İktidar savaşı, daha doğrusu otoriter bir rejimin muhalefete karşı iktidarda kalma savaşı, normal bir demokratik sürecin parçası olmadığı ve iktidarı bırakmaya direndiği için çok sert geçer. Bu evrensel gerçeği ülkemizde de yaşıyoruz.
İktidar bir yıla yakın CHP’yi, seçimi alacak parti düzeyinden aşağılara düşürmek için çalışıyor. Her aracı kullanarak. Yargı, algı, hapis, tonlarca soruşturma, medya, HSYK... Keyfi tutuklamalar, asla salıvermemeler... Hastalığı kanıtlanmış Çalık’ı bile adli tıbbı kullanarak tahliye etmemek...
Tabii, Saray’ın has adamlarından oluşan yüksek yargı kurumunun da ılımlı veya normal davranmaya meyille mahkeme heyetlerini dağıtmak ve tüm yargıya gözdağı vermek: başınıza geleceği görün...
Belediyelerini kıskaca almaktan tutun, CHP’nin cumhurbaşkanı adayı İmamoğlu’nu bertaraf etmeye ve dahası CHP yönetimini Özgür Özel ve arkadaşlarının elinden almaya kadar uzanan bir sürecin içindeyiz.
HAYALİ BIRAKIN
CHP yöneticileri şüphesiz ellerinden gelen en iyi şeyi yapıyor: Türkiye’nin dört bir yanını saran ve kitleleri harekete geçiren ve meydanları dolduran mitingler veya “meydan eylemleri”. Bu büyük bir enerji birikimidir, halkın kulaklarını CHP’ye çevirdiği ve pür dikkat dinlediği görülüyor.
İktidar şimdilik bu alanı CHP’ye bıraktı. Müdahale etmiyor görünüyor. Ama binlerce genç göz altına alınıp bırakılıyor, yıldırma politikası. CHP’nin asla vazgeçmeyeceği, sonuna kadar sürdüreceği, bu mitinglerdir.
KÖTÜ POLİS SARAY
İktidarın kanadı MHP, bir süredir araya yemler atıyor.
Güya tutuksuz yargılama, iddianamelerin bir an önce hazırlanması ve yargılamaların başlaması...
Fakat arkasından daha güçlü tutuklamalar geliyor. İstanbul Büyükşehir’de, şoför bile kalmayacak yakında. O kadar yani.
MHP’nin söylediklerinde samimiyet ve gerçeklik olsa bu konuyu resmen Saray ile konuşur ve gerekeni yapar. Ama hayır, Bahçeli sanki iktidarda değilmiş, bir muhalefet partisiymiş gibi. MHP’nin tutumu adeta iyi polis rolünü anımsatıyor. Kötüsü de Saray.
‘KATOLİK NİKÂHLILAR’
CHP’li yetkililer ve İmamoğlu da arada bir Bahçeli’ye sıcak mesajlar gönderiyor. Ekrem Bey içeride, onu anlayabilirim belki... Bahçeli, iktidar yapısını asla bozmaz, en azından seçimlere kadar aralarında “Katolik nikâhı” olduğunu söyleyebiliriz.
Gelişmeyi iyi okumak gerekir. İktidar savaşının şiddetleneceğini düşünmemek için elde tek veri yok.
İmamoğlu’nu bırakmayacaklardır... Ve “rüşvetçi CHP” algısını ayakta tutmak için her şeyi yapacaklar.
TEHDİTLE BELEDİYE DEVŞİRME
Bir yandan da Aydın Büyükşehir Belediye başkanı ve üç ilçenin AKP’ye transferi, CHP kıskacının başka bir yönüdür. Bu ildeki CHP iktidarını AKP’ye taşımak yüksek bir siyasi ahlaksızlıktır. Tersi de olsa böyledir. Dosyayı daya burnuna, şirketini de hatırlat, tir tir titremeye başlasın. Diğer ilçeleri de peşinden sürükle. AKP koynunda korkusuz belasız istediklerini yaparlar belediyelerinde.
Şirketini devretmeden siyaset ve başkanlık yapmaya çalışanlar için zor durum. İktidar başka belediyelere de el atmayı sürdürecektir.
Bu ikinci belediye devşirme olayıdır. Seçimleri kaybet, iktidar gücüyle sonra ele geçir.
AKP’NİN KOMİSYONU
Meclis’te kurulan komisyon da AKP/ MHP’nin seçimi yeniden kazanma politikasının merkezindedir. Süreci yöneten de İmralı’dır.
CHP’nin sunduğu 25 maddelik demokratikleşme programının komisyonda bir şekilde dikkate alınması ve buna uygun Meclis’te değişiklikler yapılması da ham hayaldir. Suriye’deki gelişmeler de bu komisyonun ömrünü kısaltacak, en büyük tehlike, böyle bir çöküntünün CHP’nin üstüne kalmasıdır.
İktidarın seçim sürecinde başka neler yapabileceğini hep beraber göreceğiz. AKP ve CHP Kürt asıllı seçmenleri kazanma mücadelesi veriyor. Komisyonu kuran AKP bir adım öndedir. Bu bakımdan bu komisyonu sonuna kadar sürdürecektir.
Zaten DEM’liler de “Evet demokrasi işlemiyor ama bu komisyonun görevi öncelikle Kürt meselesini çözmektir” diyerek, ilgi alanını ve AKP ile işbirliğine öncelik vereceğini gösterdi.