Eski Ak Parti milletvekili Resul Tosun’un böyle bir iddiası oldu. “Yeniden Refah seçimlerden önce İstanbul, Ankara ve İzmir adaylarını çekecek”dedi ve bunun “tahmine değil bilgiye dayalı olduğu”nu iddia etti.
Bu, Ak Parti camiasının beklediği ve tabii siyasette herkesin de merak ettiği bir konu.
Ak Parti camiası, beklemekten öte yoğun bir baskı uyguluyor Yeniden Refah Partisi üzerinde.
Anketlerde yüzde 2.5-3 arasında gözüküyor, YRP yönetimi, üye yazımındaki tırmanıştan yola çıkarak kendi ölçümlerinin yüzde 6 civarında olduğunu iddia ediyor.
Yüzde 2.5-3 de olsa, bu rakam yerel seçimlerde ve balık sırtı oy dağılımının olduğu özellikle İstanbul’da hayati bir önem taşıyor. Cumhur İttifakı’nın adayına yönelirse seçim sonuçları başka olacak, yönelmezse başka…
YRP’nin, Cumhurbaşkanlığı seçiminde stratejik bir rol oynadığı aşikâr. O dönemde Erdoğan’ın önüne 30 maddelik bir teklifler listesi koydular, bunun kabul edilmesini şart koştular, Erdoğan da kabul ettiğini bildirdi ve genel başkan olarak Fatih Erbakan adaylıktan çekildi.
Erbakan’ın adaylıktan çekilmesi bu parti için önemliydi. Çünkü parti doğrudan “Erbakan ismi” etrafında ivme kazanan bir oluşumdu. Erbakan’ın ifadesiyle bu kararın gerekçesi, Cumhurbaşkanlığının CHP’ye geçmesine mani olmaktı, taban da bunu istiyordu.
14-28 Mayıs seçimlerinden bu yana YRP adına yapılan açıklamalar, iktidarın, 30 maddelik şartları yerine getirmediği yönünde. İktidarla yerel seçimler için yapılan görüşmelerde, öncelikle bunun altını çiziyorlar.
Ancak yerel seçimler pazarlığı ayrı başlıklar içeriyor. Bir anlamda “Gücümüz var, gücümüzü görün ve ona göre hareket edin” demeye getiriyorlar. Hatta “Bizi oy tabanları bindelerle ifade edilen ortaklarınızla karıştırmayın”yollu sözler seslendiriliyor. “AKP’nin yedek lastiği olmayız” ifadeleri de o cenahtan geliyor.
İstanbul’da ilçeler istiyor, Türkiye’de bazı illeri – ki aralarında büyük şehirler var- istiyorlar.
Epeyce görüşme yapıldı Yeniden Refah’lılarla Ak Partililer arasında. Pazarlık konuları muhtemel ki Erdoğan’a kadar ulaştırıldı. Sonunda Erdoğan’la Fatih Erbakan görüşür, pazarlığı bağlar diye beklendi ama o görüşme de olmadı, pazarlık da bağlanmadı. Yeniden Refah seçimlere, Meral Akşener’in siyasete kazandırdığı çizgiyle “Hür ve müstakil’ olarak girme kararı aldı, İstanbul, Ankara ve İzmir için adaylarını gösterdi. Urfa gibi illerde de, Ak Parti’den ayrılıp gelen adayları oldu.
YRP’nin seçim sath-ı mailinde cansiperane çalıştığı söylenebilir. Refah, öteden beri siyasi zeminde iyi çalışır. Şehirlerin kılcal damarlarına ulaşan yerel kadroları vardır.
Sözcüler de özellikle Ak Parti tabanına ulaşacak dili iyi biliyor. Diyelim Gazze konusunda Erdoğan’ı aşan dil üretiyorlar. Ekonomi konusunda, Erdoğan’ı sıkıştırıyorlar ve geniş kitlelerin beklentisine uygun vaatlerde bulunuyorlar. Vaatlerin “reel karşılığı” sorgulanırsa, buna cevabı “Erdoğan’ın yanlışları”yla veriyorlar. YRP’nin ekran yüzlerinin ilgi gördüğü söylenebilir.
Aynı kulvarda yol alan ve Refah’ın, Fazilet’in kapatılmasından sonra devreye giren Saadet’in aynı tırmanışı gösterememesini başka bir yazıda tahlil etmek isterim.
“Erbakan ismi”nin o damarda ayrı bir dalga oluşturduğu bir vakıa. O yapının zaman zaman ittifaka girse bile, Ak Parti’ye eklemlenmesi ihtimali yok. Hatta arada, ileri yaşlarında “Hoca Erbakan”ı terk edip ayrı partileşme süreciyle bağlantılı bir “derin hesaplaşma” bulunduğu bile söylenebilir.
YRP, “Özü başına” ilerlemeyi tercih edecek.
Yerel seçim değerlendirmesinde “Bu seçim Cumhurbaşkanlığı seçiminde olduğu gibi beka seçimi değil” gibi bir yaklaşımları da var ve Cumhur İttifakı’nı desteklememe kararlarında bu yaklaşımın da etkisi bulunuyor.
Buna rağmen…
Medyanın muhafazakâr kitleye ulaşabilen bir kesimi, bu arada iktidarın alandaki kadroları, YRP üzerinde yoğun bir baskılama yapıyor. “Ya 1 oyla CHP adayı kazanırsa…” ana tema durumunda… “Erdoğan’a kaybettiren, CHP’ye kazandıran parti” teması YRP’nin oy zeminleri üzerine boşalıyor.
İktidarla ittifaka mesafeli tutumu sebebiyle YRP’nin Doğan Aydal gibi medya yüzlerine karşı kampanya yürütülüyor.
YRP’ye karar değiştirme yönünde yoğun baskı yapıldığı bir gerçek. Ayrıca arada iki tarafa da söz söyleyebilen birilerinin özellikle İstanbul için bazı temaslar yürütüyor olması da bu işlerin tabii uzantısı…
Ne olur?
Adaylar açıklandığına göre, YRP’ye iktidar cenahı İstanbul’da ne verebilir? YRP, Cumhurbaşkanlığı seçiminde ortaya koyduğu şartların yerine getirilmediği gibi bir düşüncede olduğuna göre, yeril seçimde hangi iktidar önerisini kabul edilebilir bulur? Sahada iktidar cenahının propagandası YRP’yi zorlamakta mıdır? “İstanbul CHP’ye gitmesin diye…” şeklinde bir açıklama YRP’nin tırmanış stratejisinde nereye oturur?
Bütün bunlar özellikle YRP’nin mutfağında değerlendirilecektir. Seçim öncesinde adayları çekmek, halkla ilişkilerde ciddi bir sıkıntıdır. Bu “ikinci” olacaktır. Ve özgüven sahibi bir siyasi hareketin kolay kolay yapmayacağı bir iştir. Bakalım göreceğiz.