İşte Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’nu affettiğinin belgesi

14 Ocak 2025 tarihindeki duruşmayı öne çektirip, duruşmadan önce “Safları sıklaştırın” diye bir çağrı yaparak CHP’yi ikiye bölüp organize olmuş taraftarlarıyla bir güç gösterisi yaptı. Kılıçdaroğlu lehine sloganların atıldığı, Özgür Özel’e tepki gösterildiği, Almanya’ya giderek duruşmaya katılmayan Ekrem İmamoğlu’nun eleştirildiği bir gösteri yapıldı.

Tarihe geçecek diye pazarlanan savunma ise Kılıçdaroğlu’nun grup konuşmalarının bir benzeriydi. Sloganlarla dolu, nefret kusan savunma yaptı.

FETÖ KUMPASIYDI

Kılıçdaroğlu, 17-25 Aralık sürecinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a FETÖ terör örgütünün ürettiği malzemelerle saldırdı. “Başçalan” dedi. Mahkemeler, “Başçalan” hesabının FETÖ’cüler tarafından oluşturulduğunu tespit etti. Şimdi kimi firari FETÖ’cü olarak CIA’ye ve Alman istihbaratına hizmet ediyor kimisi de cezaevinde hesap veriyor.

17-25 Aralık bir FETÖ kumpasıydı. Mahkemeler, 17-25 Aralık’ın FETÖ’cü bir darbe girişimi olduğunu tespit etti ve onu tezgâhlayan polis şefleri ile yargı mensuplarını yargılayıp hapis cezasını çarptırdı. Bir kısmı ise firari FETÖ’cü olarak kaçtıkları ABD‘de CIA’ye, Almanya’da ise Alman istihbaratına hizmet ediyorlar.

FETÖ İDDİANAMESİ

FETÖ’cüler 17-25 Aralık için hazırladıkları iddianamede Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı “Dönemin Başbakanı R. Tayyip Erdoğan” diye tanımlıyorlardı. Yassıada Mahkemesi’nde ya da darbe dönemlerinde “sabık başbakan, devrik başbakan” denildiği gibi. Kılıçdaroğlu ise o zaman Türkiye’ye ihanet etmiş olan FETÖ terör örgütünün dilini kullanarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaret etmişti.

4 DOSYA BİRLEŞTİRİLDİ

Kılıçdaroğlu’nun savunma yaptığı dava Mersin 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2017/261 sayılı dosyasıyla ilgiliydi. Bu dosyada kamu görevlisine hakaret suçundan açılmış dört dosya daha birleştirildi. Davaların konusu; Kılıçdaroğlu’nun 09.03.2014 tarihinde Mersin’de, 08.03.2014 tarihinde Silifke’de, 09.03.2014 tarihinde Erdemli’de, 03.03.2014 tarihinde Edirne’de, 29.10 2013 tarihinde Ankara’da yaptığı konuşmalarda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı hedef alan hakaret içerikli konuşmaları birleştirildi.

TÜM DOKUNULMAZLIKLAR KALDIRILMIŞTI

Kılıçdaroğlu tüm dokunulmazlıkların kaldırılması için bir çağrı yapmıştı. Bunun üzerine hükümet harekete geçti, 2016 yılında yapılan anayasa referandumuna dokunulmazlıklarla ilgili bir madde eklendi. Böylece Meclis’te bulunan tüm dokunulmazlık dosyaları kaldırıldı. CHP de buna kabul oyu verdi. Bugün Selahattin Demirtaş o nedenle hapiste yatıyor.�Kılıçdaroğlu ise 7 yıldır yapılan çağrılara rağmen ifade vermeye gitmedi.

ERDOĞAN AFFETTİ

Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra ‘Cumhurbaşkanına hakaret’ davalarını affettiğini açıkladı. Böylece kendisine en çok hakaret eden siyasetçi olan Kemal Kılıçdaroğlu’nu affetti. Erdoğan, 2016 yılı ağustos ayında Erdemli 4. Asliye Ceza Mahkemesi’ne verdiği dilekçe ile bu davadan çekildi. Kılıçdaroğlu hakkında 2017 yılında kamu davası açıldı. Ama Erdoğan orada müşteki yani şikâyetçi değil. Kılıçdaroğlu, 7 yıldır  mahkemenin yaptığı çağrılara rağmen ifade vermeye gitmediği için davalar bugüne sarktı. Bunu yazarken belgesiz, bilgisiz yazmadım.

İŞTE ERDOĞAN’IN BAŞVURUSU

Mersin Erdemli 4. Asliye Ceza Mahkemesi’ne Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatı Doç. Dr. Hüseyin Aydın tarafından 2016 yılı Ağustos ayında sunulan dilekçede, “Şikâyetçi olmadığımız ve katılma talebimiz bulunmadığının bildirilmesidir” deniliyor. Diğer 4 dava birleştirildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan birleştirilen her dava için ayrı ayrı af dilekçesi verdi. Benzer olduğu için buraya sadece birini alacağım.

BİR KEREYE MAHSUS AFFETTİ

Beyanda bulunan bölümünde “Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı” yazıldığı dilekçede devam ediyorum. Hem dilekçeyi yayınlayacağım hem de ayrıntılı olarak bilgi veriyorum ki kimse çarpıtmaya kalkışmasın.

“Sayın Cumhurbaşkanımızın, 29 Temmuz 2016 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Külliyesi Millet Kültür ve Kongre Merkezi’nin açılışında yaptığı açıklamada ‘... Şu ana kadar şahsıma her türlü saygısızlığı, hakareti yapanları bir kereye mahsus olarak affediyorum ve davalarımı çekiyorum. Zira asıl bu imkânı doğru değerlendirmezsek millet bizim yakamıza yapışma hakkına sahip olur diye düşünüyorum. Onun için siyasetçiler başta olmak üzere toplumun tüm kesimlerinin ülkemizin önündeki bu gerçeğe. bu hassas duruma uygun şekilde davranacaklarına inanıyorum” şeklinde açıklamada bulunmuştur.”

SANIK HAKKINDA ŞİKÂYETİ YOK

Dilekçede 15 Temmuz darbe girişiminin milletimiz tarafından önlenmesinden sonra doğan fırsatı değerlendirmek amacıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2016/ 274 sayılı dosyada yer alan, yani Kılıçdaroğlu’nun hakaretleri üzerine açılan davadan çekildiği bildiriliyor.

O bölümü aynen aktarıyorum: “Sayın Cumhurbaşkanımız, milletimizin asgari müştereklerde buluşması, birlik ve beraberliğimizin tahkim edilmesi, siyasi hayatımızda asgari nezaketin kalıcı olarak tesis edilmesi ümidi ve iradesiyle işbu davada sanık hakkında şikâyeti bulunmadığı gibi katılma talebi de bulunmamaktadır.”

DİLEKÇENİN SONUÇ BÖLÜMÜ

Dilekçenin sonuç bölümünde ise ”Arz olunan ve resen göz önünde bulundurulacak çerçevesinde sanık hakkında ŞİKÂYETÇİ OLMADIĞIMIZI VE KATILMA TALEBİMİZ DE BULUNMADIĞINI vekaleten saygıyla arz ve talep ederiz” deniliyor.

Şimdi soruyorum; Erdoğan bu davada şikâyetçi mi yoksa davadan çekilmiş mi? Çekilmiş. 29 Temmuz 2016 tarihinde yaptığı açıklamaya uygun olarak Kılıçdaroğlu’nu affetmiş mi? Affetmiş. Affetmese davadan çekilmez.  

Peki bu durumda, affetme teriminin neresi ahlaksızlık? Dilekçede Erdoğan’ın

milletimizin asgari müştereklerde buluşması, birlik ve beraberliğimizin tahkim edilmesi, siyasi hayatımızda asgari nezaketin kalıcı olarak tesis edilmesi ümidi ve iradesiyle davadan çekildiği ifade edilirken, yolsuzluklardan dolayı korktuğu için çekildi demek çarpıtma ve ahlaksızlık değil mi?