İSRAİL, Suriye’yi tekrar vurdu. Amerika’nın tavrı ise çok yetersiz kaldı. Trump bile, “İsrail saldırısını değerlendiremem” dedi.
Bu, İsrail’in saldırılarına tavır koyamamak demektir.
İsrail, ne yapmak istiyor? İsrail, Suriye’yi dörde bölmek istiyor.
Güneyde Suveyda merkezli olarak bir Dürzi yönetimi, batıda Lazkiye ve Tartus’ta Nusayri devleti, kuzeyde SDG-PKK-YPG yönetiminde PKK devleti, Suriye’nin ortasında ise Arap cumhuriyeti kurulmasını istiyor.
1969’DA YAYIMLANDI
Böylece etnik ve mezhepsel olarak bölünmüş istikrarsızlık içinde bir Suriye hedefliyor. Ama bu plan yeni değil.
1969 yılında Yönelimler Dergisi’nde bu plan yayımlandı. Dörde bölünmüş Suriye haritasını yayımladılar.
Suriye’nin istikrarsızlaştırılmasının sadece o ülkeye değil bize de zararı büyük olur.
13 yıllık iç savaş sürecinde en büyük zararı biz gördük.
TÜRKİYE’DEN RAHATSIZ
ABD Başkanı Trump’ın deyimiyle, Suriye’nin anahtarı Türkiye’nin elinde. İsrail en çok bundan rahatsız oluyor. Suriye üzerindeki Türkiye etkisinden rahatsız. Bunu kırmaya çalışıyor.
Netanyahu, Beyaz Saray’da Türkiye’yi şikâyet etmişti.
Trump’ın “Makul ol Bibi” dediği görüşmeyi kastediyorum.
Suriye’de bir taş oynarsa tüm taşlar oynar. PKK’nın silah bırakma sürecini olumsuz etkiler.
Mazlum Abdi, Ahmed Şara ile 10 Mart’ta imzaladığı anlaşmayı yerine getirmiyor.
Eğer Suriye karışırsa SDG-PKK-YPG silah bırakmaz.
TÜRKİYE NE YAPAR
Peki bu durumda Türkiye ne yapar?
Türkiye bu risklere göre a, b ve c planlarını hazır tutuyor.
Suriye’nin bölünmesine ve SDG-PKK-YPG’nin bir bölgeyi kontrol altında tutmasına izin verilmeyecek.
1-İsrail, Suriye’yi istikrarsızlaştırmaya çalışırken; Türkiye, Suriye’nin istikrarını hedefliyor.
2-Türkiye, Suriye’nin toprak bütünlüğü ve istikrarını sağlamakta kararlı.
3-ABD’nin inisiyatif alması bekleniyor.
4- Suriye’de istikrarın sağlanacağı düşünülüyor.
5- Türkiye, ABD’nin SDG-PKK-YPG’nin yeni Suriye yönetimine entegre olması yönündeki yaklaşımını olumlu buluyor.
6- Ankara, ABD’nin bu tavrını korumasını istiyor. ABD ile birlikte SDG-PKK-YPG’nin silah bırakması ve Suriye yönetimine entegre olmasını sağlamak için çalışıyor. Sonuç almak için stratejik sabır politikası uygulanıyor.
7-Eğer buna rağmen SDG-PKK-YGP silah bırakmaya yanaşmazsa askeri seçenek devreye girecek.
ÖZGÜR ÖZEL TEHLİKELİ İŞLER YAPIYOR
Özgür Özel, normalleşme sürecini başlatınca farklı bir lider olacağını düşünmüştüm.
Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasından itibaren kitleleri harekete geçirmesini akıllı bir hamle olarak değerlendirmiştim.
Hatta Özgür Özel böylece genel başkanlıktan liderliğe terfi etti diye yazdım. Doğruları olduğu zaman yazmaktan çekinmem.
Ancak son dönemlerde büyük bir hayal kırıklığı yaşıyorum.
Özgür Özel’i büyük bir şaşkınlıkla izliyorum.
CHP’li belediye başkanlarının tutuklanmasına karşı çıkabilirsin.
İktidara tepki gösterebilirsin. Ama meşru dairede muhalefet yaparken darbe çağrısı yapmanın ne anlamı var?
MISIR DARBESİ
Mısır darbesi üzerinden Cumhurbaşkanı’nı tehdit etmek hangi aklın ürünü?
15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığı gecenin yayınlarını izliyordum. FETÖ’nün kanalı STV’de, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın CNN
Türk’teki yayında darbeye karşı direnmek üzere halkı sokaklara çağırdığı haberi gelince Kerim Balcı Mısır darbesini hatırlatıyor.
“Mısır’da sokaklara çıktılar da ne oldu?” diye tehdit ediyor.
15 Temmuz’dan 9 yıl sonra Mısır tehdidini Özgür Özel’den duymak beni üzdü.
Bu dil, FETÖ dilidir.
FETÖ dilini Özgür Özel’e yakıştıramadım.
Çünkü 15 Temmuz gecesi FETÖ darbesine karşı Meclis’e ilk gelen ve darbeye karşı direnen isimlerden biriydi.
Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakareti siyaset haline getirmişti.
ERDOĞAN’A HAKARET
Özgür Özel onu da geçti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, “Erdoğan belli bir yaşa gelmiş, muhakeme yeteneğini kaybetmiş, yönetme yeteneğini kaybetmiş” diyor.
Erdoğan’a ülkeyi yönetme görevini millet veriyor. Erdoğan bu konuda bir rekor kırdı. Milletimiz başarılı buluyor ki 23 yıldır Erdoğan’ı seçiyor.
Ayrıca Erdoğan’ın liderliğini dünya takdir ediyor.
Sen takdir etmesen ne olur?
MÜSAVAT DERVİŞOĞLU’NA YAKIŞMADI
Özgür Özel ile Müsavat Dervişoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakarette yarışıyorlar. Bu arada seviyeyi de iyice düşürüyorlar.
Müsavat Dervişoğlu yenilir yutulur olmayan bir hakarette bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, “İyi dinle efendi! Senin namusun ve şerefin üzerine ettiğin yemini defalarca, aymazca çiğneyecek kadar mezhebin geniş olabilir” dedi.
Mezhep genişliği ne demek?
Ayıp ayıp...
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’na bu söylenmez. Erdoğan gibi şeref ve haysiyet timsali birisine hiç söylenmez.
Muhalefet yapmak bu değil.