İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı ve bağlı şirketlerle ilgili yürütülen soruşturma sonunda belediye şirketlerinden ihale alan 24 firmaya el konulmuştu. Henüz bu başlangıç. Firma sayısının 77’e çıkabileceği, hatta belediye şirketlerine de kayyum atanabileceği belirtiliyor.
Belediye ihalesini alan firmaların bazılarının aralarında TBMM dahil olmak üzere devletin önemli kurumlarından da ihale aldığı anlaşılıyor. Ancak, soruşturmada diğer kamu kuruluşları değil, belediye ile olan ilişkileri ve aldığı ihaleler sorgulanıyor. Kuşkusuz kamuda yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet varsa bunlar için kurum ayrımı yapmadan üzerine gidilmeli.
ÖNCE DOSYALAR İSTENDİ
İBB ve şirketlerinde soruşturma başlayacağının ilk işaretleri İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Kaçakçılık Narkotik ve Ekonomik Suçlar Soruşturma Bürosu’nun 16 Ekim 2024 tarih ve 2024/225553 soruşturma sayılı, bilgi ve belge talepli yazısı ile başladı. O yazıda şöyle deniliyordu:
“Cumhuriyet Başsavcılığımızca yürütülmekte olan bir soruşturmaya esas olmak üzere; sürücü taşıt kiralama işine ilişkin olarak 2021/235582, 2023/1260299 (21-B), 2023/1263992 ihale kayıt numaralı ihale evraklarının her bir ihale için ayrı ayrı CD ortamında düzenlenerek gönderilmesi, ihalenin hangi ihale kanunu kapsamında, ne zaman ve nerede yapıldığının bildirilmesi.
İhale Komisyonu Başkan ve Üyelerinin, İhaleye Onay Veren Yetkilinin, Muayene ve Kabul Komisyonlarında görevli üyeler ile hakediş ödemelerini yapan İdari ve Muhasebe Birimi sorumlularının açık kimlik, adres ve unvan bilgilerinin kayıtlarınızdan tespit edilmesi.
Bahse konu ihalelere katılan şirketlerin yetkili temsilcilerinin (ihale özelinde) açık kimlik ve adres bilgilerinin kayıtlarınızdan belirlenerek bildirilmesi.
İddialar ile ilgili daha önce Cumhuriyet Başsavcılığımıza herhangi bir başvurunun yapılıp yapılmadığının veya yürütülen bir soruşturma olup olmadığının araştırılması, bu şekilde tamamlanacak olan evrakın Başsavcılığımıza gönderilmesi hususunda; gereği rica olunur.”
TERÖR SORUŞTURMA BÜROSU
Savcılık ihale dosyalarıyla ilgili çalışma yürütürken, ilk yazıdan 23 gün sonra yani 8 Kasım 2024 tarih ve 2002/723630 soruşturma konulu yazı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından İBB’ye gönderildi. O yazıda şöyle denildi:
“Cumhuriyet Başsavcılığımızca yürütülmekte olan soruşturmaya esas olmak üzere; 2021/235582, 2023/1260299, 2023/1263992 kayıt numaralı ihale dosyalarının aslının ... sicil numaralı polis memuruna elden teslim edilerek Cumhuriyet Başsavcılığımıza gönderilmesi rica olunur.”
Benzer yazılar belediyenin farklı şirketlerine de aynı tarihlerde gönderildi ve dosyalar savcılıklara teslim edildi. O günlerde, şirket avukatları tarafından C. Savcılığına dilekçe verildi ve bu dosyaların niçin istendiği soruldu. Dosyada gizlilik kararı olduğu belirtildi. Ancak, yine da bazı dosyada olduğu öne sürülen bilgiler, iktidara yakın olan yayın organlarında yer aldı.
AYRILMAYIN, DAHA ÇOK ÇALIŞIN
Beklenen operasyonlar yapılmaya başlandı. Belediyeye kayyum atanamadı ama iş üretemeyen bir belediye izleniminin doğacı sanıldı. Tersine belediye ve iştiraklerinde çalışanlar belediyeyi, iştiraklerini sahiplendi. Savcılıktan gelen müzekkereler, firma isimleri, ilişkileri, iş yapıp yapılmadığı soruları da, dosya almak için gelen polislerin sıkça görülmesi de “yeni operasyon dalgası var” yorumlarına neden oluyor.
Ekrem İmamoğlu, tutuklandığında belediyenin üst düzey yetkililerine şu mesajı göndermiş: “Daha önce bir çalışıyorsanız, sizden şimdi 10 çalışmanızı istiyorum. Hizmeti aksatmayın, moralinizi yüksek tutun. Maksat İBB’yi çalışamaz hale getirmek, üst düzey kadroları tasfiye etmek.”
Belediyeden üst düzey görevlilerinin istifa etmesi bekleniyordu. Ancak, bir kişi dışında istifa eden olmadı. Konuştuğum bir yetkili, “İnanın, İmamoğlu tutuklanmadan önce bir çalışıyorsak, şimdi 10 çalışıyoruz” dedi.
ERDOĞAN SORUŞTURMASINDAN FARKI
Recep Tayyip Erdoğan ve ardından İBB Başkanlığı görevine gelen Ali Müfit Gürtuna döneminde de belediye ve bazı şirketlerle ilgili iddialar üzerine Mülkiye Başmüfettişi Candan Eren soruşturma başlatmıştı. Bunun için önce bakandan soruşturma izni alınmıştı. Danıştay’da etkili bir isim, “Erdoğan’ı yargılayabilmeleri için benim bedenimi çiğnemeleri lazım” dedi ve soruşturma iznini kaldırılmasını sağladı.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun kararıyla Danıştay’ın yargılama iznini kaldırması yok sayıldı ve yargılama başladı. Günümüzde, İmamoğlu lehine olan Danıştay kararı yok sayılarak soruşturmanın yürütüldüğünü, davanın avukatları belirtiyor.
Bir şey daha dikkati çekiyor. İstanbul C.Başsavcısı ile İBB Başkanı arasında davalar var. Dolayısıyla Başsavcıya bağlı olan savcıların bu soruşturmayı yürütmesinin hem etik olmadığı hem da yargılamanın ihlali anlamına geldiği bazı hukukçular tarafından belirtiliyor. Avukatların bu yönde başvuruları bulunuyor.
Bunlar dikkate alınır mı, yoksa hukuki yönden bir sakıncası var mı yok mu buna da yine yargı mensupları karar verecek.