Taraflar ağzında bir şeyler geveliyor ama kimse ağzındaki baklayı çıkarmıyor…
Hukuki güvence, yasal çerçeve, siyasal ve hukuki boyut, Anayasal güvence gibi kavramlar dillerden dökülüyor ama ne anlama geldiği ne demek istendiği ne kastedildiği söylenmiyor.
Karşılıklı mesajlar havada uçuşuyor…
Mesajlar zaman zaman mektuba dönüşüyor ama içinde ne yazıyor bilmiyoruz…
Erdoğan kurmayları biliyor, Bahçeli biliyor, DEM Partisinin üst düzeyi biliyor, Öcalan biliyor, Kandil’de oturanlar biliyor, bırakın sizi bizi ana muhalefet partisi lideri bile bilmiyor…
Tarafların şifreli mesajlarına anlam yüklemeye çalışıyoruz.
Süreç, ‘1 Ekim’de Devlet Bahçeli’nin DEM sıralarına gidip el sıkmasıyla başladı’ sözü inandırıcı değil. İktidar da iktidar medyası da sık sık tekrarlıyor ama işin aslı astarının böyle olmadığını kendileri de biliyor.
Şöyle bir senaryoya ne dersiniz?
Bahçeli yaz tatilinde terörü nasıl bitireceği konusunda kafa yordu. Öcalan’a PKK’yi lağvet diye çağrı yaparsam terör biter diye düşündü. Meclis açılınca DEM Genel Başkanı’nın elini sıkarak ilk adımı attı. Sonra Öcalan’a Meclis’e gel PKK’yı lağvettiğini açıkla çağrısı yaptı. Bahçeli’yle DEM’liler kısa sürede canciğer oldular. Çağrıyı TV’den izleyen Öcalan Bahçeli’yi kırmak üzmek olmaz diye teklifini kabul etti. Kabul etmekle de kalmadı Bahçeli’ye teşekkür etti. Öcalan hemen harekete geçti PKK’ye silah bırakın diye mektup yazdı. Kandil’de madem çok istiyorsun silahları bırakırız diyerek kongrelerini toplayana kadar ateşkes ilan etti. Herkes memnun herkes mutlu…
Yok artık bu kadar basit değil amma küçümsedin demeyin.
Yeminle ekranlarda böyle anlatılıyor. Gazetelerde böyle yazılıyor. Ekim ayında Bahçeli’nin başlattığı süreçle bu noktaya gelindi deniliyor. Pazarlık yok deniliyor, şart şurt yok deniliyor, Öcalan’ın serbest bırakılması mümkün değil deniliyor, af falan yok deniliyor, anayasa değişikliğinin lafı bile geçmedi deniliyor…
Deniliyor da deniliyor…
İktidar kanadının söylediklerinden yukarıda çizdiğim senaryo çıkıyor…
Yazdığım senaryoya hayır öyle değil diyen çıkar mı?
Çıkmaz. Çünkü karşı çıkana peki nasıl diye sorarlar… Vülgarize ederek yazdığım senaryo aslında devletin resmi senaryosu. Ama herkes bu işin böyle olmadığını biliyor. Herkes bakalım devamında ne gelecek diye bekliyor.
Bahçeli ile DEM’ liler arasındaki telefon görüşmelerinde sürece katkılarının süreceği ifade ediliyor… Acele etmekten söz ediliyor… Meclis’e tarihi rol düşeceği söyleniyor Demek ki mesele bize sunulduğu kadar basit değil, mesele PKK’nın silah bırakmasıyla sınırlı değil; altı derin…
Hukuki güvence… Yasal çerçeve… Siyasi ve hukuki boyut… Anayasal güvence kavramlarının içi er geç doldurulacaktık. Ne kastedildiği açıklanacak.
Merakla bekliyoruz…