PKK ve onun siyasi uzantıları bir süredir Öcalan’a tecridin kaldırılması için bir dizi eylem yapıyorlar.
Ancak ortada tuhaf bir durum var.
Bu eylemi yapanlar Kandil’e dönüp, “Siz tecridin kaldırılması için eylem yaptırıyorsunuz ama bırakın tecridi, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Öcalan’ın terörün bittiğini ilan etmesi ve PKK’yı tasfiye etmesi koşuluyla, Meclis’te DEM grubunda konuşması için çağrı yaptı. Bu çıkış PKK ile mücadele sürecinde yapılan en ileri öneriydi. Siz bu öneriyi değerlendirmediniz bile. Bize ne anlatıyorsunuz” diye sormazlar mı?
KANDİL’E SORMALILAR
Tecrit kaldırılsın eylemine katılanların aklına Kandil’e dönüp, “Öcalan, sorumluluk üstlenebileceğini açıklamasına rağmen PKK yönetimi olarak siz ne yaptınız? Öcalan’ın çağrısını ciddiye alıp tartışmadınız bile. Buruşturup, basket topu yapıp, çöp sepetine attınız” diye sormak gelmez mi? Hadi DEM’lilerin kullandığı literatürü kullanarak sorayım, Kandil’den bu özsavunma istemezler mi?
PKK’YA SORUN
Öcalan konusunda duyarlı olan kitle, Kandil’e ve DEM Parti’ye dönüp, “Hani siz ‘Öcalan’ın iradesi irademizdir’ diyordunuz. Öcalan bu konuda sorumluluk üstlenebileceğini söylemesine rağmen siz onun iradesini hiçe saydınız? Hani İmralı’nın iradesi iradenizdi? Ne oldu?” diye sormazlar mı?
KANDİL’E KARŞI EYLEM YAPMALILAR
Öcalan hakkındaki tecridin kaldırılmasını isteyenler artık Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne karşı değil Kandil’e karşı eylem yapmalılar. Çünkü Öcalan’ın başında bir vesayet kaldıysa o Kandil’in vesayetidir. Öcalan’ın etrafında bir tecrit devam ediyorsa o PKK’nın tecrididir.
KARASU, ÖCALAN’I SIFIRLADI
Kandil’deki terör baronlarından Mustafa Karasu’nun geniş bir röportajı yayınlandı.
Karasu, “Devlet Bahçeli, Meclis’e çağırmış, örgütünü dağıt demiş. Ne demek örgütünü dağıt! 50 yıldır mücadele ediyoruz” diyor.
Buradan da anlaşılıyor ki PKK’nın silah bırakma diye bir derdi yok. Hatta PKK’nın Öcalan diye bir derdi de yok. Mustafa Karasu bu açıklamasıyla Öcalan’ın etkisini sıfırlamıştır. Sadece kitlelere karşı Öcalan’ı kullandıkları bir kez daha ortaya çıkmıştır.
Örgüt liderinin en büyük güvencesi, hatta hayat sigortası örgütüdür. Öcalan için görülmüştür ki PKK işine geldiği zaman Öcalan ismini kullanan ama Öcalan inisiyatif almak istediği zaman onu dinlemeyen bir örgüttür.
ÖCALAN’A DİRENİYORLAR
Bahçeli’nin şok edici çağrısıyla bu tablo bir kez daha netleşmiştir. Cumhur İttifakı ortağı Bahçeli, Öcalan için “Umut Hakkı”nı gündeme getirirken, Meclis’te konuşma yapması için çağrı yaparken, Öcalan’ın kurduğu PKK terör örgütü ise İmralı’nın gönderdiği mesajı ciddiye alıp, üzerinde müzakere bile yapmamıştır. Öcalan’a cevap verme ihtiyacı bile duymamıştır. Kandil ve onun siyasi uzantısı olan DEM, Öcalan’ın çağrısına karşı direnişe geçmiştir.
ÖCALAN’LA GÖRÜŞME YOK
Bu tablo karşısında hâlâ Öcalan’la görüşme yapılacak şeklinde haberler uçuruluyor. Şimdilik böyle bir planlama gözükmüyor. Çünkü Öcalan’la görüşme yapılmasına izin verildi de ne oldu? Öcalan çağrı yaptı da Kandil onu dikkate aldı mı? Öcalan’ın artık PKK üzerinde hiçbir etkisinin olmadığı ortaya çıkmıştır. Artık Öcalan için PKK’nın eski lideri diyebiliriz.
‘Öcalan’ın iradesi irademizdir’ diyenler Öcalan’ı diri diri İmralı’ya gömdüler.
BAKAN GÖKTAŞ İLE 5 ÇOÇUĞU KONUŞTUK
AİLE ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’la İzmir’in Selçuk ilçesinde evlerinde çıkan yangında ölen 5 çocuğu ve aileyi konuştuk. Bu olay çok travmatik bir şekilde karşımıza çıktığı için hepimizi sarstı.
Mahinur Özdemir Göktaş da bir anne. O nedenle 5 çocuğun acısını yüreğinde hissetmiş. Ama o aynı zamanda Aile Bakanı. O nedenle aileye verilmesi gereken hizmetlerde bir eksiklik var mı? Onun da incelemesini yaptırmış. Aile Bakanlığı 18 kez ziyaret etmiş. Bakanlık uzmanları tarafından aile ismen biliniyor. Sosyal ve Ekonomik Destek hizmeti (SED) şimdiye kadar aksatılmadan verilmiş. Bakanlığın yaptığı nakdi destek miktarı 175 bin TL olmuş. Ancak acılı bir aile karşısında maddi destek boyutunu çok öne çıkarmak istemiyorlar.
ÇOK KATMANLI BİR SORUN
Mahinur Özdemir Göktaş, “Çok katmanlı bir sorun, çok derin bir sorun” diyor. Hiçbir şey dışarıdan gözüktüğü gibi değil, her aile özelinde incelenmesi gereken bir sorunla karşı karşıyayız. Babanın da annenin de sabıkaları var ama anneye uyuşturucu testi yapılmış, temiz çıkmış. Aile içinde arazi kavgası olduğu anlaşılıyor.
ÇOCUKLARIN ANNESİYLE GÖRÜŞMÜŞ
Ama hiçbir şey 5 çocuğun öldüğü gerçeğini değiştirmiyor. Aile Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, hafta sonu ölen çocukların annesi Sinem Melisa Akcan’la görüşmüş. Çocuklarına çok bağlı bir anne olduğu izlenimi edinmiş. Zaten, “Çocuklarımızı alırsanız intihar ederim” dediği yansımıştı. Çocukların amcası ve halası ise bunu maddi yardımların kesilmemesi için söylediğini ileri sürüyorlar. Aile içinde miras kavgası yaşanıyormuş. Sinem Melisa Akcan’ın ailesi emekli öğretmen, Selçuk’ta onların da evleri varmış. Bir ara o eve taşınmışlar ama orası dar diye tekrar bu eve dönmüşler.
5 ÇOCUĞA BAKARDIM
Aile Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, “Biz yaklaşık 25 bin çocuğa bakıyoruz. Bu 5 çocuğumuza da bakardık. Sosyal ve ekonomik destek kapsamında bu tür aileler birkaç defa ziyaret edilirken bu aileyi hem sosyal ekonomik destek izlemesi hem de danışmanlık tedbiri kapsamında yoğun şekilde ziyaret etmişiz Biz bu tür durumlarda çocukların üstün yararını düşünürüz. Çocuklar ile anne arasında çok güçlü bir bağ var. ‘Çocuklarımı anneme bile bırakmak istemedim’ diyor. Çocuklarına karşı sorumsuz davranan bir anne izlenimi vermemiş” diyor.
ÖZEL EKİP OLUŞTURULDU
Mahinur Göktaş’ın talimatı üzerine konuyla ilgili özel bir ekip oluşturuldu. Bakan Yardımcıları başkanlığında oluşturulan ekip, İzmir’deki facianın bir benzerinin yaşanmaması için yurt genelinde Sosyal Ekonomik Destek sağlanan ve mahkeme tarafından danışmanlık tedbiri verilen ailelere yönelik raporları detaylı olarak incelemeye başladı. Üzerinde özel çalışma gerektiren durumlarla ilgili de evler farklı ekiplerce tek tek ziyaret edilecek.
Bunun yanı sıra Bakanlık kendi içinde de İzmir’de yaşanan konuyu derinlemesine inceliyor. Ankara’dan müfettiş gönderildi, eğer bir ihmal belirlenmesi durumunda Göktaş gereğinin en sert şekilde yapılacağını belirtiyor.
İSTİSMAR VE ŞİDDET VARSA
Aile Bakanlığı, 5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanunu kapsamında çocuğun üstün yararını gözeterek ihmal, istismar, şiddet, madde bağımlılığı gibi durumlarda çocuğu kendi kurumlarına alabiliyormuş.