Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi (ASHM) CHP’nin 38. Kurultayının iptali talebiyle açılan davanın duruşmasında “erteleme” kararı verdi.
Bütün gün duruşma tutanağını inceledim. Davacıların iddialarını ve davalıların savunmalarını hem okudum hem atıfta bulunan yasa maddelerine dikkatlice baktım. CHP’nin hukukçularıyla konuştum. Sonuçta da çok basit ama bir o kadar da önemli detaylar yakaladım.
***
- En önemli detay, Davacı vekilinin konuşmasında yatıyor.
Bütün iddiasını Türk Medeni Kanunu’nun 83. maddesi üzerine kurmuş.
Adı üzerinde Medeni
Kanun.
Evliliklerle, derneklerle, sivil toplum kuruluşlarıyla ilgili konularda geçerlidir.
CHP neticede bir siyasi parti ve Kanarya Severler Derneği muamelesi yapamazsınız.
Türkiye’de Cumhuriyet tarihi boyunca siyaset ve seçim mevzuatı, siyasi partileri ve siyasetçileri özgürleştiren özel koşullara göre oluşmuş.
Siyasi partilerle ilgili düzenlemeler Medeni Kanun’da değil, Siyasi Partiler Kanunu ile Seçim Kanunu’nda yapılmış.
***
- İkinci detay, mahkemenin kararında saklı.
Aşağıdaki küpürde de görebilirsiniz. Aynen şöyle diyor: “Davacılar vekilinin tüm tedbir taleplerinin daha önce değerlendirildiğinden karar verilmesine yer olmadığına...”
Mahkeme davayı açanlara açıkça diyor ki tedbir taleplerinizi daha önce değerlendirdim ve reddettim. Bu nedenle tedbir konusunda bir karar verilmesine yer yoktur.
CHP kararının şifreleri - Resim : 1
Bu da gösteriyor ki haftalardır 15 Eylül’de CHP’ye tedbiren kayyum atanacağı ya da tedbiren butlan ilan edileceği beklentilerinin hepsi boşmuş. Bu karara göre mahkeme asıl kararını verene kadar tedbiren karar vermeyecek (Mahkemenin asıl kararı çıkana kadar butlan ya da kayyum olmayacak).
***
Kararı küçük detaylardan yola çıkarak analiz etmeye devam edelim:
- Mahkeme, Ankara 3. ASHM’nin geçen hafta verdiği ve herkesin CHP’nin lehine olduğu kanaatine vardığı kararın gerekçeli kararını ve dosyasını istedi. Mahkemenin dünkü duruşmasında davacı avukatları söz konusu 3. ASHM kararını “tam bir hukuk faciası” olarak nitelemişti. Ankara 42. ASHM’nin 3. ASHM’nin kararını istemesi, CHP’nin lehine bir durum olarak görülebilir.
- Mahkeme, 26. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen ceza davasının son durumu itibariyle celbine de karar verdi. Bu da “Ceza Mahkemesi kararı çıkmadan hukuk mahkemesi karar vermez” görüşünü destekleyen bir karar.
- Mahkeme, Çankaya İlçe Seçim Kurulu’ndan CHP’nin 21 Eylül 2025 günü yapacağı 22. Olağanüstü Kurultay’da oy kullanacak delegelerin listesini ve kurultaydaki birleştirme tutanaklarını istedi.
Mahkemenin bu detayları elde ederek 38. Olağan Kurultayı sakatladığı iddia edilen delegelerin 22. Olağanüstü Kurultayda oy kullanıp kullanmayacağını tespit edecek gibi görünüyor. CHP’de 21 Eylül çağrısı özellikle İstanbul delegeleriyle doğal delegelerin olmadığı bir listeyle yapılmıştı. Haliyle mahkeme Çankaya İlçe Seçim Kurulu’ndan gelecek listeyle 21 Eylül’deki olağanüstü kurultayı sakatlayan bir durum olmadığına hükmedebilir. Bu da 21 Eylül’deki kurultayın geçerli kabul edileceğinden hali hazırdaki davanın düşmesine yol açabilir.
- Mahkeme ayrıca İstanbul Sarıyer İlçe Seçim Kurulu’ndan 24 Eylül 2025 günü İstanbul’da yapılacak olağanüstü il kurultayının delege listesini de istedi. İstanbul İl Kurultayının lekelenmediğine karar verilirse İstanbul’da 45. ASHM’nin tedbir kararı da dava da boşa düşmüş olacak.
***
Mahkemenin davacıların CHP üyesi olup olmadığını sorgulaması da hukuki açıdan önemli bir detay ama yukarıda sıraladığım detaylara bakılırsa çok da önemsenmeyebilir.
“Bu yazdıklarından ne çıkarmamız gerek” diye sorarsanız şu yanıtı veririm:
24 Eylül’deki İstanbul İl Kongresi’yle 21 Eylül’deki CHP Büyük Kurultayı’nda YSK’nın denetiminden geçemeyecek bir hata yapılmadığı sürece, CHP’ye butlan, CHP’ye kayyum beklentilerinin hepsi suya düşecek.
İki kurultayda belirlenen başkanlarla yönetimler göreve başlayacak, mevcut davalar da düşecek. Kayyumlar da evlerine dönecek.
Biz izleyenlere de “peki biz bu kadar gerilimi niye yaşadık” sorusunu sormak düşecek.