Özgür Özel’in Kapki’si Beyoğlu’nu yaktı

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in iktidara saat vererek, saat 12’de AK Parti’nin bitiş tarihi gibi bir havada şikâyet dilekçesini açıkladığı, muteber işadamı muamelesi yaptığı Murat Kapki, Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney’i yaktı.

Hem de ne yakma...

“Karagümrük yanıyor, herkes benden biliyor” durumu söz konusu.

“Beyoğlu yanıyor, mahkeme Murat Kapki’den biliyor.”

Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney’in gözaltına alınmasına neden olan iddiaların sahibi itibarlı itirafçı Murat Kapki. Kapki, İnan Güney’i sistemin adamı olarak tarif etmiş, “İnan Güney daha önce Beşiktaş Belediyesi’nin iştirak şirketi olan Beltaş’ın genel müdürüydü. Her ne kadar şu an Beyoğlu’nda Belediye Başkanı olsa da Beşiktaş Belediyesi’nde ve Beltaş’ta halen fiiliyatta yetkili ve söz sahibidir. Reklam alanları ile ilgili işleri organize etmektedir. Dosya kapsamında şüpheli bulunan Serkan Öztürk, İnan Güney’in çok yakın arkadaşıdır ve aynı zamanda kasasıdır. Bu reklam alanlarını Serkan aracılığıyla diğer şirketlere vermektedir. Dosya kapsamında bahsi geçen ve önceki ifademde de Hüseyin Köksal’dan duymuş olduğum SİSTEM içerisinde İnan Güney de vardır. İnan Güney, Ekrem İmamoğlu’na çok yakın bir isimdir. Tabiri caizse Ekrem İmamoğlu’nun adamıdır. Açık hava reklam sektöründe İnan Güney’in çok yüksek miktarlarda haksız kazanç elde ettiği bilinir” demişti.

ÖZGÜR ÖZEL İNANDI MI

Sizin muteber adamınız Murat Kapki böyle dediğine göre İnan Güney hakkındaki iddialara inandınız mı Özgür Bey?

Özgür Özel’in itirafçılıktan muteber adamlığa terfi ettirdiği Murat Kapki aslında Ekrem İmamoğlu başta olmak üzere İBB soruşturmasındakilerin bir çoğunu yakan adam.

SİSTEMİ İFŞA ETMİŞTİ

Ekrem İmamoğlu’nun siyasi ikbali için bir fon oluşturulduğunu, bunun adına “Sistem” denildiğini ilk ifşa edenlerden biri Murat Kapki’ydi.

“Hüseyin Köksal bahsi geçen bu ihalelerden elde edilen kârın kendi hissesine düşen kısmının yüzde 60’ını Murat Ongun vasıtasıyla Ekrem İmamoğlu’na (SİSTEM’e) aktardı. Bu hususu, Hüseyin Köksal bana bizzat anlattığından dolayı biliyorum. SİSTEM içerisinde biriken bu paraların Ekrem İmamoğlu’nun siyasi istikbalinin inşası, Olay TV’nin satın alınması, Taksim Gümüşsuyu’nda bulunan Tarih dergisinin bulunduğu binanın satın alınmasında kullanıldığını yine Hüseyin Köksal’ın bana anlatmasından dolayı biliyorum” demişti.

Özgür Özel itibarlı biri dediğine göre Kapki’nin, İmamoğlu sistemi hakkındaki açıklamalarını da doğru kabul edeceğiz demektir.

7 MİLYON İSTEDİLER

Kapki’nin itiraflarından birkaç örnek:

- “2019 seçimlerinden sonra beni önce Eyüp Subaşı arayarak, İBB’nin havuzunda kayıtlı olan şirketlerin 7 milyon TL para vermesi gerektiğini yoksa İBB havuzundan çıkarılacağını söyledi. Daha sonra beni Serdal Taşkın’ın yardımcısı bir bayan arayarak beni Topkapı’da bulunan Kültür A.Ş.’ye davet etti. Burada Kültür A.Ş.’nin Genel Müdürü Serdal Taşkın ile görüştüm. Aynı şekilde o da bana, ‘Havuzda kalmak ve belediyeden izin almak istiyorsan 7 milyon TL ödemen gerekiyor’ dedi. Hüseyin Köksal’ı arayarak benden 7 milyon TL istediklerini, bu konuda bana yardımcı olmasını söyledim. O da bana Murat Ongun’u arayıp durumu ileteceğini söyledi. Murat Ongun’u aramış ve fiyatı 6 milyon TL’ye düşürmüş. Ben de bu parayı Kültür A.Ş.’ye kesmiş olduğu faturaya istinaden çek keserek ödedim.”

ZORLU’DA

Murat Kapki itiraflarını sürdürüyor:

-“Hüseyin Köksal’ın Zorlu’nun otel kısmı olan Raffles’da bulunan kiralamış olduğu bir dairesi bulunmaktaydı. Burada hemen hemen her gün Murat Ongun, Emrah Bağdatlı ve Ahmet Köksal ile otururlardı ve gizli konular hakkında toplantılar yaptıklarını biliyorum. Tahmin ediyorum ki Hüseyin Köksal burada Murat Ongun ve diğer şahıslara el altından para vermektedir.”

ŞİRKETLER ONGUN’UN

Son bir alıntı daha:

-“Konser, etkinlik, milli bayramlarla ilgili organizasyonlar tarafında da Murat Ongun, Emrah Bağdatlı’nın üzerinden süreci yönetmektedir. Bu alanda da fiiliyatta sahibi olduğu şirketler bulunmaktadır. Emrah Bağdatlı’nın ortak olduğu tüm şirketler aslında Murat Ongun’undur. Bu hususları da Hüseyin Köksal’dan duyduğum için bilmekteyim.”

ÖZGÜR BEY

Özgür Bey sizin AK Parti iktidarını bitireceğini düşündüğünüz itibarlı Kapki’niz böyle bir adam işte. Size bir kulis vereyim; Murat Kapki’nin adamları avukat Mücahit Birinci’den önce Ankara’da başka kapıları çalmış, ama kimse tuzaklarına düşmemiş.

SDG’YE OPERASYON SÜRECİ BAŞLIYOR

Trump- Putin görüşmesi nedeniyle Rusya-Ukrayna savaşına odaklandık ama Suriye’de SDG’nin kontrol ettiği bölgede önemli gelişmeler yaşanıyor. Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, kuzeydoğu Suriye konusunda ilk kez Suriye, SDG, Türkiye ve ABD’nin ortak bir anlayışa vardığını açıkladı. Şara, anlaşmanın dört tarafça onaylandığını şu anda uygulanma mekanizmalarının tartışıldığını ifade etti.

HAKAN FİDAN’IN UYARISI

Sorun şu; SDG anlaşmayı uygulamaya hazır olduğunu söylese de sahadaki adımlarıyla çelişkili bir tutum sergiliyor.

Bir süredir SDG’yi uyarıp, “Şiddet kullanarak bölmeye ve istikrarsızlaştırmaya doğru giderseniz, bunu kendi milli güvenliğimize yönelik doğrudan tehdit olarak algılarız ve müdahale ederiz” uyarısında bulunan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, bu kez de “SDG oyunbozanlık yapıyor, sisteme entegre olmuyor ve olumlu havayı bozuyor” dedi.

Hakan Fidan sıradan bir isim değil.

Çünkü SDG, bir yetkilinin ifadesiyle gerillacılık oynayarak Ankara’nın sabrını zorluyor. Ama sabır taşı çatlamak üzere. Ahmed Şara’nın olumlu ifadelerine rağmen SDG’ye yönelik askeri operasyon hazırlıkları da hızlandırılmış durumda. Bunun ilk işareti, 10 Ağustos günü altında 27 Arap aşiretinin liderinin imzası olan ‘Genel Suriye Aşiretleri Bildirisi’ydi. Arap aşiretleri zorla topraklarını ellerinden alan, yıllarca Esed rejimiyle işbirliği yaparak kendilerine zulmeden SDG’ye karşı harekete geçiyorlar.

OPERASYON HAZIRLIĞI

SDG’ye yönelik operasyonları Arap aşiretleri, Suriye resmi ordusu ve bizim desteklediğimiz Suriye Milli Ordusu yürütecek.

PKK’nın silah bırakma ve tasfiye sürecine zarar vermemesi için Türkiye doğrudan katılmayacak, ancak lojistik ve istihbari destek sağlanabilir.

Suriye’de SDG’yi tasfiyeye yönelik yeni bir süreç başlıyor.

Mazlum Abdi, İsrail ve Fransa’nın kışkırtmasıyla, CENTCOM içindeki bazılarına güvenerek yanlış hesap yaptı. Bakalım şimdi İsrail ve Fransa onu kurtarabilecek mi?