2023 seçimlerine giderken Altılı Masa henüz kurulmamıştı. O dönemde Saadet Partisi ve AK Parti’den ayrılarak kurulan iki partinin, DEVA ve Gelecek’in toplam oyu %7 civarındaydı: DEVA %3, Saadet Partisi %2, Gelecek Partisi %2. Buna karşılık Yeniden Refah Partisi’nin oy oranı yaklaşık %1,2 idi.
Seçim sürecinde bu üç parti, CHP ile birlikte hareket ederek bir strateji benimsedi. Saadet, DEVA ve Gelecek Partisi CHP ile aynı safta yer aldı. Öte yandan Yeniden Refah Partisi, Genel Başkan Vekili Bayram Sakartepe’nin etkili siyasi manevrasıyla seçimlere Cumhur İttifakı içinde girdi. Bu tercih, YRP’nin oy oranını %1,2’den %3,5’e yükseltti. Ayrıca parti, ittifakın içinde kalmakla birlikte bağımsız durarak kendi milletvekillerini de Meclis’e taşıdı.
Türkiye’de siyasi reflekslerin temelini, çevreden gelen partilerin CHP’nin tek parti dönemine yönelik tepkileri şekillendirmiştir. Anadolu insanı, CHP’nin dünya görüşünü; dine ve muhafazakârlığa karşı duruşları ile Batı yanlısı olmaları nedeniyle benimsememiştir. CHP’nin yer aldığı her safta Anadolu seçmeni karşı safta durmuştur.
CHP ile hareket eden üç parti, mahallesini ikna edememiş, toplumun dindar ve muhafazakâr kesimi tarafından benimsenmemiştir. Seçim sonrasında bu üç partinin toplam oyu %1 civarına kadar gerilemiştir. Bu süreç CHP açısından faydalı olmuş; fikirlerinde değişim olmamasına rağmen, “sureti haktan” görünerek yerel seçimlerde dindar-muhafazakâr kesimden oy kazanmıştır.
CHP’yi bu millete anlatmaya gerek yoktur. Bir televizyon programında Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 4-6 yaş çocuklara yönelik Kur’an eğitimini eleştiren, CHP’ye yakın bir isim olan Emre Kongar, bu yaşta Kur’an öğrenen çocukların beynine “bilim girmez” diyerek toplum değerlerinden kopukluğunu, cahilliğini ve şabloncu zihin fukaralığını ortaya koymuştur. Tek başına bu yaklaşım, CHP’nin toplumla kurduğu bağın özetidir.
Kemal Karpat, Avrupalıların İslam hakkındaki kök bilgilerinin Haçlı Seferleri dönemine ait olduğunu söyler. CHP aydınları ise Aydınlanma Çağı’nın kilise karşıtı, din dışı fikirlerini esas alır. Bugün hâlâ bu şabloncu zihniyet devam etmektedir. En büyük filozofları, bilim tarihine giriş dersi veren Celal Şengör’dür. Zannedersiniz karşınızda Âsâr-ı Bâkiye ve Kâmûs-ı Riyâziyyât yazarı Salih Zeki Bey var!
AK Parti, iktidardaki 23. yılında hâlen seçmenin yaklaşık %40’ına hitap etmektedir. Ekonomik sorunlara rağmen bu çerçeve korunmaktadır. Bu durum, seçmenin CHP’nin iktidar olabileceğine dair inancının zayıf olduğunu göstermektedir.
Yeniden Refah Partisi’nin Cumhur İttifakı’na yakın durması, AK Parti seçmenine sempatik gelmiş; CHP ile hareket eden üç partinin seçmeninden bir kısmı YRP’ye yönelmiştir. Bugün DEVA ve Gelecek Partisi, 100’ün üzerindeki tabela partilerinden biri hâline gelmiştir. Bu partiler için geri dönüş stratejisi kurmak oldukça zordur.
Saadet Partisi’nin pozisyonu ise daha farklıdır. Her şeye rağmen örgütsel yapısını korumuş ve AGD gibi bir gençlik yapılanmasına sahip olmuştur. Ancak bir partinin yirmi yıl boyunca aynı oy oranında kalması, Altılı Masa’ya katılarak potansiyelini kaybetmesi kabul edilebilir bir
durum değildir.
Saadet Partisi Genel Başkanı Sn. Mahmut Arıkan’ın, Sn. Cumhurbaşkanımızı ziyareti üzerine bir televizyon programında şu çerçevede değerlendirme yaptım:
Saadet Partisi, Yeniden Refah’ın yerini alabilir.
YRP, AK Parti ile ittifak yaptıktan sonra bu ittifakta rol oynayan bazı isimleri partiden uzaklaştırdı; yerine partiye uyumsuz bazı şahısları dâhil etti. Kişiselleştirmek doğru değil; fakat bir partiyi yok etmek istiyorsanız bu figürleri alıp partinin başına getirirsiniz. İstanbul seçimlerinde, ideolojisi olan ve sokakta siyaset yapan gençleri ikna edemeyecek bir pazarlık süreci yürütüldü. Önüne geleni satın alan ve bugün yolsuzluktan dolayı tutuklu bulunan adamın ilk cürmü değildi. Bu durum, inancı ve ideolojisi olan bir parti için ciddi bir kırılmadır.
Saadet Partisi’nin yeni bir siyaset üretmesine gerek yoktur. Millî Görüş fikriyatının temeli, Batı medeniyetini “firavun medeniyeti” olarak görmek ve meydan okumasını Batı’ya ve onun yerli temsilcilerine karşı yapmaktır. Bu bağlamda CHP ve onun zihniyeti, tam olarak bu duruşun karşısında konumlanmıştır.
Saadet Partisi, şartlar ne olursa olsun; tercihini bu milletin tarihinden, inancından ve Anadolu insanının kadim kültüründen yana koymalıdır. Aynı zamanda hem Türkiye’de hem dünyada düşünce adamlarıyla iş birliği yaparak fikri yapısını geliştirmelidir.
Bu gidişat, başta YRP olmak üzere, tabanının Saadet Partisi’ne kaymasına neden olabilir. Saadet Partisi, hem AK Parti seçmeni için sıcak bir alternatif hâline gelir hem de tabansız kalan DEVA ve Gelecek Partisi temsilcilerinin geleceği için tabanı olan bir parti zemini oluşturur.
2028 seçimlerine giderken Saadet Partisi, hem “Büyük Türkiye” hem de “Türkiye Yüzyılı” vizyonunun siyasi ortağı olabilir. Aynı zamanda İslam dünyası ile olan geleneksel bağlarını da yeniden kurabilir.
Saadet Partisi’nin yeni nesil genel başkanı, geçmişin tartışmalarını bir kenara bırakıp kendi kitlesine ileri bir vizyon koyup onu takip edebilir.
Bu millet kendinden olanı sever; bu millet Müslümandan yana olanı sever.