Başlığı okur okumaz yasağı koyan kim diye soracaksınız? Sonra neden diyeceksiniz?
Öncelikle şunu söyleyeyim…
Yasağı koyan AKP Genel Başkanı değil…
Yasağı koyan AKP’nin yönetici kadrosu da değil?
Peki kim?
Kendileri… Evet evet konuşmamak daha hayırlı diyerek kahir ekseriyeti Kızılcahamam kampında ağzını açmamış… Ankara kulislerini yakından izleyen Nuray Babacan’a göre eskiden milletvekilleri şakır şakır konuşurmuş… Benim de istihbaratım bu yönde… Eskiden bakanların yaptığı hataları yüzlerine vurulurdu, Erdoğan milletvekillerinin eleştirilerini dikkate alırdı. Bakanları uyarırdı…
Eskiden!...
Şimdi ülkenin sorunlarına dikkat çekene, eleştirene, yanlışları dile getirene CHP ağzıyla konuşuyorsun diye kızıyorlarmış…
AKP’li vekillerin vekilliklerini sürdürme yolu artık konuşmamaktan geçiyormuş…
Sessiz kalmalarının nedeni buymuş…
Büyük çoğunluğu aldıkları 225 bin liralık maaşa ( asgari ücretin 10 katı!) muhtaç değil ama memleketlerine gittiklerinde milletvekili olmanın havası onları cezbediyor…
İki dudaklarını yapıştırıyor…
Gördüklerini görmemezlikten, duyduklarını duymamazlıktan getiriyor…
Gerçi son zamanlarda memleketlerinde yani illerinde, ilçelerinde, köylerinde iktidarın milletvekiliyim diye caka satamıyorlar ama çakar takılı araç, diplomatik pasaport, Meclis koridorlarında tur atmak yetiyor olmalı…
Yoksa çarşıya pazara çıkıp dolaşacak halleri yok…Vatandaşla yüz yüze gelecek cesaretleri yok… Evden Meclis’e akşam Meclis’ten eve…
Bu yüzden Meclis kahvehane gibi oldu…
Bunu ben söylemiyorum… TBMM Başkan Vekili AKP’li eski Adalet Bakanı Bekir Bozdağ söyledi… Kürsüdeki hatip memleketin en önemli meselesi olan emekli maaşı üzerine görüş bildirirken AKP sıralarından yükselen kahkaha seslerini duyunca sigortası attı…
Burası kahvehane değil diye arkadaşlarına bağırdı…
Ama Genel Kurulu yöneten Meclis Başkanvekili de sıralara yayılıp lakada lugada yapıp kahkaha atan milletvekilleri de haklı…
İki sebeple haklılar…
Birincisi; Meclis Başkanı Numan bey Meclis’in işlevini neredeyse sıfıra indirdi… İktidar milletvekillerinin Saray’dan gelen yasa tekliflerine evet demekten başka işlevleri yok…
Bu yüzden muhalefet ne derse desin dinlemiyorlar…
Saray’dan gelen yasa teklifleriyle ilgilenmiyorlar…
Okumuyorlar…
(Küçük bir parantez. İstanbul Sözleşmesini bile okumadan onaylamışlar. Hala yazı yazan, televizyon programlarında boy gösteren, her konuda fikir beyan eden Mehmet Metiner bile okumadan talimatla onayladıklarını itiraf etmişti)
Hal böyle olunca nasıl vakit geçecek. Meclis çoğunluğunu sağlamak için Genel Kurul sıralarında oturmak zorundalar Onlarda sıkıntıdan Bozdağ’ııı tabiriyle kahvedeymiş gibi takılıyorlar…
İkincisi, AKP’lilerin kahveye çıkacak yüzleri yok ki… En düşük emekli maaşı açlık sınırının 10 bin lira, asgari ücretin 4 bin lira altında…
Yanlarına gelen emekliye işsize, asgari ücretliye ne diyecekler?
Milletvekillerini suçlamayalım; hükümeti bırakın denetlemeyi hükümete soru sorma hakları bile yok...
Herhalde çenemizi boş yere yormayalım, keşfimiz yerinde, rahatımızı bozmayalım Reis bir dönem daha listeye koyarsa başımızın üzerinde yeri var diye susup oturuyorlar…
Dudaklarını yanlışlık olur, ters bir laf çıkar diye misinayla bağlamışlar…