Kılıçdaroğlu’nun 7 bölgeden 7 milletvekili hamlesi

CHP'nin içi, çok şikâyet ettikleri Ortadoğu'dan daha beter durumda. CHP içi iktidar savaşı bir değil birkaç cephede birden sürüyor. Eski genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu, işin peşini bırakmış değil, Özgür Özel'i "normalleşme" siyaseti üzerinden sıkıştırmaya devam ediyor. Cephesi de giderek genişliyor. Sürece eski tüfek solcuların başını çektiği aydınlar da "Kaygılıyız, iktidarla mücadeleye, milletle normalleşmeye evet" diyerek tıpkı Kılıçdaroğlu gibi Özgür Özel'e açık savaş ilan etti.

Aynı anda büyük çoğunluğu Kılıçdaroğlu'na yakın olan mevcut CHP milletvekilleri de artık eleştirilerini yüksek sesle yapmaya başladı. Herhalde Özel, sağlı sollu bu saldırılardan başını kaldıramaz oldu ki, Antalya'da bir araya geldiği milletvekillerine şöyle sistem etti:

"Parti içi tartışmaları sosyal medyadan yapmayın. Partinin bir sürü yetkili organı var. Partiyi sosyal medyada, televizyonda tartışmanın anlamı yok."

Uzun süredir tahkimat yapılan Ekrem İmamoğlu-Mansur Yavaş cephesinde ise "Cumhurbaşkanı adayı kim olacak?" çatışması giderek sertleşiyor. Yavaş'ın bir adım önde görünmesine karşın İmamoğlu ikinci bir cepheyi, genel başkanlık cephesini de açmış durumda. Bu cephede hem Özel'e hem de eski genel başkanı Kılıçdaroğlu'na karşı hazırlanıyor.

Herhalde bu hazırlığa karşı ilk harekete geçen de Kılıçdaroğlu oldu. Kılıçdaroğlu önceki gün hiç hesapta olmayan sessiz ama bir o kadar da mesaj yüklü bir hamle yaptı. CHP'li 7 milletvekili, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'ı makamında ziyaret etti. Dışarıdan bakanların normal görebileceği bu buluşmanın arka planında siyasi bir mesaj vardı ve bu mesaj kısa sürede CHP kulislerinde dolaşmaya başladı.

Meğer 7 milletvekili, Türkiye'nin 7 bölgesini temsil ediyor ve Yavaş'a verilen açık desteği işaret ediyordu. Böylece daha önce rengini hiç belli etmeyen Kılıçdaroğlu, ilk kez CHP'nin olası cumhurbaşkanı adaylığı yarışında Yavaş'ı tercih ediyordu.

Bu çok açık biçimde İmamoğlu'na bir mesajdı.

Zaten CHP'li milletvekilleri de artık pozisyon almaya ve açık meydan okumaya başlamışlardı. Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, İmamoğlu'nun son dönemdeki açıklamalarına tepki gösteriyor ve görevini yapmaya davet ediyordu:

"Belediye başkanlarımızın görevi halkımıza en iyi şekilde hizmet etmektir. Tabanımızın duygularını ve taleplerini görmezden gelmek kabul edilemez."

Antalya'da Özel'le görüşen milletvekillerinin ortak tepkilerinin hedefinde de İmamoğlu vardı:

"Özellikle Ekrem Bey'in bir belediye başkanı olarak parti içi tartışmalara bu kadar girmesinden rahatsız olan arkadaşlarımız var. Bu konuları başka bir toplantıda konuşmayı istiyoruz."

Bu açık meydan okumalarla parti içi savaş artık gizlenemiyordu. Sonuç yeni bir kurultayla mı alınır yoksa ayrılıkla mı noktalanır bilinmez ama en azından şimdilik CHP'de iki cephenin netleştiği çok açık: Bir yanda Kılıçdaroğlu-Mansur Yavaş ikilisi, öte yanda Özgür Özel-İmamoğlu ikilisi.

Bu tabloda Yavaş daha şanslı görünüyor; çünkü Özel-İmamoğlu ilişkisi pamuk ipliğine bağlı ve her an kopabilir. Buna "ahmak" davası ve diploma meselesi de eklenince son günlerde İmamoğlu'nun neden daha öfkeli ve agresif olduğu anlaşılıyor ve şaşırtmıyor.