçen yılla karşılaştırıldığında düşük görünen baz etkisine göre hesaplanmış) düşük enflasyon rakamına göre zam yapacağı anlamına geliyor.

Bir düşünün: En düşük emekli maaşı Temmuz'da 13 bin lira olursa kime itiraz edebileceksiniz

- Örneğin, seçimden bir gün önce Asgari ücret 17 bin lira civarındaydı ve seçimlerden önce asgari ücretin Temmuz'da yeniden elden geçirileceğine dair bir vaat duymadık. Seçimlerden sonra yetkililer daha net konuşacaktır ve asgari ücretlilerin Şubat 2025'e kadar 17 bin liralık ücreti alacaklarına şahitlik edeceğiz.

Bir düşünün: 17 bin liralık asgari ücret zaten üç ayda eridi. Aralık 2024'te ne değeri kalacak

- Örneğin, ücretler konusunda tablo bu kadar kötüyken ekonomik göstergeler de bozulmaya devam edecek. Arka kapılardan döviz kurlarını frenlemek için artık bir bahane kalmadı. Politika faizinin yüzde 50 olduğu bir ortamda mevduat ve kredi faizlerinin yüksek irtifada kalması da kaçınılmaz. Bu iki unsurun en doğal sonuçlarından biri yüksek enflasyon olacaktır ki düşük ücretlerle birlikte ciddi bir hayat pahalılığı sorununu karşımıza çıkaracaktır.