Gelin önce tarihte bir yolculuğa çıkalım:
Mustafa Kemal Paşa, 1918’de Şam’dan İstanbul’a döner. Haydarpaşa’ya iner inmez gördüğü ilk şey Boğaziçi’ndeki düşman donanmasıdır.
O ünle “geldikleri gibi giderler” sözünü de oradan boğazdan geçerken söyler. Bir süre Pera Palas’ta kalır. Ancak ekonomik zorluklar nedeniyle bir arkadaşının evine geçer.
2 Aralık 1918’de ise Annik Kasabyan’ın Şişli’deki üç katlı evini kiralar. Beşiktaş Akaretler’de oturan Annesi Zübeyde Hanım ve kardeşi Makbule’yi de yanına alır.
Tarih kitaplarında Mustafa Kemal’in, Mondros Mütarekesi sonrasında ülkenin uğradığı bozguna ve yayılan umutsuzluğa rağmen Şişli sokaklarında her zaman üniformasıyla ve başı dik yürüdüğünü yazar.
Şu anda müze olan o evin büyük salonu, Mustafa Kemal’in öncülük ettiği çok önemli ve gizli toplantılara ev sahipliği yaptığı gibi, Samsun’a hareket ettiği gün olan 16 Mayıs 1919’a kadar da kurtuluş savaşı planlarının yapıldığı ana karargâha da dönüşmüştü.
İstanbul’un düşman işgali altında olduğu o karanlık günlerde, Ali Fuat Paşa, Kazım Karabekir Paşa, Rauf Bey, Fethi Bey, Refet Paşa ve İsmet Paşa, Mustafa Kemal’in daimî misafirleri haline gelmişti.
Millî Mücadele’nin esasları o evde oluşturulduğu gibi, “millet egemenliğinin hâkim olduğu yeni bir Türk devleti” fikri de o evde ortaya çıkmıştı.
Ali Fuat (Cebesoy) Paşa, anılarında Mustafa Kemal’in Anadolu’ya geçmesi planının Şişli’de yapıldığını açık açık anlatır.
Bir başka anekdot: 11 Nisan 1919’da Şişli’deki evde Mustafa Kemal ile Kazım Karabekir Paşa görüşür. O sırada Kazım Paşa, Erzurum’daki 19’uncu Kolordu Komutanlığına tayin edilmiştir ve bu durumun kendisini hoşnut etmediğini anlatmıştır. Mustafa Kemal’in yanıtı ise “Erzurum’a gitmeyi bilhassa tavsiye ederim, gidiniz ve orada teşkilat yapınız” olmuş.
Erzurum Kongresi’ne hazırlanırken Padişah tutuklanmasını istediğinde Kazım Karabekir Paşa, Mustafa Kemal’in yanında yer alır.
Bu kritik gelişme, 11 Nisan’daki Şişli görüşmesinin bir sonucudur.
***
Kısaca söylemek gerekirse Kurtuluş savaşının planlarının yapıldığı, temellerinin atıldığı yerdir Şişli.
Şişli’de tam 106 yıl sonra, 1918 ve 1919’daki o ruha aykırı durumlar yaşanıyor.
Son yerel seçimlerde oyların yüzde 67’sini alan belediye başkanı Emrah Şahan, “terör” soruşturması gerekçesiyle görevden alındı.
Yerine Şişli Kaymakamı Kayyum olarak atandı.
Sadece gece gündüz çalışıp, yüz oydan 67’sini alan Emrah Şahan’ın hakkı değil, Şahan’a oy vermiş 99 bin 921 ve Şişli’de yaşayan 293 bin 63 kişinin hakkı da yendi.
***
Sabahın köründe Belediye’ye ancak polis desteğiyle gelebilen Kayyumun ilk yaptığı iş ne oldu biliyor musunuz?
Şahan’ın makam koltuğunun arkasında bulunan kocaman Atatürk portresini kaldırdı.
Yerine küçük bir Atatürk fotoğrafı asıverdi.
Şişli’deki bir evde bağımsızlık savaşını planlayıp, oradan Anadolu’ya geçip kurtuluş savaşını başlatmış Mustafa Kemal’in yanına da (kendisini seçilmiş belediye başkanının yerine Kayyum olarak atayan) Tayyip Erdoğan’ın aynı boydaki bir fotoğrafını astı.
Aklı sıra Atatürk ile Erdoğan’ı eşitledi.
Bununla da yetinmedi.
Milyonların oyuyla belediye başkanı seçilmiş Ekrem İmamoğlu ile Şişli’nin seçilmiş Belediye Başkanı Emrah Şahan’ın sokaklardaki resimlerini toplattı.
***
Mustafa Kemal düşman donanma gemilerinin arasından geçerken demiş ya hani...
“Geldikleri gibi giderler!”
Milletin istediği yöneticilerin yerine cebren gelen herkes geldiği gibi gider.
Kendisi o koltukta en fazla bir sonraki seçime kadar oturabilir.
Hiş şüpheniz olmasın:
Atatürk düşmanı Şişli Kayyumu da geldiği gibi geri gidecek ve o “kayyum” yazısını ömür boyu göğsünde taşıyacak.