Zırva tabii ki bu başlık... İktidar ile DEM’in Selahattin Demirtaş’ın sonuna kadar hapiste kalması için anlaştığını savunmak bir deli işi zırvalık. Demirtaş HDP’nin eşbaşkanıydı ama lideriydi. Şimdi partisi yok, DEM HDP yerine kurulan parti, bunu salt bir isim değişikliği olarak görmeyin. Resmi olarak da Demirtaş için DEM’in eski eş lideri diyemezsiniz. Yani yalnız başına bir politikacı, 2016’da tutuklandı, 8 yıl içeride. “Sayın Recep Tayyip Erdoğan, seni başkan yaptırmayacağız, seni başkan yaptırmayacağız, seni başkan yaptırmayacağız”, HDP seçim kampanyasının baş sloganını ürettiği ve tüm seçmenlerine mal ettiği için, bir acı intikam ve hıncın kurbanı.

Çok iyi anımsıyorum, 2015 seçimi kampanyasında evde bir tamirat işi yapan işinde çok iyi bir Kürt usta, bu sloganı banyoda tekrarlayıp durmuştu.

Selahattin Demirtaş, Kobani davasından aldığı cezaya ek olarak bir sürü davada toplam 40 yılı aşan bir ceza ile sanki ömür boyu hapis cezasına çarptırılmış gibi.

BU KONUYU NEDEN GÜNDEME GETİRDİM?

Bunlar yetmemiş gibi, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, eski tarihleri eşelemiş, Selahattin Demirtaş hakkında, “2016 yılındaki yedi ayrı konuşmasından dolayı 15 yıla kadar hapis cezası ve siyasi yasak talep eden iddianameyi tebliğ” etmiş...

Belli ki iktidarın kini dinmiş değil, şu veya bu şekilde çıkarsa, hemen hapishane kapısında kendisine yeni tutukluluk kararları tebliğ edilecek ve içeriye hücresine buyur edilecek.

Selahattin Demirtaş’ın çoktan tahliye edilmiş olması gerekirdi.

Eğer bu iktidar yasa ve hukuk tanımış olsaydı.

AİHM Demirtaş’ın cezalandırılmasının tamamen siyasi nedenlere dayandırıldığını ve hukuki süreçte hatalar yapıldığını belirterek tahliye edilmesi kararını vermişti. Bizim AYM de hak ihlali kararı vermişti.

Anayasayı bile tanımayan bir iktidar Türkiye’nin kabul ettiği uluslararası mahkemenin kararını mı uygulayacaktı... Osman Kavala için de karar uygulanmadı.

Yani aslında ülkede ne yerel ne uluslararası hukuk uygulaması var.

BAHÇELİ’NİN TELEFONU

Bahçeli Kürtlerle barışın İmralı Kandil arasındaki hatta gerçekleşeceğini belirtmiş ve ne Edirne’si demişti.

Barış yapacaksın ama Selahattin Demirtaş’ı saf dışı bırakıp üstüne üstlük yeni cezalar için süreç başlatacaksın.

Demirtaş, İmralı’nın çağrısını destekleyince, Bahçeli aramış ve teşekkür etmişti.

Demirtaş’ın serbest bırakılacağına ilişkin bazı haberler de geçen ay havalarda uçuşturulmuştu.

Sanki Saray ile Bahçeli iyi polis kötü polis rolü oynuyor gibi.

Evet, DEM yetkilileri Demirtaş hakkında üstelik yeni davaların açılmasını bence şimdilik “sözde” barış sürecini zedelediğini belirttiler.

Sorayım, kimsenin sormadığını: DEM lider olarak İmralı’yı mı yoksa Demirtaş’ı mı kabul eder?

Ama dikkat edin, bütün gündem, İmralı’nın serbest bırakılması, umut affından yararlanması veya bir evde göz hapsinde tutulması üzerine dönüyor.

AMA DEMİRTAŞ?

Geçen gün arada sırada rastlaştığım bir Kürt esnafla ayaküstü sohbette, Kürt seçmenin esas liderinin Selahattin Demirtaş olduğunu söyleyiverdi.

İmralı sakininin Kürt seçmende karşılığını bilen kimse var mı, bir anket yapıldı mı?

Bu sorunun yanıtını bilen var mı?

Çok şey var yazacak ama ortalığı karıştırmak bana düşmez...