24 yılın hikayesi: Nereden nereye…

Cumhurbaşkanı Erdoğan dün ‘AK Parti yeni katılımlarla büyüyor’ diyerek CHP’nin ‘Topuklu Efesi’ Özlem Çerçioğlu’nun yakasına partisinin rozetini taktırırken AK Partililer de liderleri gibi bir hayli mutlulardı.

Oysa Cumhurbaşkanı ve AK Parti lideri Erdoğan dün sıradan, herhangi bir CHP’li siyasetçinin yakasına rozet taktırmadı. Klişe söylem olacak ama AK Parti dün zamanlaması oldukça manidar bir transfer gerçekleştirdi.

İktidarının CHP’li belediyelere yönelik yargı eliyle yürüttüğü operasyonları “Yolsuzluk, rüşvet ağı, haraç boyutuyla organize suç vasfını aşarak ülke güvenliğini tehdit edecek boyutlara ulaştığı anlaşılıyor. Yolsuzlukta yamyamlığın kitabını yazmışlar sadece İstanbul değil, başka iller de ne yazık ki felaket durumda. Daha kamuoyuna yansıyanlar buz dağının sadece görünen kısmı” diyerek savunan Cumhurbaşkanı Erdoğan…

CHP’li belediyelerle yönelik yürütülen operasyonlar kapsamında hakkında ihalelerde usulsüzlük, rüşvet, görevi kötüye kullanma gibi suçlamaların yer aldığı yürüyen 18 davanın ve yaklaşık 20 soruşturmanın bulunduğu Özlem Çerçioğlu’nun yakasına AK Parti rozetini taktı.

Gizlisi saklısı, ortada bilinmezi olan bir durum yok.

Belli ki AK Parti ve CHP arasındaki bu sert kutuplaşmada iki taraf da sonuç itibariyle rahatsız değil; transferi gerçekleştiren taraf da transfer olan taraf da neticeye bakıyor.

Bu iktidar açısından ikinci bir “ama montaj ama bu ama şu” hadisesidir.

Ya da iktidar açsısından ikinci bir “Bu neticeyi küçümsemeye çalışanlar var. Boşuna uğraşmayın, atı alan Üsküdar’ı geçti” vakasıdır. İki hadise de iktidarın netice almaya yönelik her yolu mübah görmesinin karakteristiğini ortaya koyan örneklerdi.

Mevzu malum ama unutanlar için 2023 seçimlerinde AK Parti’nin Altılı Masa’nın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun PKK ile işbirliği yaptığına dair kullandığı kara propaganda videolarının sahte çıkması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan çıktığı bir televizyon programında “ama montaj ama bu ama şu” demişti. İkincisi ise 2017 Referandumunda ortaya çıkan mühürsüz pusulalar hadisesi üzerine “atı alan Üsküdar’ı geçti” demişti.

***

Yargı eliyle yolsuzluk, rüşvet gibi ağır suçlamalarla CHP’li belediyelere yönelik operasyon yürüten iktidar partisinin normal şartlarda en azından partisinin temiz olduğunu göstermek için bile hakkında bu kadar soruşturma olan bir belediye başkanının yakasına parti rozetini takmaması lazım gelmez mi?

Gelir elbette.

Ama umurunda değil, bunları umursamıyor. Çünkü AK Parti artık bunları umursama, mahçup olma, kim hakkımızda ne düşünür eşiğini çoktan geçti.

Neticeye bakıyor. Netice olarak CHP’nin en güçlü kalesini çökerttiğini, CHP’nin en şöhretli belediye başkanını transfer ettiğini görüyor.

CHP’nin “Topuklu Efesi” de netice odaklı… Erdemliler Hareketi olarak kurulan, ‘yolsuzlukla, rüşvetle’ mücadele etme vaadiyle iktidara talip olan AK Parti’nin 24. Kuruluş Yıldönümünde topuğunda “yolsuzluk, rüşvet” suç dosyalarını sürüye sürüye partinin genel merkezine geliyor.

Dolayısıyla “Sonuç itibariyle Cumhuriyet Halk Partisi’nde siyaset yapma imkanı kalmadı” derken de “gördüğüm lüzum üzerine istifa ediyorum” derken de doğruyu söylüyor.

Ama madalyonun öteki yüzünde yazan hakikati, CHP’de kendisi için neden siyaset yapma imkanı kalmadığını, istifa için gördüğü o lüzumun ne olduğunu dilekçesinde yazmıyor ama yakınlarına söylemiş:

“6 metrekarelik cezaevi koğuşu!”

Cumhuriyet’ten Barış Terkoğlu “Topuk kırıldıktan sonra” başlıklı yazısında hadiseyi şöyle aktardı:

“CHP’nin Aydın siyasetindeki önemli isimlerden biriyle konuştum. CHP yönetimi Aydın’a Çerçioğlu’nu ikna etmeye gelmiş: Bir süredir AKP ile temasta olduğunu biliyoruz. Maalesef Aziz İhsan Aktaş’a ihaleler vermiş. Hakkında dosya açılmış. Bir süredir bekliyormuş. Dosyada harekete geçilmiş. Savcılık yazılar yazmaya başlamış. Özlem hanım telaşlanmış ‘bana da mı geliyor’ demiş. Bir belediye başkanı arkadaşımıza ‘Ben 6 metrekarede vakit geçiremem’ demiş.”

Çerçioğlu’nun önüne bir fırsat çıkmış ya “6 metrekarelik cezaevi koğuşu” ya da AK Parti’de işine gücüne bakmak, AK Partili Belediye Başkanı olarak makamında konforla oturmak.

İki taraf da kendileri açısından netice almaya bakmış. Kısa vaade de netice de almış gibi görünüyorlar.

Netice olarak Özlem Çerçioğlu 6 metrekareden kendini kurtarmış gibi… AK Parti de CHP’nin en güçlü kalesini bünyesine katmış, CHP’ye psikolojik olarak büyük bir darbe vurmuş gibi…

Yolsuzluk dosyaları olan bir CHP’li bir belediye başkanına AK Parti rozetinin takılması tavanda AK Partili belediye başkanı sayısını kağıt üzerinde artırır da tabanı da artırır mı?

Asıl soru bu.

Dikkat ettiniz mi, Erdoğan Çerçioğlu’nun rozetini kendisi takmadı, bir partili eliyle taktırdı… İçine sinmediğinin işareti mi acaba? Öyleyse niye transfer? Güç için…

***

AK Partinin son dönemi, bir iktidar partisi güç zehirlenmesine yakalandığında, güç zehirlenmesi virüsünün iktidarın bütün kılcal damarlarını sardığında neler olduğunu somut bir şekilde ortaya koyuyor. Güç zehirlenmesine yakalanan bir iktidar partisinin gerçeklikle bağı kopar. İktidar bağımlısı olur. Bu bağımlılık etkisinin yaptırmayacağı şey yoktur. İktidarda kalmak için her türlü siyasi manipülasyon, her türlü makyavelist aracı kullanır. Çünkü her yolu fütursuzca ve zalimane bir şekilde kullanır çünkü mübah olarak görmeye başlar.

Dolayısıyla AK Parti Genel Merkezi’ndeki bu transfer tablosu Erdemliler Hareketi olarak yola çıkan AK Partinin 24. Yılında, yolsuzlukla, yoksullukla ve yasaklarla mücadele vaadiyle iktidara gelmesinin 23. Yılında gerçekten de Erdoğan’ın ifadesiyle “nereden nereye” geldiğini göstermesi açısından bir hayli hazindi.