CUMHURBAŞKANI Erdoğan, “Terörsüz Türkiye” sürecini tam 1 yıl önce Malazgirt’ten başlatmıştı.
Bu kez de Malazgirt’ten yeni bir konseptin parametrelerini ortaya koydu. O nedenle artık Erdoğan’ın her Malazgirt konuşmasını yeni bir dönemin işareti olarak değerlendireceğim.
Malazgirt’in Türk yurdu olmasını sağlayan Sultan Alparslan’ın zaferinde Türklerin yanında Kürtler ve Araplar vardı. Ortadoğu’nun üç kadim halkı olarak bu kez de Türkiye’nin huzuru ve bölgenin güvenliği açısından yeni bir proje yürütüyoruz. Bunun adı “Terörsüz Türkiye” projesi. Hedefi ise “Terörsüz Bölge”.
PKK’nın silah bırakma ve tasfiye sürecini Irak ve Suriye’de Araplarla ve Kürtlerle birlikte yürütmüyor muyuz?
Yıllardır Türkiye’nin güvenliği Gazze’den, Beyrut’tan, Şam’dan, Bağdat’tan başlıyor derken hayal satmıyorduk.
İsrail’in saldırganlığı, Lübnan’daki, Suriye’deki, Irak’taki iç savaş tecrübeleri bize bunun ne kadar doğru olduğunu gösterdi.
Bölgenin huzuru da yine Gazze’den, Beyrut’tan, Şam’dan, Bağdat’tan ve Ankara’dan başlıyor.
YÖNÜNÜ ANKARA VE ŞAM’A DÖNMEK
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malazgirt’teki konuşmasında buna yeni bir konsept kazandırdı.
“Yönünü Ankara’ya ve Şam’a dönenler kazanacak” dedi.
Irak’ta yönünü Bağdat’a ve Ankara’ya dönenler kazandı.
Libya’da yönünü Ankara’ya ve Trablus’a dönenler kazandı.
Suriye’de yönünü Şam’a ve Ankara’ya dönenler kazandı.
Lübnan Başbakanı Mikati, “Önce Allah’a sonra Türkiye’ye güvenmeyiöğrendik” demedi mi?
İSRAİL SİZİ KURTARAMAYACAK
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın buradaki mesajının adresi net. Erdoğan, Suriye’de silah bırakmaya yanaşmayan YPG-PKK’ya mesaj verdi.
“Kıblesini şaşıranlar kendine yeni patron arayanlar ise kaybedecektir” dedi. Bu YPG-PKK’ya yapılmış önemli bir uyarıydı. Çünkü YPG-PKK Öcalan’ın çağrısına, PKK’nın aldığı karara ve “Terörsüz Türkiye” sürecine rağmen Suriye ordusuna entegre olmaya karşı direniyor. Cumhurbaşkanı’nın yeni patronlar arıyor dediği ülke belli. YPG bir süredir İsrail’le iş tutuyor. İsrail, Suriye’yi karıştırmaya çalışıyor. Güney’de Dürzileri, Kuzey’de ise SDG-PKK’yı kullanıyor. Ama bakalım yeni patronunun gücü SDG’yi kurtarmaya yetecek mi?
SURİYE’DEKİ KÜRTLER
PKK ile 50 yıldır mücadele ediyoruz. PKK’nın silah bırakma ve fesih kararıyla birlikte yeni bir sürece girildi. Suriye’de ise ABD’nin, yeni Suriye yönetiminin ve Türkiye’nin perspektifi örtüşüyor. Türkiye bu işbirliği zeminini bozmak istemiyor. Çünkü SDG demek Amerika demek. ABD ile SDG’nin yeni Suriye ordusuna entegre olması yönündeki perspektifimiz uyuşuyorsa, bir askeri harekat düzenleyip bunu bozmanın anlamı yok. 50 yıl mücadele ettik, çözüm için 50 gün bekleriz. Ayrıca Türkiye, Suriye’deki Kürtleri hiçbir zaman düşman olarak görmedi. Suriye iç savaşı başlamadan önce Beşar Esed ile yapılan görüşmelerde, Kürtlere kimlik ve pasaport verilmesi, muhalif Kürt liderlerin cezaevinden çıkarılması ve eşit vatandaşlık ilkesi doğrultusunda hakların tanınması istenmişti. Bugün de Suriye’deki Kürtleri tehdit olarak görmüyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye’deki tüm kardeş halklar gibi Kürtlerin de güvenliğinin, huzurunun, esenliğinin teminatı Türkiye’dir” dedi. Onlar bizim akrabalarımız. Türkiye’nin sorunu ABD ve İsrail’in kuklası olan SDG-PKK ile.
KILIÇ UYARISI
Ankara, askeri operasyon seçeneğini de göz ardı etmiyor. SDG silah bırakmaya yanaşmazsa, Türkiye’nin desteğiyle, yeni Suriye yönetimi, Arap kabileleri ve Suriye Milli Ordusu geniş çaplı bir askeri operasyon yapacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan’da bunun işaretini verdi. İlk kez, “Kılıç kınından çıkarsa kelama yer kalmaz” dedi. O zaman söz biter, silah konuşur. Sabrediliyorsa yürütülen “Terörsüz Türkiye süreci” zarar görmesin diye sabrediliyor. Yoksa SDG’nin Suriye topraklarından söküp atılması Erdoğan’ın bir işaretine bakar. Esed rejimini deviren irade SDG ile başa çıkamayacak mı?
BU SEFER BAŞARAMAYACAKLAR
Suriye sahasında çok önemli gelişmeler yaşanıyor. Ona ayrı bir bölüm açıp Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Malazgirt mesajlarına dönmek istiyorum.�Erdoğan’ın, Ahlat ve Malazgirt konuşmalarının her satırının ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekiyor. Ahlat’ta, “Son düzlüğe girmiş bulunuyoruz” diyen Erdoğan, Malazgirt’te, “Fitne duvarlarını yıkmak için başlattığımız Terörsüz Türkiye sürecinde kısa sürede önemli mesafe kat ettik. Tüm kurumlarımız çalışmalarını bir kuyumcu titizliğiyle sürdürüyor. Kimin sürece alakasız gündemlerle süreci zehirleme gayretinde olduğu milletimiz tarafından not ediliyor. Süreci kundaklama çabalarına rağmen başardık. Ne yaparsa yapsınlar bu sefer başaramayacaklar” diye konuştu.
Evet bu sefer, barışa inananlar kazanacaklar.
MAZLUM ABDİ GECE ŞAM’A GETİRİLDİ
Mazlum Abdi, Amerikan helikopterine bindirilip Şam’a getirilmiş ve 10 Mart’ta Ahmed Şara ile birlikte SDG-PKK’nın Suriye ordusuna entegre olmasını öngören 8 maddelik bir anlaşmaya imza atmışlardı.
Mazlum Abdi, İsrailli efendilerine güvendiği için şu ana kadar anlaşmanın gereğini yerine getirmedi. Pazartesi günü ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye özel temsilcisi Tom Barrack başkanlığındaki bir heyet Şam’daydı. Mazlum Abdiyine ABD korumasında Şam’a getirildi. Abdi önce Tom Barrack ile ardından Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile görüştü
RAHATSIZLIK YARATTI
Daha önce, “Tek millet, tek halk, tek ordu ve tek Suriye” diyen Tom Barrack’ın, “Federasyon değil ama onun biraz altında, herkesin kendi bütünlüğünü, kendi kültürünü, kendi dilini korumasına izin veren ve İslamcılık tehdidi olmayan bir yapı düşünülmeli” şeklindeki açıklaması Ankara’da rahatsızlığa yol açtı. Ankara şimdi ABD’nin Suriye politikasında bir değişiklik olup olmadığını tartışıyor.
ŞARA’NIN AÇIKLAMASI
Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şara ise, “Kürtler ve Suveyda ile ilgili ayrılık hariç tüm çözümler tartışılabilir” diye açıklama yaptı. Şara, “Suriye’deki herhangi bir ayrılık çağrısı, sadece hayal olarak kalacaktır” diye konuştu.