Trump-Musk savaşı başladı: Haydi bakalım, Make America Great Again!

ABD en güçlü ülke. Hem ekonomik hem de askerî olarak.

Bundan dolayı Başkan Donald Trump da en büyük lider. Ayrıca emlak zengini, serveti 5 milyar dolardan fazla.

Dünyanın en zengin kişisi ise Elon Musk; SpaceX, Tesla ve başka şirketlerinden elde ettiği toplam serveti 400 milyar dolara yakın.

Trump’ın ilk döneminde de bu ikili arasında sürtüşmeler ve yumuşamalar olmuştu.

Ama bu sefer başka: Aralarında önce büyük bir “aşk” doğdu (Musk bir ara “heteroseksüel bir erkek bir hemcinsini ne kadar sevebilirse Trump’ı o kadar sevdiğini” söyledi), şimdi de nefret kusma günleri başladı.

Ben de çekirdeklerimi alarak bu süreci izlemeye koyuldum (dilerseniz siz patlamış mısır da tercih edebilirsiniz). Malum, Trump’ın kurşunlanma olayını atlatıp başkanlık seçimini kazanma şansını epeyce arttırdığı dönemde Musk devreye girmiş, her yerde onu desteklemeye başlamış ve kesenin ağzını açmıştı:

Trump’ın toplam seçim harcamalarının (463 milyon dolar) aşağı yukarı üçte ikisini (288 milyon dolar) o karşılamıştı.

*          *          *

Ekranlardan coşkulu zıplamalarını izlediğimiz kadarıyla seçim zaferine neredeyse Trump’tan çok o sevindi.

Ve ardından tüm iş insanları gibi o da “emeğinin karşılığını” istedi. Ve aldı da. Serveti daha da arttı.

Ona ABD yönetiminde özel bir yer açıldı: Bazılarının “hükümet verimliliği bakanlığı” dediği DOGE diye bir kurum yaratılarak geçici ve yarı resmî, bir tür “tasarruf müfettişi” konumuna getirildi.

Önce “boşa harcanan 2 trilyonu devlete kazandırma” amacını ilan etti, sonra bu hedefi yarı yarıya küçültmesi gerekti. (Şimdi fiili sonucun sadece “45 milyardan ibaret” olduğunu öne sürenler var.)

Devlette her alana müdahale edip tasarruf ve işten çıkarma önlemlerini dayattı. Kimseyi umursamadı. Aralarında ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Hazine Bakanı Scott Bessent ve Ulaştırma Bakanı Sean Duffy’nin de olduğu birçok önemli yetkiliyle tartıştı ve küfürleşti.

Tişörtü, kepi ve zaman zaman da 14 çocuğundan biriyle Beyaz Saray’da sık sık görünmeye başladı, hatta orada yatıp kalktı. Devleti Trump’la birlikte yönetir gibi davranmaya başladı.

Ayağına bastıkları arttıkça ona karşı tepkiler çoğaldı, Trump’ın sabrı da giderek azaldı.

 

*          *          *

30 Mayıs’ta Trump olabildiğince nazik ve barışçıl biçimde Musk’la vedalaşmaya çalıştı. Ancak kısa süre sonra yönetimin kongreye sunduğu bütçe yasa tasarısı ve Musk’ın ona yönelik eleştirileri çelişkileri alevlendirdi. Musk, vergi indirimi içeren tasarıyı “iğrenç bir rezalet” olarak niteledi.

Trump yakın zamana kadar neredeyse yanından ayrılmayan iş insanı için “çıldırmış” dedi ve hayal kırıklığını dile getirdi. Bu arada yeni yasalarla birlikte elektrikli araçların satışının zorlaşacağını ve Musk’ın zararının artacağını sözlerine eklemeyi ihmal etmedi.

Polemik ve medya yorumları sürdü. Her iki narsist kişilik de söylemlerini sertleştirdi ve kendilerine ait sosyal medya menzillerinden (Musk X’ten, Trump Truth Social’den) dozu artırdı.

Bu arada Musk’ın son Beyaz Saray ziyaretinde gözündeki morluğa dikkat çekildi ve uyuşturucu bağımlısı olduğu öne sürüldü. Zaten Asperger sendromuna sahip olduğu hatırlatıldı.

Trump’ın da kendi egosundan başka bir şeyi önemsemeyen bir lider olduğu, daha 2017’de 27 psikolog ve psikiyatr tarafından narsisizm ve demans eğilimine dikkat çekildiği tekrar gündeme getirildi.

İlginç olan, iddialara göre her ikisinin de empati yeteneğinin epeyce sınırlı olmasıydı.

Ardından Musk “bombayı patlatıyorum” diyerek sansasyonel bir iddiayı öne sürdü: Trump’ın adının, yetişkin olmayan kızları pazarlayan ve hapiste kuşkulu şartlarda hayatını kaybeden Jeffrey Epstein ile bağlantılı dosyalarda bulunduğunu söyledi. Trump’ın görevden alınmasını ve Başkan Yardımcısı JD Vance’in koltuğa oturmasını savundu. (Sonradan bu iddiasını yazdığı X paylaşımını sildi.)

 

*          *          *

Şimdi iki süper ego arasındaki savaşın geleceğinin ne olacağı üzerine her kafadan bir ses çıkıyor. Gerginliğin azalabileceğini, hatta tarafların barışacağını iddia edenler var.

Savaş devam ederse “dünyanın en zengin insanının” bile Amerikan devleti ile mücadeleye dayanamayacağını ve ciddi zarar edeceğini savunanlar da.

Tersi görüşte olanlar da az değil.

Bazıları Musk’ın Demokratları destekleyerek Trump’ı zor duruma düşürme ihtimali üzerinde duruyor.

Hatta Musk, kendisine ait olan X platformunda (Twitter) 220 milyonu aşkın takipçisine “yeni bir parti istiyor musunuz?” diye sordu. Cevap yüzde 80’in üzerinde olumlu çıktı.

78 yaşındaki Başkan Trump’ın “sadece 3.5 yılının kaldığını” ama kendisinin (53 yaşında) “daha 40 yılının olduğunu” vurguladı.

(Kendisi aslen Güney Afrikalı olduğundan dolayı başkan olamıyor ama parayla bir başkan adayı kiralayabilir ya da kendisine yakın olduğu iddia edilen Başkan Yardımcısı JD Vance’i destekleyebilir.)  

Bu arada son dönemde milyarlarca dolar zarar eden Tesla’nın giderek durumu toparlayacağını, zaten ABD’deki müşteri kitlesinin aslında daha çok Demokratlar olduğunu düşünenler, Musk’ın bu avantajdan yararlanacağı kanısında.

Velhasıl, çekirdekleriniz bittiyse stokları yenileyin, bu filmin devamı var…