CHP nereye

BİR yandan oldukça sert üslupla ‘siyasi hedefi’ de tartışılan, hatta mali kaynağı merak uyandıran mitingler; bir yandan ‘arka kapı diplomasisi’ gerekçesiyle ‘tatlı sert’ ama çoğunlukla ‘birbirine taban tabana zıt’ hatta çelişkili siyaset.

Bu duruşa bir de olağan kurultay takvimi kararı ile 13 Ağustos’ta başlayacağı ilan edilen mahalle ve eylülde bazı ilçe başkanlığı seçimleri hengamesi eklendi. Biz bu siyasi sertleşmenin hedefinin İmamoğlu’nu aday yapmaya ve erken seçime yönelik olmadığı yönündeki şüpheleri ‘şimdilik’ bir kenara bırakarak, derin CHP’yi içten içe saran mahalle bazındaki delege seçimleri ile başlayan ‘kaynamaya’ ayna tutmaya çalışacağız. Her türlü açıklamaya sütunlarımızın açık olduğunu bir kez daha hatırlatarak...

DİKENİN BATTIĞI YER İSTANBUL

Öncelikle şunu belirtmekte fayda var. CHP, 38. Olağan Kurultayı’nın iptal davası gündemden düşmüş değil. Gözler ’dikenin battığı yer’ İstanbul İl Kongresi’nde. Tartışmalar ve yolsuzluk iddiaları Cemal Canpolat’a karşı 16 oyla kazandığı ilan edilen Özgür Çelik’in başkanlık koltuğuna oturmasıyla başladı. Ağustos ayı İstanbul İl Kongresi ile ilgili ilginç kararlara sahne olabilir.

SİSTEM BUNA İZİN VERECEK Mİ 

Bu davadaki çelişki şu: Her siyasi parti kurultayında bu tür iddialar olur. ANAP’ta da öncesinde AP’de de yaşandı. Ama bu kadar yaygın itirafların olduğu hatta ‘iç-dış dinamiklerin’ devreye girdiği bir kurultay yaşanmadı diyebiliriz. Uzun zamana yayılmış bir organizasyonla... Bırakın siyasi parti içindeki bir grubu gelecekte yabancı bir servis, herhangi bir partiyi maddi imkânlar sağlayarak elde ederse ne olur?

O sebeple demokratik ve hukuk sistemi ‘parti ele geçirme’ hatta ‘çalma’ iddialarına sırt dönemez.

CHP’YE ATANAN KAYYUMLAR

Özgür Özel sürekli kayyuma karşı olduğunu söyledi. CHP kurultayı üzerinden öcü gösterilen kayyum sistemine bir bakalım: Divan oluştuktan sonra, divan başkanı yani İmamoğlu kurultayın herhangi bir sebeple yarıda kesilmesi ya da belli gerekçeleri öne sürmesi halinde genel başkan sorumluluğunu üstlenecekti. Divan seçime geçtikten sonra çıkacak her ihtilafta yönetim tamamen devlete geçmiş olur. 

Bu siyasi açıdan tartışılan bir konudur ama hukuki durum budur. Yani, inşallah temize çıkıp aklanırlar ama CHP kurultayı iptal edilirse kayyum atanabilir. Tek şartla mutlak butlan ile eski yönetim görevi reddederse. Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Partiyi kayyuma bırakamam” sözlerinden sonra üzerindeki baskı buydu. Kabul etme, kayyum gelsin.

Peki kayyuma karşı olan CHP il ve ilçelerde niye kayyum atıyor? Geçen hafta Çankaya İlçe Başkanı Fahri Yıldırım görevden alındı. Gerekçe olarak da Dilek İmamoğlu gösterildi. Ya da Yıldırım, Kılıçdaroğlu’na yakın olduğu için görevden alındı denildi. Tam öyle değil. Olayın merkezinde Tekin Bingöl var. İddiaya göre Yıldırım, Bingöl, Umut Akdoğan ve Gül Çiftçi arasında kurulan ittifaka karşı çıkan Çankaya Belediye Başkanı Hüseyin Güler, Gökhan Açık’ı ilçe başkanlığı için önerdi. YDK üyesi Ali Balta, Genel Merkez tarafından kayyum atandı. Daha önce Mamak’a kayyum atanmıştı. Sonra seçim yapıldı. Mardin İl Başkanı Eski Milletvekili Mahmut Duyan ve iki ilçesi görevden alındı. Bingöl başta olmak üzere doğu illeri potada. Amaç tek aday ile ilçe ve il seçimlerine gitmek. Üye olmak deveye hendek atlatmaktan zor. Genel Merkez üye kayıtlarını ilçelere havale ediyor, ilçeler de istediğini üye yapıyor, istediğini yapmıyor. Tam uzaktan kumanda. Baykal dönemine geri mi dönülüyor? Tam genel başkan demokrasisinin yeni perdesi. Peki o zaman olağanüstü kongreyi niye yaptınız? Dava devam ederken yeni bir kargaşaya gerek var mıydı?

GÜNÜN SÖZÜ

“SUÇLUYU bulmak istiyorsanız önce işlenen suçun kime yaradığını araştırın.” (Alexandre Dumas) (1802-1870)

METİN SÖZEN ANIT KİŞİYDİ

TÜRKİYE’nin kültürel mirasını korunmasına ömrünü adayan Prof. Dr. Metin Sözen geçen pazar günü Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verildi. Yakınları, Sözen’in kurucusu olduğu ÇEKÜL tarafından 7 Ağaç Ormanları’nda Metin Sözenanısına fidan dikilmesini istedi. Kültürel ve Doğal Mirası İzleme Platformu Yöneticisi Arkeolog-Editör Nezih Başgelen şu açıklamayı yaptı:

“Can sevgili Prof. Dr. Metin Sözen Hocamız ülkemizin kültürel belleği çerçevesinde mimarlık ve sanat tarihi alanlarında, kültürel miraslarımızın korunmasında büyük hizmetleri olmuş çok önemli bir değeri ve pek çok açıdan yeri doldurulamayacak müstesna bir anıt kişisidir. Kuruluşuna öncülük ettiği ÇEKÜL ve Tarihi Kentler Birliği onun önderliğinde ülkemizin benzersiz kültürel mirasının korunmasındaki başarılı dönüşümlerde öncü ve etkin kurumlar olmuştur. Safranbolu’dan Kemaliye’ye, Beypazarı’ndan Mardin’e, Kula’dan Divriği’ye, Edirne’den Kars’a değin pek çok örnek proje onun sayesinde hayata geçirilmiştir. Tarihi yerleşim yerlerimizin karakteristik özelliklerini bir araya getiren, kültürel miraslarını geleceğe taşıyan ülke müzelerinin kurulmasında ve ülke geneline yayılmasında onun rehberliğinin katkısı büyüktür. İdari ve mülki erkânın; valilerin, kaymakamların, belediye başkanlarının kültürel mirasa gönül vermelerinde onun büyük etkisi olmuştur.

Pek çok açıdan onun aramızdan ayrılmasından dolayı üzüntümüz büyük, kederimiz derin. Kültür sanat camiamıza, Çekül Vakfı ve Tarihi Kentler Birliği üyelerine, değerli eşi Betül Hanım’a, sevgili kızı Ilgın’a ve sevenlerine başsağlığı diliyoruz. Ne kadar saygın bir hocamızdı, onu çok özleyeceğiz.”

BELEDİYELER DE TOPLUM SAĞLIĞINA ÖNEM VERSİN

SİGARA izmaritlerini, gazoz ve bira kapaklarını sahillerde ve plajlarda lütfen yere atmayalım, çöp kutusuna atalım.Bira ve gazoz kapakları, çocuklarımızın ayağını parçalayabilir; paslanmış kapaklar tetanosa da yol açabilir. Çocukların da bulunduğu ortamda lütfen içki içmeyelim.

Ayrıca, her yer kedi ve köpek pisliği dolu! Belediyeler, sözde hayvanseverlerin ve mama lobisinin şirretliğinden çekiniyor; bundan dolayı başıboş köpekleri toplamıyor.

Türkiye’de milyonlarca başıboş köpek var ve bir gram köpek dışkısında 23 milyon bakteri bulunuyor.

Halk sağlığını hiçe sayan; sokakları ve çocuk parklarını bile işgal eden başıboş ve vahşi köpeklerin, çocuklarımızı parçalamasına duyarsız kalan sözde hayvanseverlerin yaygarasını lütfen ciddiye almayalım. Filiz ŞAHİN-Alsancak-İZMİR

OKUYUNUZ

- Dr. UMUR Gürsoy ‘Orman Yangınlarını Koruma ve Rehberi ve Yangına Dayanıklı Bitkilerin Atlası’ (Türk Tabipler Birliği Yayınları)

- ANTHONY Giddens ‘Modernliğin Sonuçları’ (İngilizce’den çeviren Ersin Kuşdil) (Ayrıntı)

- Prof. Dr. KOPTAGEL İlgün ‘Celal Bayar’ın Son Doktoru Anlatıyor’ (Manas Yayıncılık)

- STANLEY Wells ‘Shakespeare Nasıl Biriydi’ (Koç Üniversitesi Yayınları, Hamdi Koç’un çevirisiyle)

- NAZİ Almanya’nın Propaganda Bakanı Joseph Goebbels’in ‘Michael, Bir Alman Yazgısı’ (Fihrist)

- ALİ Bardakoğlu ‘İslami Yeniden Düşünmek’ (Kuramer)