‘Ölmüş’ haberini aldığımda

- “Müslüman kılığına girmiş iblislere karşı sen bizi koru Allah’ım” diye dua ettim.

*

- Yaptığı zulümler nedeniyle can vermiş mazlumlar için Fatiha okudum.

*

- Yaptığı dalaverelerle yıllarca hapis yatmış mağdurlar adına acayip sevindim.

*

- Örgütünün kirletilmiş bir mendil gibi çöp sepetine basket yapılacağını düşünerek mutlu oldum.

*

- Küstah ve yavşak Enes Kanter’in sırıtışının yüzünde donduğu anı hayal ederek keyiflendim.

‘Ölmüş’ haberini aldığımda

BUNDAN SONRA OLACAKLAR ŞUNLARDIR

- Ortada bir para var. Artık bütün mücadele o paranın kontrolü için verilir.

*

- İşlevlerini zaten az çok yitirmişlerdi. Artık sığındıkları ülkelerde işleri çok daha zor.

*

- Zaten içten içe kaynıyorlardı. Artık çok daha çirkin kavgalar patlak verir.

*

- Mutlak akıbet: Daha çok bölünme, daha çok küçülme, daha çok erime.

*

- Bir elebaşının etrafında toplanma... Artık neredeyse imkânsız.

*

- Bir süre sonra Pensilvanya diye bir olgu bile kalmayabilir.

HİÇ MERAK ETMİYORUM

Yerine kimin geçeceğini hiç merak etmiyorum.

Çünkü yerine geçen örgütü asla kontrol edemeyecek.

*

Mezar yerinin neresi olacağını hiç merak etmiyorum.

Çünkü çok daha önemli işlerim var.

*

Örgüt içi kavganın nasıl şekilleneceğini hiç merak etmiyorum.

Çünkü acayip çirkinleşeceğinden neredeyse eminim.

MÜEZZİNOĞLU’NUN HASTANESİ

Yenidoğan Çetesi’yle ilgili iddianamede adı geçen hastanelerden biri de Mehmet Müezzinoğlu’nun sahibi olduğu hastane.

*

Mehmet Müezzinoğlu kim?

AK Parti hükümetlerinde Sağlık Bakanlığı yapmış bir isim.

*

Böyle bir ismin hastanesine ayrıcalık tanınmış mı? Hayır. Böyle bir ismin hastanesi dokunulmaz kılınmış mı? Hayır. Böyle bir ismin hastanesi olaydan sıyrılabilmiş mi? Hayır.

Dün şöyle bir baktım, gördüğüm şuydu: Mehmet Müezzinoğlu da hastanesini medya aracılığıyla savunmaya çalışıyor.

*

Olması gereken tam da budur. Topluma güven verilecekse... İşte böyle verilir.

‘Ölmüş’ haberini aldığımda

NUMAN KURTULMUŞ CHP’Lİ OLSAYDI

İstanbul Barosu’na başkan seçilen İbrahim Kaboğlu şöyle demiş:

*

“Anayasa’nın değiştirilemez maddelerine olumlu anlamda dokunulabilir.”

*

Numan Kurtulmuş, “değiştirilmez maddelere dokunulsun” dememişti.

Sadece Anayasa’nın birçok yerinde geçen bir ifadenin farklı biçimde kurgulanabileceğine işaret etmişti.

*

Buna rağmen Kurtulmuş’a ne yaptılar?

- Linç ettiler.

- Ellerini kırarız dediler.

- Kampanya başlattılar.

- Yeri göğü inlettiler.

*

Dokunulamaz maddelere dokunulabileceğini söyleyen CHP’li İbrahim Kaboğlu karşısında yapılanlar ise şöyle şeyler:

- Linç yok.

- Ellerini kırma tehdidi yok.

- Kampanya yok.

- Yer gök sessiz.

*

Peki ne var?

Sadece bir iki kişinin yaptığı “talihsiz açıklama” türünden gayet kibar ve geçiştirici tepki var.

*

O zaman şunu rahatlıkla söylemek mümkün:

*

Kurtulmuş’un bütün talihsizliği AK Parti mensubu olmak.

Eğer CHP’li olsaymış... Aldığı tepkinin binde birini bile almayacakmış.

‘Ölmüş’ haberini aldığımda

CANSU DEĞİL GÖKSU

Cansu yok çevremde. Nereden çıktı bu Cansu! Üstelik Göksu, Cansu’dan daha akılda kalıcı. Buna rağmen CNN Türk’ten çalışma arkadaşım Göksu Öngören Özgür’ün ismini Cansu diye yazmışım. Çok mahcubum. Göksu’dan ve tüm okurlarımdan bin özür. 

‘Ölmüş’ haberini aldığımda