Doğan Kuban hocanın o çok güzel yazısı akla geliyor, umutsuzluk bize yakışmaz diyen ve kaybedilen bir seçimin ardından bizleri cesaretlendirip ayağa kaldıran yazısı... Cumhuriyetin içinde bulunduğu ve bizleri karamsarlığa sevk eden zorluklar karşısında pes etmemiz için iktidarın dirençlerimizi kırmak istemesi karşısında baş kaldıran yazısı.

Bazen biz kendi geleceğimizin bizzat düşmanı olabiliyoruz. Yapacağımız onca iş varken içimizdeki enerjiyi yok etmenin ötesinde eksilere indiren ve vurdumduymazlığa esir eden psikolojik çöküntünün ağır yükü altında kaybolup gidebiliyoruz.

***

Genel seçimlerde böyle bir durum yaşandı, ama aradan bir yıl geçti ve hâlâ bizzat CHP’li veya demokrat, yurtsever, gelecekte umut ışığı arayan Atatürkçü seçmenlerin bir kısmında dahi olsa bu psikolojik travma yazılıp çizildiği gibi varsa, yazık olur.

İktidar var gücüyle asılıyor. Büyük kentleri bir şekilde düşürürse bu kentlerin bütçelerini de ele geçirip tam bir ekonomik tahakkümünü ilan edecek.

Sadece ekonomik değil. Buralardan aldığı güçle siyasi tahakkümünü de tamamlayacak.

İktidarın hedefi büyük kentlerle birlikte 2028 seçimlerine hazırlanmak ve çok daha geniş bir seçmen kitlesi üzerinde siyasi yönlendirici etkisini katbekat artırmaktır.

***

İktidar her alanı alabildiğine siyasileştirirken, her şeyden siyasi rant elde etmeyi bir numaralı politikası yaparken, muhalif seçmenin gönül ve hayal kırıklığı ile geleceğe yönelik iyi ve güzel duygu düşünce ve inancını kaybederek siyasetten ruhunu arındırması, tam egemenlerin yapmak istediğine esir olmaktır. İktidara karşı vurdumduymazlık beyaz bayrak çekmektir.

Biraz ağır mı oldu yazdığım? Ama bu duygular içindeyim.

Varsa çevrenizde sandığa gitmem diyen, herkesin görevi o noktada başlıyor.

***

Lütfen son iki yazımı okuyun.

Oy kullanırken seçeceğiniz başkanların elini rahatlatın, partisine de oy verin. Yüzde 10 barajını geçemeyen partilerin hiçbiri belediye meclislerine tek bir temsilci sokamayacaklardır ve oyları heba olacaktır.

Çok ağır bir ekonomik kriz bizi bekliyor.

Seçimlerden sonra siyasetin daha da yoğunlaşacağını, Özgür Özel’in her kesimle sahada olacağız açıklamalarından anlıyoruz.

Kuban hocanın sesi kulaklarımda çınlıyor: Umutsuzluğa yer yok!

Doğan Kuban 's very beautiful article comes to mind, his article saying that despair does not suit us and encouraging us after a lost election... His article rebelling against the government's desire to break our resistance so that we would give up in the face of the difficulties that the Republic is facing and that drives us to pessimism.

Sometimes we can be the enemy of our own future. While we have so much work to do, we can get lost under the heavy burden of psychological collapse, which not only destroys the energy within us, but also reduces it to minuses and enslaves us to apathy.

***

Such a situation occurred in the general elections, but a year has passed and it would be a shame if this psychological trauma still exists as it is written, even among some of the CHP voters or democratic, patriotic, Ataturkist voters looking for a ray of hope in the future.

The government is hanging with all its might. If it somehow brings down the big cities, it will take over the budgets of these cities and declare complete economic domination.

It's not just economical. It will complete its political domination with the power it receives from here.

The government's goal is to prepare for the 2028 elections together with major cities and to greatly increase its political guiding influence over a much larger electorate.

***

While the government politicizes every field to the fullest and makes it its number one policy to gain political profit from everything, the opposition voters purifying their soul from politics by losing their good and beautiful feelings, thoughts and faith for the future with heartbreak and disappointment, is exactly like being a slave to what the rulers want to do. Indifference to the government is raising a white flag.

Was what I wrote a little harsh? But I have these feelings.

The duty of everyone around you who says they will not go to the polls, if any, begins at that point.

***

Please read my last two articles.

Make it easier for the presidents you choose when voting, and vote for their party. None of the parties that fail to pass the 10 percent threshold will be able to elect a single representative to the municipal councils and their votes will be wasted.

A very severe economic crisis awaits us.

We understand from Özgür Özel 's statements that we will be on the field with all segments of society , that politics will become more intense after the elections .

Kuban Hodja's voice rings in my ears: There is no room for despair!