Turp mevsimi

Yargıya güvenelim mi güvenmeyelim mi?

Güvensek daha iyi olurdu.

Yargının bağımsız olduğundan emin olabilsek. Themis’in heykellerde resmedildiği gibi gözleri bağlı olsa. Elindeki terazi doğru tartsa.

Müslümanlar arasında Hz. Ömer’in adaleti meşhurdur.

Devlet yetkililerinin nutuklarında Hz. Ömer’in adaletinden en çok bahsettikleri dönem Ak Parti’nin iktidar olduğu dönemdir.

Merhum Mehmet Akif’in “Kenar-ı Dicle’de bir kurt aşırsa koyunu/Gelir de adl-i İlahi sorar Ömer’den onu” mısraları kürsülerden en çok bu dönemin siyasetçileri tarafından okunmuştur.

Eski anayasada yargı sadece ‘Bağımsız’dı. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçerken yaptığımız tadilatla hem ‘bağımsız’ hem ‘tarafsız’ oldu. Yani yargının güvenilirliğine esas teşkil eden nitelikler perçinlendi.

O zaman güvenelim.

Abi sen yazılanlara, nutuklarda söylenenlere fazla kulak asma ne olur ne olmaz, dikkat et, ketenpereye gelme.

Halkımız, atılan nutuklara, kitaplarda, kitapçıklarda yazıl olan mazbut ve muhkem cümlelere rağmen yargıya güvenmiyor.

Geçen yıl yapılmış bir ankete göz attım. Asal Araştırma yapmış.

2000 kişiye şöyle bir soru sormuşlar.

“Türkiye’de en güvendiğiniz kurum aşağıdakilerden hangisidir?”

Birinci sırada ordu var. Yüzde 19,7. İkinci sırada polis, yüzde 16,3.

Belediyelere güven yüzde 2,9. Diyanet’e güven yüzde 2.

Yargı ve mahkemelere güven yüzde 1,4.

Hepsine güveniyorum diyenler yüzde 4,4. Hiçbirine güvenmiyorum diyenler yüzde 18,2.

Bu araştırmanın resmettiği durum son derece bozuk. Orduya güven bile çok düşük seviyelerde.

Diyanete güvenin yüzde 2 olması düşünmek isteyenler için düşündürücü.

Kimin düşünmesi lazım?

Önce diyanetin.

Bu oran, milletin bozulduğunu mu gösteriyor Diyanetin bozulduğunu mu?

Güvensizliğin sebebini millette mi arayalım, Diyanette mi?

Yargının durumu Diyanet’ten daha fena. Yüzde 1,4.

Buradaki oranlar, araştırmanın yöntemine bağlı olarak her bir kurum için düşük çıkmış olabilir. Çünkü soru “Yargıya güveniyor musun” diye sorulmuyor. Cevaplar çoktan seçmeli.

ORC’nin 2019’da yaptığı bir anket var. Sadece yargıyla ilgili.

Yüzde 68 güvenmiyor.

OECD’nin yayınladığı “Bir Bakışta Hükümet 2023” raporunda da durumumuz parlak değil.

2010 yılında vatandaşların yargıya güveni yüzde 59’muş. 2020’de yüzde 37’ye, 2022’de yüzde 33’e düşmüş.

AB ülkeleri arasında sonuncuyuz.

Danimarka’da yargıya güven yüzde 75, Finlandiya’da yüzde 74.

Dış güçler mi yapıyor bunu?

Milli gelir sıralamamız da aşağı yukarı böyle. Memleketimizde adalet para karşılığı mı dağıtılıyor?

Halbuki içinde Hz. Ömer’in adı geçen nutuklar bedava!

Neden böyle? İnsanlar yargıya neden güvenmiyor?

Bir sebebi infaz sistemimiz olabilir.

Gökten mi indi infaz sistemi? Hayır, insanlar yaptı. İktidar yetkisini elinde tutan insanlar.

Ülkemizde adam öldüreni hapse atıyorlar. Çoğu zaman birkaç yıl sonra, aflarla, indirimlerle yeniden sokağa salıyorlar.

Bir de Cumhurbaşkanı’na hakaret edeni hapse atıyorlar.

Adam dövenler, yaralayanlar, silahla tehdit edenler, ufak tefek dolandırıcılıklar yapanlar genellikle ‘adli kontrol şartıyla’ serbest bırakılıyor.

Haber bültenlerinde spikerlerin en çok okuduğu cümle: “Vurdu, kırdı, sövdü, saydı, sonunda “adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.”

Bir de siyaseten tutuklananlar, hapiste tutulanlar, mahkûm edilenler, beraat ederken yeniden hapse atılanlar var.

Katili beş on sene sonra corona affı, iyi hal, kravatlı, takım elbiseli deyip bırakabiliyorsun. Siyaseten hapiste tutmak istediğini zinhar bırakmıyorsun.

Trump papazı isteyince vermemeye yemin billah etmiş olsan bile veriyorsun.

Hele son zamanlarda siyasi mühendislik olarak yorumlanabilecek yargı hadiseleri birbirini takip ediyor.

En dikkat çekici olanı İBB Başkan Ekrem İmamoğlu’yla ilgili.

Davaya bakan ancak yeterli ceza yazmayacağı düşünülen hâkimin davadan alınıp Samsun’a tayin edilmesi bir tabiat olayı.

Devlet büyüklerinin siyasi yasak tehdidini İmamoğlu’nun tepesinde tutma iradesi de körün taşı gibi bir tesadüf!

Yolsuzluk ülke sathını tutmuşken Beşiktaş belediyesinin pilot bölge haline gelmesi kaderin cilvesi.

Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ’ın gözaltına alınması bir meteorolojik olay!

(Yaptığı siyasetle işim olmaz ama uygulamada bir tuhaflık yok mu?)

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Turpların büyüğü heybede” sözü, önümüzdeki dönemde yargının siyasette daha çok kullanılacağına işaret.

Yani turp mevsimi geldi.

Eh! Vatandaş da olan bitene bakıp, sorulduğunda “Yargıya güvenmiyorum” diyor.

Haksız mı?