İstanbul’a geçmiş olsun diyeceğimiz bir durum yok! Tehlike geçmiş değil. Dün bir kez daha kendisini hissettirdi.
Bilim insanları yıllardır uyarıyor; İstanbul ve çevresindeki fay hatları enerji biriktiriyor. Depremin sadece ne zaman olacağı tam olarak bilinmiyor!
Gelinen noktada, yerel ve genel iktidarın işbirliği şart! Dünkü uyarı göz ardı edilemeyecek kadar yüksekti, ağır bir yıkıma neden olmayacak kadar sınırdaydı! Bunu, “Çok şükür”, “Ucuz atlattık” gibi ucuz söylemlerle geçiştirmemek gerekiyor. Sadece İstanbul’daki deprem ve benzer felakete karşı toplanma yeri olarak ayrılan alanlarda bugün ne olduğuna baksak durumun vahameti ortaya çıkar!
İstanbul’un finanstan sanayiye kadar pek çok alanda da Türkiye’nin kalbi olduğu dikkate alınırsa yaşanacak daha ağır bir durum tüm ülkeyi derinden etkileyecek.
Yarın çok geç!
***
Deprem haberini almadan önce kafamızdaki bugünkü yazı konusu başlıktaki gibiydi:
Pek çok alanda geldiğimiz dip!
Aslında depreme karşı da “dip noktadayız”! Mesele depremden sonra en hızlı, etkin önlemi almaktan çok depremin yıkıcı etkilerinin olmamasını sağlayıcı bir yaşam kültürü oluşturmak.
Dış politikamızda geldiğimiz dip, Orta Asya’daki Türk cumhuriyetlerinin KKTC’yi değil Kıbrıs Rum Yönetimi’ni tanıması, buraya büyükelçi ataması. Türkiye’nin bu cumhuriyetlerle uluslararası hukuk ve ortak kültür çerçevesinden kurumlaşmış ilişkiler inşa etmesi için çaba harcayanlar konunun farklı noktalarına dikkat çekiyor ama sonuç ortada! İktidar tatmin edici bir açıklık bile getiremiyor.
AB ile geldiğimiz dip, tam üyelikten emekli olduktan sonra Avrupa’nın güvenlik mimarisinde yer almak için tutulan nöbet. Erdoğan söylüyor, Fidan’a devrediyor, o parti sözcüsüne aktarıyor. “Biz olmazsak Avrupa güvende olmaz” diyorlar. Bunun anlamı açık; korumanız olalım, bir miktar maddi bedel ödeyin, yeter!
ABD ile geldiğimiz dip, Trump’ın Erdoğan’a, “Birlikte çalışacağız” demesiyle özetlendi. Trump’ın birlikte çalışacağı kişiyle neler yapacağını anlatacak çok yazımız görünüyor!
En acı dip ise Ortadoğu’da. Suriye adım adım Afganistanlaştırılıyor! Özenle, itinayla, ABD-AB desteğiyle. İsrailli komutanlar geçtiğimiz günlerde Suriye’de işgal ettikleri bölgelerde inceleme yaptılar! İsrail’le, mikrofonda ihanet, limanda ticaret söylemini oturtan iktidar, Azerbaycan zemininde bu ülkeyle diyaloğunu geliştiriyor. Farklı kanallardan sızan bilgilere göre Türk ve İsrailli yetkililer Bakû’da görüşüyor.
***
İçerideki diplere ekonomiden başlarsak... Merkez Bankası zararda! Yanlış okumadınız. Bir ülkede Merkez Bankası bu hale düşmüşse başka söze gerek var mı?
Enflasyonda enflasyon var! Yılın daha ilk yarısına gelmedik, yerli-yabacı bütün ilgili kurumlar 2025 enflasyon tahminlerini değiştirdi! Hepsi yukarı doğru! Enflasyon tahminleri arasında da makas var! Tek haneli enflasyon zaten hayal, yüzde 30’dan 40’a çift hanelerde de kritik eşikler aşılacak görünüyor!
Türk Lirası’nda faiz rekoru bizde ama bu tek başına yetmezdi tabii! Dolarda da faiz rekoru bizde. Dünyada dolara yüzde 5 faiz veren başka bir ülke yok!
Ekrem İmamoğlu’nu kenara ve aşağıya çekme kini uğruna 50 milyar doları feda eden bir anlayışın ülkeyi getirdiği nokta bu!
Dibi gördük!
Daha dibi var mıdır?
O kadar dibe girmeyelim! Artık toparlanma, dibe basıp yükselme vaktidir!