75 yıllık çok partili demokrasi tarihimizde görülmedik hatta dudak uçuklatan işler oluyor… İktidar yargı kanalıyla ülkenin birinci partisi konumuna gelen CHP’yi dizayn etmeye çalışıyor…
İstanbul yönetiminin görevden alınan geçici kılıfıyla kayyum atanması hafife alınacak, olur böyle şeyler, kayyum da CHP’li diye geçiştirilecek karar değil…
Derin çok derin, ucu Ankara’ya uzanacak kadar derin…
Nitekim Ankara’daki mahkeme İstanbul’dan ‘tedbir’ dosyasını isteyerek genel merkeze de kayyum hazırlığı yapıldığının sinyalini verdi. 15 Eylül’de mahkemenin mutlak butlan kararı verip anahtarı Kılıçdaroğlu’na teslim etmesi veya tedbir kararı vererek kayyum ataması sürpriz olmaz…
CHP yönetimi düne kadar bu olasılığa imkansız diyordu, ihtimal vermiyordu ama iktidar medyası aylardır önce İstanbul sonra Özgür Özel diye yazılan senaryoyu okuyordu…
Dedikleri çıktı!...
Soru şu; bundan sonra ne olur? Yani Ankara’daki hakim benzer bir karar alırsa ne olur? CHP kayyuma teslim edilirse?
Senaryo çok…
İktidar paldır küldür baskın seçime gidebilir. Erdoğan/Bahçeli ikilisi dün bu olasılığı masaya yatırmak için bir araya gelmiş olabilir. Baskın seçim için 360 milletvekilinin oyu geriyor… Meclis Başkanı’nı çıkartırsak iktidar bloğunun (AKP/MHP/DSP/Hüda Par) 323 milletvekili var…
İşte kafa karıştıran senaryo burada başlıyor…
Erdoğan hadi seçime gidelim, millete soralım derse, CHP milletvekilleri ne yapar?
Partileri kayyum tarafından yönetilirken seçime evet derler mi? Hayır bu ortamda seçim istemiyoruz yanıtı mı verirler?
Zor karar…
Evet derlerse bir türlü hayır derlerse bir türlü…
Evet derlerse… CHP’nin parasıyla puluyla, hazineden alacağı seçim yardımıyla, kampanyasıyla, milletvekili adaylarını belirleme kararıyla tüm yetki kayyumun elinde olacak…
Cumhurbaşkanı adayını bile kayyum belirleyecek… İkinci Ekmeleddin İhsanoğlu vakası yaşanabilir!..
Hayır derlerse… CHP Genel Başkanı Özel’in önceki gün söylediği, şartları Erdoğan belirlesin yeter ki seçim olsun çağrısı havada kalacak. Anlamsız olacak. Çünkü Erdoğan şartlar bu diyecek…CHP’yi seçimden kaçmakla suçlayacak… Onların derdi koltukmuş diyecek…
Kırk katır mı kırk satır mı dersiniz, iki ucu boklu değnek mi derseniz bilemem…
Ama vaziyet bu…
Baskın seçim olursa Özgür Özel dahil, bugünkü yönetimde olanların tümü hatta milletvekillerinin kahir ekseriyeti listelerde kendilerine yer bulamayabilirler!..
Nazik söyledim bulamayacak…
Kayyum onları yok sayacak…
Onlar da bağımsız aday olurlar veya TİP listesinden girerler diyebilirsiniz… Bu formül Meclis’e girmeye, etkin muhalefet yapmaya yeter ama Meclis çoğunluğunu almaya yeter mi?
Sonra baskın seçim süresi 45 günse bu formülü kısıtlı parayla kısıtlı medya ortamında seçmene izah etmek kolay mı?
Değil tabii…
100 bin imza toplayıp kendi cumhurbaşkanı adaylarını çıkarabilirler denecektir. Diplomasi iptal edilen İmamoğlu baskın seçimde aday olmayacağına göre başka aday çıkaracaklar…
O aday hangi parayla, hangi kampanyayla, örgütsüz yapıyla, medya sansürü altında CHP şemsiyesi dışında kendini nasıl anlatacak?
Medya Erdoğan ile CHP’deki kayyumun belirlediği adayı parlatacak, gerçek muhalefetin adayı yok sayılacak…örnek mi? 2018 seçimlerinde Cumhurbaşkanı adayı Akşener gazetelerde kibrit kutusu kadar yer bulamadı. Ekranlar zaten görmezden geldi…
Vaziyet bu…
Soru şu, CHP kayyuma teslim edildikten sonra Erdoğan hadi seçime gidelim derse CHP’li milletvekilleri ne yapacak?
Bu olasılık hayata geçerse seçmen ne yapar ikinci soru…
Bunu da sonra tartışırız…
Sonra diyorum, siyasetin bunaltan ortamında bütün yaz nöbetteydim. Kısa bir tatile ihtiyacım var. Müsaadenizle…