Saray’a yakın haber kanallarında gece gündüz Ekrem İmamoğlu mu Mansur Yavaş mı tartışması yapılıyor. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in iki belediye başkanını da kurtlar sofrasına attığı, yem yaptığı söyleniyor. Özgür Özel’in Cumhurbaşkanı adayı olmak istediği şiddetle iddia ediliyor.

Özel’e saldırıdan sonra iki günlük mola verdiler ama yarın yine başlarlar.

Başlayacaklar… Çünkü Erdoğan’ın ‘bakalım Cumhurbaşkanlığı hevesi yolunda daha kaç CHP’li siyaset girdabında telef olup gidecek’ demesiyle kendilerini görevli addettiler…

Bitip tükenmeyen, bıkkınlık veren CHP’yi karıştırma konulu programların sebebi bu…

Saray’a yakın TV’lerde uzun süredir CHP adayının kim olacağı konuşuluyor ama kimse AKP’nin adayını merak etmiyor. Kimse AKP’nin adayı kim diye sormuyor veya soramıyor!.. Erdoğan’a zaten aday muamelesi yapılıyor…

Aslında durumu en zor olan Erdoğan… Erdoğan’ın rakiplerini diskalifiye etmek için her yolu denemesi, yargıyı araçsallaştırılması sorunu çözmüyor.

Çünkü, Erdoğan’ın yeniden aday olabilmesi için önünde Anayasal engel var. Erdoğan iki yoldan birini tercih etmek zorunda. Birincisi 360 milletvekilinin oyuyla erken seçime gitmek ikincisi 400 milletvekilinin oyuyla Anayasa değişikliği yaparak seçime katılmak. (Minik bir parantez 360 milletvekilinin oyuyla da Anayasa değişikliği yapılıyor ama referanduma gidiliyor. Bu yöntem meşakkatli, tercih edilmez. Kapattım parantezi)

Erken seçimle aday olma yoluna bakalım… 360 vekil dedik. Meclis Başkanı’nı dışarıda tutarsak Cumhur İttifakı’nın (AKP/MHP/Hüda Par/DSP) 323 milletvekili var. Yani üstüne 37 milletvekilinin daha erken seçime evet demesi şart…

Bu 37 milletvekili transferi demek…

Bu transfer borsası kuruldu demek…

Bu rüşvetin ayyuka çıkması demek…

Bu Meclis itibarının sıfırlandığı demek…

Bu Türkiye’nin başka lige savrulması demek…

Şu ihtimalde var; Öcalan’a umut hakkı kapsamında İmralı adası sınırlarında özgürlük verilmesi. Cezaevlerindeki PKK’lı mahkumlardan bir kısmının bırakılması. Bunun karşılığında DEM’ in Erdoğan’ın istediği tarihteki erken seçime evet demesi.

Bakın bu olabilir… Kuvvetle muhtemel olasılık da bu…

Bir de çılgın proje var tabii… Öcalan üzerinden Erdoğan DEM partisinin tam desteğini alacak, (56 milletvekilleri var) 21 milletvekili de transfer ederek Anayasayı değiştirecek. Görev süresini uzatacak. Böylece seçimsiz bir dönem daha ülkeyi yönetecek…

Zor… Çünkü eşyanın kanununa aykırı derler ya bu da ülkenin kuruluş felsefesine aykırı…

Türkmenistan olamayız…

Demem odur ki Erdoğan’ın yeniden aday olabilmesi engellerle dolu. Ama kimse bunu konuşmuyor bunu tartışmıyor. Erdoğan’dan sonra kim cumhurbaşkanı adayı olur sorusunu gündeme getirmiyor…

Neden?

Nedeni büyük bir soru işareti…

Durum şu: Ya Ekrem Bey ya Mansur Bey aday olacak… İkisi de siyaseten telef edilirse Özgür Bey aday olacak. Muhalefettin pozisyonu net. Peki, Cumhur İttifakı’nın adayı kim olacak?

Erdoğan diyenler nasıl sorusuna yanıt vermeli…

Veremiyorlarsa isim önersinler… Haber kanalları için güzel tartışma konusu değil mi? havanda su döveceklerine Erdoğan’dan sonra AKP’nin çıkaracağı adayı tartışsınlar…

AKP’nin raf ömrü doldu. Erdoğan seçime girse bile adayının kazanma şansı yok, bu sebeple muhalefetin adayını konuşuyoruz, tartışıyoruz, didik didik ediyoruz diyorlarsa…

O zaman eyvallah!...

On news channels close to the Palace, there is a day and night debate about Ekrem İmamoğlu or Mansur Yavaş. It is said that CHP Chairman Özgür Özel threw both mayors to the wolves and made them food. It is strongly claimed that Özgür Özel wants to be a presidential candidate.

They took a two-day break after the attack on Özel, but they will start again tomorrow.

They will start… Because they considered themselves to be on a mission when Erdoğan said, “Let’s see how many more CHP members will perish in the whirlpool of politics on the path of presidential ambition.”

This is the reason for the endless and tiring programs about stirring up trouble in the CHP…

On TV channels close to the Palace, there has been talk for a long time about who the CHP candidate will be, but no one is curious about the AKP candidate. No one asks or can ask who the AKP candidate is! Erdoğan is already being treated as a candidate…

In fact, Erdoğan is the one in the most difficult situation. Erdoğan's efforts to disqualify his rivals and his instrumentalization of the judiciary do not solve the problem.

Because there is a constitutional obstacle for Erdoğan to be a candidate again. Erdoğan has to choose one of two ways. The first is to go to early elections with the votes of 360 MPs, and the second is to participate in the election by making a constitutional amendment with the votes of 400 MPs. (A small parenthesis: Constitutional amendments can also be made with the votes of 360 MPs, but a referendum is held. This method is difficult and is not preferred. I closed the parenthesis)

Let's look at the path of running for early elections... We said 360 deputies. If we exclude the Speaker of the Parliament, the People's Alliance (AKP/MHP/Hüda Par/DSP) has 323 deputies. In other words, 37 more deputies must say yes to early elections...

This means the transfer of 37 MPs…

This means that a transfer exchange has been established…

This means that bribery is coming to light…

This means that the credibility of the Parliament has been reduced to zero…

This means Türkiye is being thrown into another league…

There is also the possibility that Öcalan will be given freedom within the borders of İmralı Island within the scope of the right to hope. Some of the PKK prisoners in prison will be released. In return, DEM will say yes to the early election on the date Erdoğan wants.

Look, this could happen… This is the most likely possibility…

There is also a crazy project of course… Erdogan will get the full support of the DEM party through Ocalan (there are 56 deputies) and change the Constitution by transferring 21 deputies. He will extend his term. Thus, he will govern the country for another term without elections…

It is difficult… Because as they say, it is against the law of things, and it is against the founding philosophy of the country…

We cannot be Turkmenistan…

What I mean is that Erdoğan’s re-candidacy is full of obstacles. But no one talks about it or discusses it. No one raises the question of who will be the presidential candidate after Erdoğan…

From where?

The reason is a big question mark…

The situation is this: Either Ekrem Bey or Mansur Bey will be candidates... If both are politically destroyed, Özgür Bey will be the candidate. The opposition's position is clear. So, who will be the candidate of the People's Alliance?

Those who say Erdoğan should answer the question of how…

If they can't, let them suggest names... Isn't that a good topic of discussion for news channels? Instead of beating around the bush, they should discuss the candidate that the AKP will nominate after Erdoğan...

If they say that the AKP's shelf life has expired. Even if Erdoğan enters the election, his candidate has no chance of winning, and that is why we are talking about, discussing, and dissecting the opposition's candidate...

Then thank you!...