SURİYE’de taşlar yerinden oynamışken bugün son dönemlerin en kritik MGK toplantılarından biri yapılacak.
Türkiye zaten Suriye’deki gelişmeleri anbean takip ediyordu. Ancak bir hafta içinde kartondan kule gibi devrilmiş bir Suriye rejimi ve etkisi sınırlı olan bir Rusya ve İran gerçeği ile karşı karşıyayız.
Suriye’de diplomasiyle bir ilerleme sağlanamayacağı iyice anlaşıldı. Suriye’deki gerçekleri saha söyleyecek.
O nedenle hem sahayı iyi takip etmenizi hem de MGK’dan sonra yayımlanacak olan bildirinin satır aralarını iyi okumanızı öneririm.
HALEPLİ SURİYELİLER
Esed rejimi Şam ve Lazkiye arasına sıkışmışken bizim açımızdan Halep’teki gelişmeler çok önemli.
Çünkü İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya açıkladı.
Türkiye’de 2 milyon 938 bin 261 Suriyeli mültecinin yüzde 42’si yani 1 milyon 247 bin 432’si Halepli.
Suriyeli mültecilerin geri dönüşü için Halep çok önemli.
Bu da Halep operasyonunun Türkiye açısından ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor. Bizim için can alıcı iki nokta vardı. Biri Tel Rıfat diğeri ise Münbiç.
Tel Rıfat, Amerikalıların PKK’ya paramotor eğitimini verdiği noktaydı. Paramotorla Türkiye sınırını geçip Emniyet Genel Müdürlüğü ve TUSAŞ’a terör saldırılarını gerçekleştirdiler.
TÜRK BAYRAĞINDAN RAHATSIZLAR
Şimdiye kadar Suriyeli mülteciler gitsin diye kampanya yapanlar, Halep, Esed rejiminden alındıktan sonra ‘Halep kalesine neden Türk bayrağı çekildi?’ diye isyan ediyorlar.
Halep rejimde olduğu sürece Türkiye’deki Haleplilerin geri dönüşü mümkün gözükmüyordu. Şimdi bu ihtimal doğdu. Siz bundan neden rahatsız oluyorsunuz? Türkiye’nin menfaatini mi düşünüyorsunuz yoksa Esed’in sözcüsü müsünüz? Ey milletim bunları iyi tanıyın. Bunlar Türkiye’nin Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekâtlarına da karşı çıkmışlardı.
ERDOĞAN’I DEĞİL ESED’İ SEÇTİLER
Yıllardır Esed’le görüşülsün diye baskı yapıyorlardı. Erdoğan 2 yıldır Esed’le görüşmek için hamle üstüne hamle yapıyor. Ama Esed buna yanaşmıyor. Yıllardır Esed’le görüşülsün diyenler ne hikmetse bir gün olsun Esed’e dönüp ‘Niye Erdoğan’la görüşmüyorsun, Erdoğan’ın uzattığı eli niye tutmuyorsun?’ demediler.
Çünkü bunlar Erdoğan’ı değil Esed’i, Türkiye’yi değil Suriye rejimini tutarlar.
Bunlar Türkiye’nin değil, Esed rejiminin menfaatlerini savunuyorlar. Çünkü bunlar, Suriye’nin içimizdeki etki ajanları.
ERDOĞAN-PUTİN GÖRÜŞMESİ
Tekrar bölgeye dönecek olursak...
Suriye Milli Ordusu, Tel Rıfat’ta PKK’yı temizledi. Sıra Münbiç’te. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Münbiç operasyonu öncesinde Rusya Devlet Başkanı Putin’le görüşmesi önemliydi. Suriye’deki gelişmeleri takip edebilmeniz için Ankara, Moskova ve Tahran’ın nabzını tutmak gerekiyor. Münbiç alındığı takdirde PKK, Fırat’ın batısından atılmış olacak. Ardından sıra Fırat’ın doğusundaki PKK varlığına gelecek. Çünkü sınırlarımızın diğer yanında Ayn el Arab ve Kamışlı bölgelerinde ABD korumasındaki PKK yer alıyor.
Suriye demek saha demektir. Sahada ne kadar güçlüyseniz masada o kadar etkili olursunuz.
Görünen o ki Suriye’de uzun bir süre daha siyasi çözüm ihtimali yok. Biz de kendi göbeğimizi keseceğiz.
MÜNBİÇ KORKUSU
Tel Rıfat’ta beklediği desteği bulamayan PKK’yı şimdi Münbiç korkusu sardı. Münbiç’te de tutunamayacaklar.
Kandil bunu gördüğü için PKK’nın bileşenlerini ve DEM’i harekete geçirdi.
DEM Parti ve DBP, Suruç’ta eylem yaptılar. Suriye sınırına yürümek istediler ancak izin verilmedi.
Kobani sürecinde HDP rol üstlenmişti. Çözüm sürecinde önemli bir misyon üstlenen HDP, bu rolünü Kobani olaylarında PKK’ya kurban etmişti.
MEHMETÇİK’İ TAŞLAMIŞLARDI
2014 yılındaki Kobani eylemleri sırasında Suruç’un Mürşitpınar’ından Kobani’ye geçmek isteyen HDP’lilere izin verilmeyince olaylar çıkmıştı. HDP Milletvekili Aysel Tuğluk’un başını çektiği grup Türk askerine taşlı sopalı saldırıda bulunmuştu.
ABD’nin kurup yönettiği DEAŞ, Kobani’ye saldırmıştı. Türkiye, sınırları açarak 200 bin Kürt’ü DEAŞ’ın katliamından kurtarmıştı.
Gerçekten Kürtleri sevenlerin Türkiye’ye çiçek atması gerekirken askerlerimizi taşlamıştı.
KOBANİ PLANI
Çünkü Kobani’ye DEAŞ’ın saldırması, PKK’lıların DEAŞ’a karşı direnişi, Türkiye’nin Kobani bahanesiyle yangın yerine çevrilmesi hep bir planın parçasıydı.
ABD, DEAŞ canavarını yaratmış. Sonra Batı dünyasına PKK’yı, DEAŞ’a karşı savaşan seküler Kürt güçleri olarak pazarlamıştı.
ABD’nin Suriye’den çekilmesi ne zaman gündeme gelse, DEAŞ yeniden canlandırılıyor. Suriye’den çıkmamakta direnen Pentagon, hemen DEAŞ kartını masaya sürüyor.
Kobani ve Kamışlı PKK’dan temizlenmediği sürece Türkiye’nin güvende olması mümkün değil. Çünkü saldırılar oradan geliyor. Çünkü ABD’nin Kobani konusunda ileriye dönük planları var.
ACİL KODUYLA ARADI
Kobani olayları devam ederken 19 Ekim 2014 tarihinde ABD Başkanı Obama acil koduyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı arıyor. Erdoğan o sırada uçakta. Erdoğan ile Obama arasında geçen diyaloğu aktarsam ABD’nin Kobani planının daha iyi anlaşılacağını düşünüyorum.
ERDOĞAN-OBAMA DİYALOĞU
“Obama: IŞİD, Kobani’ye ilerliyor. Sizin müdahale etmenizi bekliyoruz.
Erdoğan: Biz Kobani’den 200 bin sivili aldık.
Obama: Bunun için Türkiye’ye teşekkür ediyoruz. Ama IŞİD ilerliyor. Sizin müdahale etmeniz lazım.
Erdoğan: Biz sivilleri aldık. Orada PKK terör örgütünün Suriye uzantıları kaldı.
Obama: Ama Kobani düştü, düşecek.
Erdoğan: Bu ısrarınız niye anlamıyorum. Biz oraya Peşmergeleri sokabiliriz. Özgür Suriye Ordusu’nu sokabiliriz.
Obama: Biz IŞİD’e karşı direnişleri için onlara silah yardımı yapacağız.
Erdoğan: Yanlış olur. O silahlar teröristlerin eline geçer. IŞİD’in de eline geçer.”
“KOBANİ DÜŞTÜ DÜŞECEK”
Obama ile Erdoğan arasındaki diyaloğu görüşmede yer alanların katkısıyla oluşturdum. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 12 Ağustos 2015 tarihli konuşmasında kendisine mal edilen “Kobani düştü düşecek” sözlerinin ABD Başkanı Obama’ya ait olduğunu anlatmıştı. Erdoğan o konuşmasında ayrıca aktardığım diyaloğu doğrulayan ayrıntılar vermiş, “Obama bana ‘İki güne kalmaz Kobani düşer’ dedi” demişti.
ABD’NİN İKİYÜZLÜLÜĞÜ
Erdoğan, bazı özel sohbetlerinde ise ABD’nin ikiyüzlülüğüne örnek vermek için “Obama benimle konuşurken PYD’ye silahları atmak üzere uçaklar havalanmış” demişti.
Obama, Erdoğan’a ‘Siz müdahale edin, yoksa biz uçaklarla PKK-PYD’ye silah atacağız’ diyor. Erdoğan, bunun doğru olmayacağını, silahların PKK ve DEAŞ’ın eline geçeceği uyarısında bulunuyor. Ama o sırada zaten Amerikan uçakları havadan silah atmaya başlamış. Hatırladınız mı o silahların bir kısmı PKK’nın bir kısmı da DEAŞ’ın eline geçmişti.
Bu silahlarla çatışma uzadı, ta ki ABD, İngiliz ve Fransız savaş uçakları havadan bombardıman yapıp PKK’yı da karadan sokarak Kobani’ye hâkim oldular.
Suriye’deki süreç konjonktürle çok ilgili. Uygun konjonktürün ve şartların oluşmasıyla birlikte bir de bakmışsınız ki PKK, Kobani’yi terk ediyor. Böylece ABD’nin bir planı daha çöküyor.