Siyasetin ekonomiye ağır maliyetini bilen var mı?

Uyguladığı ekonomi programının rasyonel zeminden sapmadığına yatırımcıları ikna etmek için ABD ve Avrupa’da “güven tazeleme” ziyaretleri yapan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek önceki gün de Londra’da yatırımcılara konuştu.

Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın düzenlediği programda ‘Türkiye’nin ekonomik programının kararlılıkla sürdüğünü’ söyleyen Bakan Şimşek yatırımcılara ekonomi programını “ekonomi programını patikasında tutmak için her şeyi yapacağız” vaadinde bulunmuş.

Şimşek konuşmasında Türkiye’nin 86 milyon nüfusu ve 1.3 trilyon dolarla büyük bir ekonomi olduğunun altını çizmiş, 2003 -2024 döneminde yıllık bazda ortalama yüzde 5’in üzerinde büyümeye dikkat çekmiş.

Şimşek’i dinleyen yabancı yatırımcıların şu anda uygulanan ekonomik programın rasyonelliğine yönelik güvenleri de tamdır.

Şimşek’in ekonomi programında bir sorun olmadığını o salonda bütün yatırımcılar da biliyor. Dahası, Türkiye’nin büyük bir ekonomi potansiyeli olduğunu da biliyorlar…

Nitekim IMF de Dünya Bankası da daha ilk günden Şimşek’in ekonomi politikasına destek açıklamaları yaptılar.

Türkiye ekonomisine ilişkin bir soru üzerine IMF Avrupa Departmanı Direktörü Alfred Kammer “Biz de bu politikayı tavsiye ederdik, bu politika sayesinde Türk ekonomisine yönelik kırılganlıklar azaldı” sözleriyle Şimşek’i övmüştü. (20 Nisan 2024)

Mehmet Şimşek ile özdeşleşen ekonomi politikalarını desteklediklerini söyleyen Dünya Bankası Türkiye Direktörü Humberto Lopez Türkiye’nin zorlu bir süreçten geçtiğinin altını çizmiş, Türkiye’nin ekonomik istikrarını koruma ve güçlendirme çabalarını takdir ettiklerini ifade ederek “Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve ekibi enflasyonla gerçekten mücadele ediyor” demişti. (10 Mayıs 2024)

Sorun ekonomik programa güvensizlik değil, sorun siyasi iradeye güvensizlik. Güvensizliğin kaynağı ekonomik program değil, güvensizliğin kaynağı siyasetin ne yapacağı konusundaki muazzam belirsizlik.

Sorun, Erdoğan’ın siyaset sahasında ne yapacağının öngörülememesi?.. Mesela kimse böyle bir beklentide olmadığından 19 Mart olayı, ekonomiyi de sarsan bir şok yarattı. Merkez Bankası iki ayda 50 milyar dolar harcayarak doları 38’TL’de tutabildi.

Mehmet Şimşek ekonominin başında, 2023 seçimlerinden bu yana Cumhurbaşkanı Erdoğan “faiz sebeptir enflasyon sonuçtur” demiyor, televizyon ekranlarından Merkez Bankası Başkanını hedef almıyor… Merkez Bankası’nın faiz politikalarını “yüksek faiz de vatana ihanettir” diye artık suçlamıyor, “faizi indirin talimatı verdim” demeçleri vermiyor…

Merkez Bankasının başkanı yerinde duruyor…

Hatta sık sık ekonominin patronun Mehmet Şimşek olduğunu, ekonomi politikalarını Şimşek’in belirlediğini söylüyor.

Ama bir gece yarısı kararnamesiyle Merkez Bankası Başkanını almayacağının bir garantisi yok.

Bir sabah uyandığında “faiz sebep, enflasyon sonuç” demeyeceğinin garantisi yok.

Bir akşam ulusa sesleniş konuşmasıyla “nass politikalarına geri döndük, yeni ekonomi programı hayırlı olsun” demeyeceğinin garantisi yok.

İşte bu güvensizlik nedeniyle yabancı yatırımcı Türkiye’ye gelme konusunda gönülsüz davranıyor. Şimşek’in “ekonomi programını patikasında tutmak için her şeyi yapacağız” vaadinde bulunmasına rağmen temkini elden bırakmıyorlar.

Mehmet Şimşek’in Londra’da yatırımcılara yaptığı ekonomi sunumunda PKK’nın fesih kararına değinen, Mehmet Şimşek’in konuşmasında benim asıl dikkatimi çeken şu sözleri oldu, demiş ki:

“PKK’nın silah bırakması olumlu bir gelişme. Türkiye 50 yıldır PKK ile mücadele ediyor, yapılan çalışmalara göre terörle mücadelenin maliyeti 1.8 trilyon doları buldu. Artık enerjimizi ve kaynaklarımızı terörle mücadeleye harcamayacağız.”

Evet, terörle mücadelenin Türkiye’ye maliyeti ortada, bunun için harcandığı söylenen 1.8 trilyon dolarla ülkemizin gelişmesi için neler yapılabileceğini en Maliye Bakanı Şimşek biliyordur.

Peki ya yakın zamanda maliyetler neler? Mehmet Şimşek asıl bunları açıklamalı değil mi?

Siyasi çıkar uğruna İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve arkadaşlarının tutuklanmasının ülkemizin ekonomisine maliyeti ne kadar? Bilinen rakam 50 milyar dolar… Bu kamuoyuna yansıyan rakam, ya gerçek rakam nedir?

Nitekim Almanya merkezli Commerzbank’ın analisti Tatha Ghose, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından yaşanan protestolara ve oluşan siyasi belirsizlik ortamına dikkat çekerek, bu tür gelişmelerin piyasa istikrarını olumsuz etkileyebileceğini ifade ettiği değerlendirmesine “Siyasi tansiyonun bir süre daha devam etmesi durumunda Türk Lirası’nda zayıflama eğilimi kaçınılmaz olabilir. Bu senaryoda Merkez Bankası’nın günlük döviz müdahaleleri daha maliyetli hale gelirken, liradaki değer kaybı enflasyon üzerinde yukarı yönlü bir baskı oluşturacaktır” diyor. (1 Nisan 2025)

Sayın Şimşek ne diyor bu yoruma?

“Faiz sebep, enflasyon sonuç” tezinin ülkemiz ekonomisine maliyeti ne oldu?

“Nass” politikasının ekonomiye maliyeti ne kadar? Bilen var mı?

Mesela Erdoğan’ın “laf dinlemiyor” gerekçesiyle Merkez Bankasında 20 ayda 4 kez başkan değiştirmesinin ülkemize maliyeti ne oldu?

Ülkenin ekonomisini uçuracak, ülkemizi dünyanın 10 büyük ekonomisi arasına sokacak, faizin, enflasyonun beli kırılacak vaadiyle getirilen ve 2018 yılında yürürlüğe giren bütün yetkileri tek elde toplayan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin ülkemize maliyeti ne kadar?

Türkiye CB Sistemi ile yönetilmeseydi bugün enflasyon böyle tavan yapar mıydı, ülkemizde her 3 vatandaştan biri işsiz olur muydu?