Özgür Özel ve arkadaşları, aylardır iktidarın CHP’ye ve CHP’li belediyelere karşı elindeki hukuk enstrümanlarıyla yaptığı saldırılara karşı direnişin kalesi rolünde. Evet herkesin söylediği gibi, mesele CHP’yi aşmış, ülkede çok partili hayatı, demokrasiyi, kuruluş değerlerini, ülkenin bağımsızlığını savunma noktasına varmıştır.
Bu kadar değil tabii ki. Yedi yıldır adım adım ülkeyi ve milleti, hemen her aracı kullanarak iktidar mensuplarına, şirketlerine ve para babalarına soydurarak yoksullaştırma politikalarına karşı direniş de CHP’de somutlaşmıştır.
CHP ÜZERİNDE AĞIR YÜK
Bu ülke eşitsizliğin ve yoksulluğun bu kadar ayyuka çıktığı bir dönemi hiç yaşamamıştır. Yeni liberalizm Avrupa ülkelerinde de uygulama alanı bulmuştu ama çoğu dimdik ayaktadır ve hiçbiri Türkiye’nin bu korkunç durumunu yaşamadı ve görmedi. Ülkemizdeki ise ilkel ve vahşi 18-19. yüzyılın emeği sömürme dönemiyle kıyaslanabilir. Karl Marx ve F. Engels’in saptamaları şuydu: Kapitalistler emekçiye ancak yarın işe gelip üretime katkıda bulunabilecek ölçüde bir ücret veriyorlardı. Bu bakımdan komünist manifestoları o dönemin koşullarına uygun şu sloganla bitiyordu: Zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyin yok.
1800’LERİN EMEKÇİLERİ
Şüphesiz o dönemin koşulları dünyada genellikle yok, Türkiye’de de. Ancak Türkiye’de önemli bir kesimi, başta emeklilik aylıklarından başka geliri olmayanları belki 1800’lerin Marx döneminin emekçileri ile kıyaslayabiliriz. Peki günümüz açlık ve yoksulluk sınırlarının iki üç katı gerisinde evine para giren milyonlarca emekçiye ne diyeceğiz?
CHP iktidarının eninde sonunda kurulacağı görünüyor.
CHP çok iyi bir ekonomi politikası ile Türkiye’deki bu büyük enkazı kaldırabilir.
CHP’nin, yüreği kendisi, çevresi veya fırsatçı için değil, bu ülke ve millet için çarpan yeni ve daha genç politikacı tipiyle örgütünü yenilemesi için muazzam bir fırsatı var. Sadece örgütünü değil, ilkelerini de amansızca ve hiçbir taviz vermeden yol gösterici olarak ortaya koymalıdır. Yükselmekte olan CHP’ye yanaşacak olan çok olacaktır. Eşitliği, adaleti ve dayanışmayı tavizsiz savunacak bir CHP!
OTOKRASİYİ GERİLETECEK GÜÇ
CHP’yi bugün CHP yapan 50’yi aşan milyonlarca insanın katıldığı coşkulu mitinglerdir. İktidarın en çok korktuğu...
Otokrasiyi geriletecek ve demokratik yollara yeniden işlerlik kazandıracak olan, milletin bu direnişi olacak.
Hiçbir zaman terk edilmeyecek mükemmel bir mevzi.
Kimileri, umutsuz bir grup, eee ne olacak, aynı teraneler, alkışlar vb. diyerek hiçbir şeyin değişmediğini ve değişmeyeceğini söylüyor ama meydanlardaki bu büyük enerjinin, iktidarı epey boşalttığını ve CHP’ye yükleme yaptığını gözden kaçırıyor.
Ülkenin hiçbir döneminde yaşamadığımız bir meydan direnişi yaşıyoruz.
İktidar bu nedenle, gel Ankara’ya siyaseti burada yap (bunun arkasında gel yeniden görüşelim de var mı, bilmiyorum), biz de seni parti olarak derdest etmeyelim, çağrısı yapıyor.
‘HALK CEPHESİNİN ADI CHP’
Bir dostum önceki gün CHP program toplantısına katıldı ve düşüncelerini şöyle paylaştı:
“Dün CHP Genel Merkezi’ne davetliydim, çok güzel bir toplantı oldu. Uzmanlar, akademisyenler, partinin ileri gelenleriyle CHP programını gözden geçirdik. Katılım güzeldi, yüksekti, coşkuluydu, ‘Biz buradayız’ havası çok değerliydi. Türkiye’nin yarınlarını aydınlatmak için sosyal demokratlar ve sosyalistler buluştu. Halk cephesinin adı CHP oldu.
CHP’nin kurucu iradesini sıkça hatırlaması, Kuvayı Milliye ruhunu yardıma çağırması çok önemli. Yeni kadrolar ve özellikle gençler buna göre şekillenecek, şekillenmeye başladı. Özgür Özel ve İmamoğlu sıkça ‘CHP değişti’ mesajını veriyor. Evet, son 6 ayda bile değişti ve değişiyor, daha da alacak yol var. Ama Türkiye’nin başka ülkelere nasip olmayan önemli bir entelektüel birikimi var. Sabırla, inatla, severek, direnerek, en önemlisi mücadeleyi severek, mücadeleye ısınarak ilerlenirse hiçbir güç engelleyemez, bu coşkun seli.
Ayrıca harp okullarında ‘ebedi komutan’, CHP’de ‘ebedi başkan’ vurguları çok önemli. Atatürk’te birleşiyoruz!”
Haydi hayırlısı...