Erdoğan’ın İmamoğlu’nu hedef aldığı, oyun dışına atmaya çalıştığı tespiti yapılsa da bence hedefi daha büyük…
Hedefi CHP…
Muhalefetsiz bir Türkiye istiyor.
Muhalefetsiz Türkiye’nin yayına hukuksuz Türkiye’yi de koyarsa muradına erişecek…
Muradı ne?
Seçimsiz seçimle Saray’da kalmak!...
Bu da ne demek demeyin. Bu köşede daha önce ele aldım Kürtlerin ağzına bir parmak bal çalarak 400 milletvekili ile Anayasa değişikliği yapıp geçici madde ile koltuğunu sağlamlaştırmak… Kenan Evren modeli…
Anayasa Meclis’te kabul edildiği an Erdoğan’ın görev süresi beş yıl veya yedi yıl daha uzayacak… Halka sorulmayacak…
Hesabı bu…
Bu yüzden o gün gelene kadar itiraz eden, kitleleri örgütleyen kimse kalmasın istiyor. CHP’yi yolsuzluk soruşturmaları ile görevden almalarla delik deşik etme niyetinde… CHP susarsa içine kapanırsa, yolsuzluk iddialarına boğulursa gerisi kolay…
Şimdi diyeceksiniz ki; tek muhalefet partisi CHP mi? Evet, diğerleri başka havada. Muhafazakar milletvekillerinin çoğu kapağı AKP’ye atma derdinde. Bu yüzden haksızlığa, hukuksuzluğa sesleri çıkmıyor…
Erdoğan özellikle İstanbul’da ilçe belediyeleri ve iştirakler (İSKİ gibi, İETT gibi) üzerinden CHP yolsuzlukların partisi imajı yerleştirmeye çalışacak…TMSF’ye suç gelirini aklayan şirketlere beş yıl süresince kayyum atama yetkisi veren bir yasa çıkarmak istiyorlar. İlk hedef belediye şirketleri. Suç geliri olduğunu kim belirleyecek?
Erdoğan TRT dahil propaganda makinasını devreye sokarak CHP eşittir yolsuzluk algısı yaratmayı deneyecek…
Kimse soru sormaya cesaret edemeyeceği veya dava uğruna soru sormayacakları için AKP döneminin yolsuzlukları hiçbir zaman gündeme gelmeyecek… Dünya yolsuzluk endeksinde 50. sıradan 115 sıraya çıkmamız haber dahi yapılmayacak.
Uçağa binenlerin hiçbiri Erdoğan’a Çanakkale köprüsündeki yanılma payının neden yüzde 84 olduğunu sormayacak…
Mühendisler, hesap uzmanları güya hesap yaptı, ‘müteahhit firmaya şu kadar garanti verelim’ dediler… Hesap, kitap yüzde 84 saptı köprüden geçmesi beklenen araçların yüzde 16’sı geçti…
Sormadan edemeyeceğim… Ya bizim mühendisler, hesap uzmanları, matematik bilmiyor; hepsi beceriksiz, ya da garanti sayısını siyasetçiler belirledi!.. Hal böyleyse, siyasetçiler belirlemişse aradaki fark ne oldu?
Arka kapıdan dolanıp kimin cebine girdi?
Bu da yolsuzluk değil mi?
1,5 milyar dolara mal olan Osmangazi köprüsüne 15 miyar dolar ödememiz yolsuzluk kapsamına girmiyor mu?
Zafer havaalanından, Ankara garına kadar yap işlet modaliyle verilen bütün ihaleler aynı.
Bu işler yolsuzluk kokmuyor mu?
Hazineden çıkan para kimin cebine giriyor!...
Şişirilmiş garanti vermenin adı nedir?
Yolsuzluk değil mi?
Değilse nedir?