BAKIŞLAR
- Özgür Özel’in bakışlarında... Büyük zafer kazanmış komutanlara özgü bir gururu yakalamak mümkün.
- Ekrem İmamoğlu’nun bakışlarında... “Bu masa benim şerefime emmioğlu” vurgusunu yakalamak mümkün.
- Mansur Yavaş’ın bakışlarında... “Bu ikisi beni ötekileştiriyor ey halkım” tarzı bir acıyı yakalamak mümkün.
DURUŞLAR
- Özgür Özel’in duruşunda... “Nasıl da bir araya getirdim bu ikisini. Liderliğimin tescilidir bu” havası var.
- Ekrem İmamoğlu’nun duruşunda... Peşin satan tüccar, galibiyeti baştan garantilemiş yarışçı havası var.
- Mansur Yavaş’ın duruşunda... “Bizim Türk sağı hep böyle öksüzdür, hep böyle yetimdir” havası var.
KIYAFETLER
- Özgür Özel’in kıyafetinde... İhmal edilmiş şıklığa açılmış sonsuz ve sımsıkı bir kredi var.
- Ekrem İmamoğlu’nun kıyafetinde... “Zengin göstersin yeter, zengin göstersin yeter” yaklaşımı var.
- Mansur Yavaş’ın kıyafetinde... Casual dedikleri tarza bir türlü alışmamanın muazzam tedirginliği var.
MUTLU MUSUN KEMAL KILIÇDAROĞLU
CHP’ye karşı yargı harekete geçti. Ancak bu sefer yargıyı harekete geçiren Kemal Kılıçdaroğlu oldu.
*
Yargının harekete geçmesinin gerekçesi:
CHP Kurultayı’nda şaibe olduğuna dair iddialar.
*
Tamam. İddiayı ilk dile getiren isim Cumhurbaşkanı Erdoğan’dı.
Ancak Erdoğan bile konuyu unutmuşken konuyu yeniden alevlendiren isim Kemal Kılıçdaroğlu oldu.
Kılıçdaroğlu’nun ardından da Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, şaibe iddiaları üzerine soruşturma başlattı.
*
Şu işe bakın hele! Partinin yıllarca genel başkanlığı görevini yürütmüş isim bile parti aleyhine çalışıyor. CHP seçmeni saçını başını yolmasın da ne yapsın.
NE GEREK VAR LÜGAT PARALAMAYA
Mehmet Aslantuğ, galiba yeniden aşık olmuş. Yeni sevgilisi psikolog Canan Şahin için romantik dizeler döktürmüş.
Bunu da sosyal medyadan yayınlamış.
Döktürdüğü dizelere şöyle bir baktım. 1970’lerin ortaokul hatıra defterlerinin bile epey gerisinde.
*
Mesela şöyle dizeler var yazdıkları arasında: “Bir bakış bile yetermiş ya / Her şeyi anlatmaya / E yetmesin mi / Çıkar bakışmayı / Mesela sevgiden / Olmaz ki.”
*
Sen ki Nazım Hikmet okumuşsun, Can Yücel okumuşsun, Ahmed Arif okumuşsun. Belki Edip Cansever, Cemal Süreya bile okumuşsundur.
İnsan hiç değilse onlardan utanır da “şiir” diye böyle şeyler karalamaz.
*
Ne yani? Psikolog Canan Hanım da şöyle bir şiirle cevap verse Mehmet Aslantuğ’un hoşuna gider mi:
*
“Bir bakış bile yeterse / Niye paralıyorsun lügatları / Azıcık rahat oynasan / Dünyan değişecek / Niye kasıyorsun duyarları.”
ESKİ TÜRKİYE ALIŞKANLIĞI: BAKAN TOTO OYNAMAK
Eski Türkiye’nin her şeyini terk ettik, sadece bakan toto oynama hariç.
Şu sıra bazı gazeteciler, bu oyuna bayılıyorlar. Salla babam salla. Nasıl olsa bir şey diyen yok.
*
Yeri sağlam olanlar diyerek bir liste veriyorlar. Her an gidici olanlar diyerek bir liste veriyorlar. Bazıları işi daha ilerletip “Hepsi değişecek hepsi” diyor.
*
Benden size bir tavsiye: Bu haberleri okuyun ama sakın inanmayın.
BERTOLT BRECHT DENMİŞKEN
Müthiş bir oyun yazarıdır Bertolt Brecht. Şiirlerinden ziyade oyunlarıyla alt üst etmiştir dünyayı. Tiyatroda devrim yapmıştır. “Yabancılaştırma efekti” diye bir teknik getirmiştir tiyatroya.
*
En sevdiğim oyunları şunlardır:
Bay Puntila ile Uşağı Matti. / Üç Kuruşluk Opera. / Kafkas Tebeşir Dairesi. / Cesaret Ana ve Çocukları.
*
Umarım gündelik siyasi polemikler nedeniyle Brecht’in bu muhteşem oyunlarının ülkemizdeki macerası etkilenmez.
ALİ KOÇ ABİM OLUR ÖZBEK BABAMDIR
Adana Demirspor sahadan çekilince... Adana Demirspor adına konuşan Murat Sancak’a kulak verdim.
“Acaba sahadan çekilmenin hedefinde kim vardı?” sorusuna yanıt bulmak için.
*
Murat Sancak’ı dinleyince kafam karıştı. Hem de çok karıştı.
Çünkü Murat Sancak...
-DURSUN ÖZBEK için “Benim babamdır. Gördüğümde elini öperim” diyordu. Yani ona bir tepkisi yoktu.
-İBRAHİM HACIOSMANOĞLU için “Delikanlı adamdır” diyordu. Yani TFF’ye de esaslı bir şey söylemiyordu.
-FERHAT GÜNDOĞDU için de “Delikanlı adamdır” diyordu. Yani MHK’ya da pek bir ses etmiyordu.
-ALİ KOÇ için “Benim abimdir” diyordu. Yani ona da bir tepkisi yoktu.
*
Bu durumda sormak lazım Murat Sancak’a:
Biri baban, biri abin. Öbür ikisi delikanlı. İyi de birader, senin tepkin kime?
ASU MARO’YU OKUYUNCA ‘BARDA’ OYUNUNU ANLADIM
Yıllar önce ‘Barda’ diye bir film çekilmişti. Etkileyici bir filmdi.
*
Galiba bir yaratıcılık tıkanması yaşanıyor olmalı ki... Bugünlerde ‘Barda’ya el atan atana.
Önce ‘Barda 2’ diye bir film yapıldı. Şimdi de ‘Barda’ diye bir tiyatro oyunu devreye girdi.
*
‘Barda’nın tiyatro versiyonunu Milliyet yazarı Asu Maro şahane biçimde yazmış.
Asu Maro’nun yazdıklarından anladığım kadarıyla...
- Oyundaki işkencecilerin lideri, sürekli belagat döktürüyormuş.
- Hitler’den giriyormuş Che’nin öldürüldüğü Bolivya’dan çıkıyormuş.
- İşkenceci ekibin kadın üyesi de bayağı kültürlüymüş.
- Erkek iktidarına, iyi hal indirimlerine isyan ediyormuş.
*
Bu kadarı bana yetti. ‘Barda’yı tiyatroya uyarlayanların amacını hemen anladım:
‘Barda’ filminin aziz hatırasını buruşturup çöp sepetine basket yapmak.