Siyaset garip bir iş. Öyle dost – düşman dinlemiyor. “Bizden” ya da “Ötekiler” her an değişmeye hazır.
Yerel seçimler daha bir karıştırdı hesapları.
Ak Parti’nin ciddi bir sıkıntı yaşadığı açık seçik gözleniyor. Cumhur İttifakı demedim, çünkü orada asıl davul Ak Parti’nin sırtında.
Hatta İttifak’ın asıl ortağı MHP bile, yer yer sorumlulukları üstlenmeme dilini sergiliyor. Mesela Emekliler söz konusu olduğunda Bahçeli, hiç de mesela Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın diline sarılmadı. “Vermek lâzım” dedi geçti. Oysa Erdoğan, uzun uzun “veremiyorsak bir sebebi var” tonunda gerekçeler sıralamak zorunda kalmıştı.
Cumhur İttifakı’nda Cumhurbaşkanlığı seçiminde birlikte olanlardan asıl ayrışan ise Yeniden Refah oldu ve sanki Ak Parti’nin de kâbusu oldu.
Çünkü ekonominin yakıp yıktığı kesimler, en yakın kapı olarak Yeniden Refah’a yöneliyorlar. Çünkü Yeniden Refah, şu sıralar halk dilini çok daha güçlü seslendiriyor. Buna popülizm deniyorsa, popülizmin kralını yapıyorlar denebilir.
Çünkü vadetme noktasındalar. Çünkü ekonominin geldiği tıkanmada sorumluluk sahibi değiller. Tıkanıp da Mehmet Şimşek’i “Kemerleri o sıksın” diye çağırmak gibi bir dertleri yok.
Muhafazakâr tabanın en hassas olduğu meselelerden Gazze’de, iktidardan daha rahat konuşma imkânına sahipler.
İktidara bir ders verme gereğine inanıp da eli CHP’ye gitmeyecek olanların, ilginçtir, daha azı diğer muhafazakâr partilere, çoğu ise Yeniden Refah’a yöneliyor.
Bunda Erbakan isminin mi etkisi ağırlıklı yoksa yumurta küfesiz söylemlerinin mi, tartışılabilir ama hem üye kaydında hem de muhtemel oy verme davranışlarında fark ediliyorlar. Bunu alanda Ak Parti kadroları açık seçik görüyor ve yukarıya bildiriyorlar.
En yukarısı Cumhurbaşkanı Erdoğan malum. Hesaplar – bilgiler en son onda toplanıyor.
Orada iki şey dikkatle takip ediliyor. Yeniden Refah’ın oyu, DEM Parti’nin oyu.
Ak Parti’nin normalde “Dâvâ ikizi” olarak görülebilir Yeniden Refah. Ak Parti Refah’tan ayrıştı doğdu, evet “Milli Görüş gömleğini çıkardı” ama, gelinen noktada bazı söylemlerin Milli Görüşten çok farklı olduğunu söylemek zor. Zaten Yeniden Refah’la şu anda yaşanan gerilimde, Ak Parti medyası “Erbakan’ın yapmak istediği her şeyi Erdoğan yaptı” gibi bir temayı devreye sürüyor.
Erbakan, yeni parti kurmadan önce talep edilse Ak Parti’ye, ya da Saadet’e gelir miydi bilmiyorum, ama inisiyatif kullandı ve kendi partisini kurdu. Belli ki iddialı. “Tapulu arazi” hikâyesinin Refah – Ak Parti arasında da, en azından zımnen deveran ettiğini söylemek yanlış olmaz. Acaba kim kimin tapulu arazisinde parti kurdu veya kuruyor?
Bütün bunlardan öte, şu anda Yeniden Refah’ın aldığı her oy, Ak Parti liderliğini tedirgin ediyor. Özellikle İstanbul’da, bir oyun çok değerli olduğu bir seçimde Yeniden Refah Erdoğan’ı tedirgin ediyor. Erdoğan Refah’ın yükselişinin “Kendi gölgelerinde” olduğu gibi bir düşünceye de sahip, bunu ifade de etti. Ama bu tür yaklaşımlar, anlaşıldığı kadarıyla Refah kadrolarını daha da bilemekten öte bir anlam taşımıyor.
“Bizim adaylarımız Ak Parti’nin adaylarından daha kaliteli” demeyi kendilerinde hak olarak görüyorlar. Ne denebilir ki?
İşin garabet tarafı ise şu: Ak Parti, hani o havuz bu havuz, ikisi de aynı “Dâvânın havuzu” deyip, Yeniden Refah’ın tırmanışını en azından memnuniyetle karşılamak yerine, engellemek için çaba sarfederken…
Bir yandan da seçimlere kendi adaylarıyla giren DEM’in yüksek oy almasını istiyor. Önce terör bağlantısı iddiasıyla CHP – DEM ittifakını şeytanlaştırdı, o sebeple CHP, DEM ile herhangi bir yerde yan yana gözükmekten kaçınır oldu, DEM’in kendi adaylarıyla seçime girmesi, en çok Ak Parti’yi memnun etti, şimdi de, DEM’in CHP’ye en az oy kaptırması, yani DEM’in en çok oya ulaşması gibi bir temenni seslendiriliyor Ak Parti medyasında…
Bu çapraşık gerçek, Fatih Erbakan tarafından en azından Ak Parti tabanına ulaşacak bir netlikte dile getiriliyor.
“Ak Parti’nin yedek lastiği değiliz, herhangi bir partiye kazandırmak ya da kaybettirmek iç in kurulmuş değiliz…” Bunlar Fatih Erbakan ve Refah sözcülerinin çok net ifadeleri… Erdoğan’ın dünyasından nasıl görünüyorlar bilmem ama, yola “iddialı” çıktıkları açık. Merhum Erbakan nasıl bakıyordu Ak parti oluşumuna? Ben, Ak Parti ilk seçimde iktidar olduğunda bile, bu yapıya Erbakan Hoca’nın kredi açtığını hatırlamıyorum. Benim gördüğüm, oradan yürüyor Fatih Erbakan ve arkadaşları… Cumhur İttifak’ının içinde iken de dışında yürüdükleri zaman da…