SERTLİK yanlısı muhalif tipler, son günlerde şöyle şeyler söylemeye başladılar:
“Özgür Özel ortamı yumuşattı. Özgür Özel, tepkisel dinamizmi sönümlendirdi. Özgür Özel aktivizmi geriletti. Özgür Özel eylemlilik sürecini bitirdi.”
*
Bu sertlik yanlısı tipleri...
- Kalabalık mitingler kesmiyor.
- Füze gibi eleştiriler kesmiyor.
- Ödünsüz yaklaşımlar kesmiyor.
*
İyi ama bu sertlik yanlısı muhalif tipler nasıl yatışacak?
Ne istiyor bunlar?
- CHP’nin şehir gerillası gibi davranmasını mı?
- Sokaklarda polisle çatışan CHP timlerinin ortaya çıkmasını mı?
- AK Partililerle mahallelerin ayrılmasını mı?
- Yolu MHP’den geçmiş herkesle selamın sabahın kesilmesini mi?
- Cumhur İttifakı’na azıcık meyletmiş bakkalların bile boykot edilmesini mi?
- Muhafazakâr kesimlerin sürekli aşağılanmasını mı?
- “Koyun”, “bidon kafa”, “cahil” söylemlerine dönülmesini mi?
*
İster dikkate alınır ister alınmaz.
Ben yine de söyleyeceğim:
*
Özgür Özel’in de CHP’nin de en büyük düşmanları...
Sertlikten kaosu anlayan bu tür muhaliflerdir.
*
CHP, bunların yolunu takip ederse...
Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmak, ancak hayallerini süsler.
SONUNDA DOĞRU ÇİZGİYE GELİNDİ
İNGİLİZ Başbakanı’na kendilerine destek vermediği için sitem eden Özgür Özel şöyle demişti:
*
“Kendimizi terk edilmiş hissediyoruz.”
*
Samsun’a çıkan iradeyle hiç örtüşmeyen bir yaklaşımdı bu.
*
Özgür Özel, geçen gün Samsun’da düzenlediği mitingde şöyle dedi:
*
“Gücünü milletten almayanlar, başka ülkelere, başka liderlere göz kırpanlar, kaybetmeye mahkumdur.”
*
Azıcık geç oldu ama sonunda doğruyu buldu Özgür Özel.
SİLİVRİ’Yİ DAĞITAN CHP’Lİ
CHP Ankara Milletvekili Umut Akdoğan, Halk TV’de bir yayına katılmış.
Orada Silivri Cezaevi’ndeki hayatı şöyle anlatmış:
*
“Sayın İmamoğlu’nun notları oluyor. O notları avukata veriyor. Bunu Buğra Gökçe’ye götürün, bunu Emrah Şahan’a götürün. Buna Necati Özkan çalışsın. Raporlar hazırlanıyor. Murat Ongun hazırladığı raporları avukata veriyor, o götürüyor Sayın İmamoğlu’na veriyor. İşte böyle bir çalışma yapılıyor.”
*
CHP’li Akdoğan’ın bu açıklamasının ardından...
Silivri Cezaevi’ndeki 14 tutuklu, farklı cezaevlerine gönderildi.
*
Kıssadan hisse:
Umut Akdoğan gibi bir dostun olacağına...
Akıllı binlerce düşmanın olsun.
SAMSUN’DAN BAŞLADIK İZMİR’E KADAR SÜRECEK
DÜNKÜ Hürriyet’in birinci sayfasında yayımlanan fotoğrafta gördüm.
CHP’nin Samsun mitinginde açılan bir pankartta şöyle yazıyordu:
*
“Samsun’da başlayan öykümüz İzmir’e kadar sürecek.”
*
Samsun’dan başlayan İzmir’e kadar süren öykü, tüm milletin topyekûn öyküsüydü.
*
Atatürk’ün önderliğinde verilen o mücadele...
- İşgalcilere...
- Düşmanlara...
- Yabancılara...
- Başka ordulara...
Karşı verilen bir mücadeleydi.
*
Bir siyasi parti olarak CHP’nin başlattığı son siyasi mücadele...
Hangi işgalcilere, hangi düşmanlara, hangi yabancılara, hangi ordulara karşı başlatıldı acaba?
*
Ağızlardan çıkanı kulaklar duymadığı gibi...
Pankartlarda yazılanlar da akıl süzgecinden geçirilmiyor galiba.
ÜÇ GÜNÜN EN POPÜLER PALAVRALARI
PALAVRA BİR
“Gazzeliler 10 milyar dolara Türkiye’ye yerleştirilecek.”
*
İsrail merkezli bu palavra her gün biçim değiştirerek gündemde.
*
PALAVRA İKİ
“Cumhurbaşkanlığı Politika Kurulları üyeleri aylık en az 101 bin lira maaş alacak.”
*
İşin gerçeği ise şu: Kurul üyelerine beş kuruş bile verilmiyor.
*
PALAVRA ÜÇ
“Gazzeliler Suriye’nin kuzeyindeki kamplara yerleştirilecek.”
*
Bu da bir İsrail palavrası. Buna da muhalifler omuz veriyor.
*
PALAVRA DÖRT
“DEM Parti heyeti, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan 13 talepte bulundu.”
*
Yalan. Sallama. Palavra. Yok böyle bir talep listesi.
*
PALAVRA BEŞ
“Pervin Buldan açıkladı: Öcalan haziran sonuna kadar serbest kalacak.”
*
Pervin Buldan’ın böyle bir açıklaması yok.
*
PALAVRA ALTI
“Erdoğan, bir yargı mensubunu arayıp ‘Hani İmamoğlu dosyanız çok güçlüydü’ dedi.”
*
Yalan. Palavra. Ama öyle bir yalan, öyle bir palavra ki... Çamur gibi iz bırakacak cinsten.
*
PALAVRA YEDİ
“Artık sağ şerit boşken orta şeridi kullananlara ceza gelecek.”
*
Bu da türü farklı palavralardan.
*
Bugünlerde Türkiye’nin en çok çalışan kurumu: “DEZENFORMASYONLA MÜCADELE MERKEZİ.”
Adamların kafalarını kaşıyacak vakti yok valla.