WALL Street Journal gazetesi öyle bir haber yayımladı ki zamanlaması da amacı da manidar dedirtti.
Bu nedenle de “ABD’nin derin devleti harekete mi geçti?” sorusunu gündeme getirdi. Önce habere ve haberde yer alan iddialara kısaca bir göz atacağız. Wall Street Journal gazetesinin 2 Şubat 2025 tarihli haberindeki bilgi ve iddialar şöyle:
- 2022 yılında Rusya, Ukrayna savaşının başlamasından kısa süre sonra Türkiye’ye 5 milyar dolar gönderdi. Bu para Rosatom tarafından inşa edilen Akkuyu Nükleer Santralı için kullanılacaktı.
- Büyük Amerikan bankaları üzerinden yapılan bu işlemler, Amerikalı yetkililerin dikkatini çekti. Nükleer santralın ABD yaptırımlarının etrafından dolaşmak için kullanıldığı iddiasıyla Rusya’nın bir Amerikan bankasında bulunan 2 milyar doları donduruldu.
- İddiaya göre 2024 yılında bu paraya el koymaya çalışan Amerikalı yetkililer, Beyaz Saray’dan veto yedi. Bu vetonun sebebi ise ABD’nin özellikle Suriye’de büyük bir başarı elde ederek bölgesel gücünü tahkim eden Türkiye’yi karşısına almaktan çekinmesiydi.
- Haberin son bölümünde ise henüz iki hafta önce göreve gelen Trump yönetiminin şimdi yaptırımlarla stratejik ittifaklar arasında karar verme durumunda olduğunun altı çiziliyordu.
ABD TÜRKİYE’NİN NÜKLEER GÜÇ OLMASINI İSTEMİYOR
Haberin son bölümüne bakınca, yani Trump’ın vermesi gereken karara dikkat çekilerek asıl amaç da net bir şekilde ortaya çıkıyor. Haber, adeta Trump’ı etkilemek için kaleme alınmış. Diğer yandan ABD’nin Türkiye’nin nükleer güç olmasını istemediği bir sır değil. Hatta bu projeden başından beri rahatsız olduğu biliniyor. Bu nedenle de Trump için yazılan bu haber aynı zamanda da Türkiye’ye yönelik bir baskı. Peki Ankara bu durumu nasıl değerlendiriyor? Çeşitli kaynaklarla yaptığım konuşmalardan özetle sizlerle şu bilgileri paylaşabilirim:
2022 YILININ BUGÜN HABER YAPILMASI TESADÜF DEĞİL
- 2022 yılında bloke edilen 2 milyar doların bugün haberleştirilmesi tesadüf değil.
- Wall Street Journal muhabirleri Joe Wallace, Costas Paris ve Jared Malsin’e konuşan Amerikalı kaynaklar aslında Başkan Donald Trump’ın Türkiye’yle arasını bozmanın peşinde.
BİRİLERİNİN AMACI TRUMP İLE TÜRKİYE’NİN ARASINI BOZMAK
- Bir başka deyişle Wall Street Journal, Trump’ın işini zorlaştırmak ve yeni yönetimin Türkiye’yle arasını bozmak isteyen bürokratik oligarşinin maşası olmuş. Bu noktada Donald Trump’ın seçim zaferinden sonra selefi Joe Biden’ı “geçiş sürecini mümkün olduğu kadar zor hale getirmek için her şeyi yapmakla” itham ettiğini hatırlayalım.
TÜRKİYE- ABD TOPLANTILARINDA KONU BİR KERE BİLE MASAYA GELMEDİ
- ABD’de Beyaz Saray resmen el değiştirse de kavga henüz başlıyor.
- 2020 seçiminde hileyle yenildiğine inanan Başkan Trump, ikinci dönemine çok hızlı başladı. Yemin töreninden birkaç saat sonra bir dizi kararname imzalayarak işe başladı. İlk döneminden çok daha sert adımlar atacağını açıklamalarıyla da ortaya koydu.
- Washington’da bunlar yaşanırken, birtakım Amerikalı yetkililerin suyu bulandırmak için operasyonel bir haber yaptırması şaşırtıcı değil.
- Türk yetkililerin Amerikalı muhataplarıyla yaptığı yüzlerce toplantıda bir defa bile masaya gelmeyen, belli ki aslı astarı olmayan bu iddiaları Wall Street Journal’ı kullanarak gündeme getirmeye çalışmışlar.
HABERDE MİT BAŞKANI’NIN HEDEF ALINMASI DA TESADÜF DEĞİL
- Dikkat çekici bir başka husus da MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın açıkça hedef alınmasıdır. Haberde (o dönemde cumhurbaşkanlığı sözcüsü ve ulusal güvenlik danışmanı olan) Kalın’ın 2022 yılında Rusya’dan Türkiye’ye para gönderilmesinde rol oynadığı iddia edilmiş.
- MİT Başkanı’nın bu şekilde hedef alınmasını Suriye’de yaşanan son gelişmelerden ayrı okumak elbette mümkün değil.
- Belli ki Milli İstihbarat Teşkilatı’nın son aylarda elde ettiği başarılar birilerini rahatsız etmiş.
TÜRKİYE-RUSYA NÜKLEER SANTRAL ANLAŞMASI SAVAŞTAN ÇOK ÖNCE İMZALANDI
- Türkiye-Rusya Nükleer Santral Anlaşması Ukrayna savaşından 12 yıl önce, yani 2010 yılında imzalandı.
- 2 milyar dolarlık Rus fonu hiçbir yasal dayanak olmaksızın 3 yıl boyunca donduruldu. Proje tamamen yasal. Üstelik savaştan öncesine dayanmakta.
BIDEN YÖNETİMİNİN BLOKAJI YASADAN KAYNAKLANMIYOR
- Biden yönetimi bu fonları yasal bir zorunluluk olarak değil siyasi bir araç olarak bloke etti.
TÜRKİYE MASADAKİ DENGELERİ DEĞİŞTİRDİ
Peki Amerikan bürokrasisinin attığı bu son kurşunun etkisi ne olur?
- Açıkçası Türkiye sahada kazandığı başarılarla masadaki dengeleri çoktan değiştirdi.
- Üstelik Donald Trump’ın hem Rusya-Ukrayna savaşıyla hem de Suriye’yle ilgili tutumu çok iyi biliniyor.
- Bu koşullarda yeni Amerikan yönetimine, Ankara’yı da malzeme ederek çekmeye çalıştıkları operasyon hiçbir sonuç vermez.
- Ancak ateşin dönüp dolaşıp sadece maşaları yaktığını da unutmamak gerek.