Özgür Özel lider oldu olmasına ama

Özgür Özel gerçekten de tam bir lider oldu.

İyi de nasıl oldu bu?

Şöyle oldu:

*

- Başka çevreleri bir tarafa bırakıp sadece kendi kitlesini süper memnun etti.

- Kendi iç kamuoyunun hoşuna gidecek nutuklar attı.

- Muhafazakârı, milliyetçiyi, AK Parti küskününü görmezden geldi.

- Eylemcileri, aktivistleri, oy alma kaygısı olmayan öfkelileri sevindirdi.

- Sertlik yanlısı Tamil gerillası gibi davrandı.

- Erdoğan nefretiyle dopdolu olanların yüreklerinin yağını eritti.

*

Ve alkışlar gelmeye başladı.

Hem kendi kitlesinden hem de sosyal medyadan.

*

Oysa Özgür Özel’in kendi kitlesinin ve sosyal medyanın lideri olmak yerine...

Tüm Türkiye’nin lideri olmaya çalışması gerekiyordu.

CHP’NİN ŞANLI TARİHİNE GİRMENİN SAKINCALARI

ÖZGÜR Özel, CHP tarihinden söz etmiş.

“Biz isteseydik tek parti iktidarını sürdürürdük. Ama aşırı demokrat olduğumuz için ülkemizi demokratik seçimlerle tanıştırdık” demeye getiren sözler söylemiş.

*

Koşulların demokratik seçimleri dayattığı gerçeğini unutursak...

CHP’nin ilk demokratik seçimde yaptığı hilekâr müsamereyi unutursak...

Doğrudur.

CHP tarihinin kıvanç duyacağı olayıdır bu.

*

Fakat CHP’nin şanlı tarihi bahsini açmanın çok sakıncalı tarafları var.

*

Durup dururken CHP tarihinin karanlık, baskıcı, zorba dönemlerini gündeme getirmeye fazlasıyla meraklı iktidar çevrelerine... “Ama onlar çok geride kaldı, sıkışınca tarihe gidiyorsunuz, günümüze gelelim” deme hakkınız elinizden gider.

ÇIKAR TELEFONUNU

SOKAK röportajlarının değişmez argümanıydı bu.

Ekonomik sıkıntıdan söz eden birine AK Partili bir dayı, anında “çıkar telefonunu” derdi.

“Ekonomik sıkıntıdan söz ediyorsun ama taşıdığın telefona bak” diyerek muhatabını alt etmek için yapardı bunu dayımız.

*

Epeydir bu argümana sarılan dayılara pek rastlanmıyor.

*

CHP Lideri Özgür Özel’in partisinin Olağanüstü Kurultayı’nda delegelere “Çıkarın telefonları göreyim. Çıkarın telefonları” dediğini işittiğimde...

AK Partili dayıların telefon argümanıyla kafa bulacak sandım.

Meğer maksadı başkaymış.

*

Meğer “CHP delegelerine cep telefonu dağıtıldı” şeklindeki iddiayı yalanlamaya çalışıyormuş Özgür Bey.

Markaları ayrı, seri numaraları ayrı cep telefonlarıyla...

“Bakın, bakın. Bunlar tek elden dağıtılan telefonlar olabilir mi” falan demeye çalışıyormuş.

*

“Çıkar telefonu” sözünün çağrışımlarını bilmemesi ayrı sorun.

Aynı marka, ayrı seri numaralı telefonun kanıt sayılabileceğine inanması ayrı sorun.

NEFRET, KUTUPLAŞMA, AYRIŞMA FALAN

PROF. Dr. Behçet Yalın Özkara bir anket yapmış.

Yöntemini falan bilmiyorum.

Anketin sonucu şöyle çıkmış:

*

“CHP’ye oy veren biriyle samimi arkadaşlık kurabilirim” diyen AK Partililerin oranı:

Yüzde 76.9

*

“AK Parti’ye oy veren biriyle samimi arkadaşlık kurabilirim” diyen CHP’lilerin oranı:

Yüzde 25.3

*

CHP’ye oy verenlerin nefretten, kutuplaşma siyasetinin etkilerinden, ayrıştırmalardan kendilerini kurtarmaları şart.

BOYKOTTAN, AYBÜKE’DEN SONRA TEŞKİLAT

CHP’nin TRT boykotundan, Aybüke Pusat’ın diziden çıkarılmasından sonra “Teşkilat” dizisinin reytingleri patlamış.

Üç kategoride de birinci olmuş dizi. Bir önceki haftaya göre ise yaklaşık yüzde 18 artış sağlamış.

*

CHP yönetiminin kaybı falan yok.

“Boykotumuz işe yaramadı” diyecek halleri yok ya.

*

Ama Aybüke Pusat’ın kaybı kesin.

TRT’den aldığı aylık 2 milyon liralık gelirden oldu kendisi.

HUNHARCA İÇERİK ARAKLAMA

ESİNLENME yok. Yararlanma yok. Kaynak belirtme yok. “Başkasının buluşu” deme yok. Azıcık değiştirmek yok. Yeni bir şey katmak yok.

*

Peki ya ne var?

Hunharca araklama var. Türkçeye çevirip kopyala yapıştırma var. Başkasının içeriğini kendi malı gibi sunma var. “Bak bunu ben yazdım” havası var.

*

Başkasının paylaşımını kendi paylaşımı gibi sunan ekonomist profesör Özgür Demirtaş’ın liyakat, ahlak falan türü vaazlarını bu araklamadan sonra da hala kös kös dinleyecek miyiz yani?

İYİ Kİ DİZGİ HATASI OLMUŞ

ECE Ayhan, “Yalınayak Şiirdir” adlı şiirinde şöyle der:

*

“Biz tüzüklerle çarpışarak büyüdük kardeşim.”

*

Bizim İhsan Yılmaz’ın dünkü Hürriyet’teki yazısından öğrendim:

Meğer bir dizgi hatası olmuş. Aslında Ece Ayhan, “Biz büzüklerle çarpışarak büyüdük kardeşim” yazmış. Dizgi yapılırken “b” gitmiş, yerine “t” gelmiş.

*

İyi ki dizgide hata olmuş.

Çünkü böylesi çok ama çok daha cuk oturmuş, çok daha fazla yakışmış.