PKK’nın silah bırakma açıklamasında “PKK adıyla yürütülen faaliyetleri sonlandırmıştır” açıklaması, doğal olarak akıllarda “Peki ya YPG?” gibi soruları getirdi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da PKK’nın kararının tüm bağlantılı grupları, özellikle Suriye ve Irak’taki kollarını da kapsaması gerektiğini söyleyerek YPG’nin de silah bırakması gerektiğine dair beklentilerini açıklamış oldu.
***
Geçmişte yargı kurumlarınca hazırlanan KCK dosyasında Türkiye’de PKK, Kuzey Irak’ta PÇDK, İran’da PJAK ve Suriye’de PYD’nin KCK adlı yapıyı oluşturduğuna işaret edilmiş ve KCK terör örgütünün çatı ismi olarak kabul edilmişti.
Erdoğan’ın “özellikle” diye vurguladığı Suriye’de PYD (ve silahlı kanadı YPG) var. Irak’ta ise PÇDK isimli bir yapı söz konusu. Belli ki PJAK İran karşısında başarısız oldu ve artık esamesi okunmuyor.
PKK’nın açıklamasındaki “PKK adıyla yürütülen faaliyetler” ifadesi, ister istemez KCK çatısı altındaki (Erdoğan’ın da dikkat çektiği PYD(YPG) ve PÇDK isimli) yapıları akıllara getiriyor.
***
Haliyle de herkesin aklına katılan o “ya YPG” sorusu anlam kazanıyor.
Bu soru önceki gece Kuzey Irak’ta yayın yapan Rudaw TV’de DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Cengiz Çandar’a da soruldu.
Çandar’ın yanıtını aynen aktarıyorum:
“Siz YPG’yi niye soruyorsunuz? YPG adı Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat tarihli çağrısında geçiyor mu? Böyle bir çağrı var mı YPG’ye? Hayır, ben size sorayım. Siz bu soruyu niçin soruyorsunuz diye soruyorum. YPG adı Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat çağrısında yok. Bugüne kadar hiçbir açıklamada YPG kongresini toplasın, kendini feshetsin, kendini feshetsin diye bir şey yok.”
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin açıklaması da dahil hiçbir açıklamada YPG’nin geçmediğine dikkat çeken Cengiz Çandar sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bütün bu açıklamaların içinde, hiçbir yerinde hiçbir şekilde YPG adı ve Suriye adı geçmiyor. Suriye’de apayrı bir süreç yürüyor. Kamışlı’da daha yeni bir kongre yapıldı. Bugün tarihi olan nokta 40 yıllık Kürt isyanının bugün sona erdirilmiş olması, açıklamasının yapılmış olmasıdır.”
***
Bir tarafa Erdoğan’ın “PKK kararının özellikle Suriye ve Irak’taki bütün kollarını kapsaması gerekir” sözleri, diğer tarafta Çandar’ın “Suriye’de apayrı bir süreç yürüyor, hiçbir açıklamada YPG geçti mi?” sözleri, iki taraf arasında hala farklı bir bakış açısının olduğunu kanıtlıyor.
Çandar’ın gazetecinin sorusuna karşılık sorduğu soru son derece anlamlıdır ve olayın sadece PKK’yı kapsadığını, YPG ve diğer kolların varlığını sürdüreceğinin kanıtıdır.
***
Türkiye kamuoyunun “silahlar nereye bırakılacak”, “PKK yöneticileri hangi ülkelere gidecek”, “cezaevlerindeki PKK’lılar serbest kalacak mı” sorularından önce “örgütün diğer kolları varlığını sürdürecek mi?”, “KCK yürütme kurulu da lağvedilecek mi” sorularına yanıt bulması gerekiyor.
Bu sorulara “evet” yanıtını almadıktan sonra PKK’nın silah bırakmasının ne işe yarayacağını gerçekten tartışmamız gerekiyor.
TOBB’a ateş püskürüyorlar
12 Mayıs 2025 günü yayınlanan yazımın başlığı “Ya İmamoğlu yapsaydı” idi.
Yazıda Türkiye ve Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB) Yassıada’da yap işlet devret modeliyle 110 milyon dolar harcayıp tesisler yaptığını, ancak 29 yıl işletmesi gereken o tesisleri üç yıl sonra Turizm Bakanlığı’na devrettiğini yazmıştım. Yazımda Turizm Bakanlığı’nın da o tesisleri yandaş bir şirkete yıllık 4 milyon 200 bin liraya kiraya verdiğini anlatmıştım.
Bu hesaba göre TOBB’un harcadığı 110 milyon doların geri gelmesi tam 1067 yıl sürüyordu.
Bu yazım üzerine çok sayıda esnaf ve sanayiciden mesaj aldım.
Hepsi bana TOBB’a ödedikleri paraları içeren belgeleri gönderip ateş püskürüyorlardı. Aralarında bir yılda 300 bin liraya yakın para ödeyenler dahi vardı.
Ben de bilgilenmiş oldum.
TOBB sadece şirket açılışlarında para almıyormuş. Şirketlerin cirolarından da binde 5 para alıyormuş (2025’te bu paranın üst sınırı 260 bin 55 lira olmuş).
Gerçekten de TOBB’un harcadığı esnafın, sanayicinin parası ve TOBB yöneticilerinin bu parayı böyle pervasızca harcamaya hakkı yok.
Diyecekler ki “Biz tesisi Turizm Bakanlığı’na devrettik. Kiranın düşüklüğünü onlara sorun.”
Hayır kardeşim!!!
Bu esnaf ve sanayiciler o paraları Turizm Bakanlığı’na değil size ödüyor.
Hesabını da doğal olarak sizden soracaklar.
Bir daha altını çizerek yazıyorum:
TOBB’un neden olduğu bu kamu zararını Ekrem İmamoğlu yapsa emin olun hapisten çıkamazdı!