Siyasette yeni dönemin işaretleri mi

AK Parti’nin yeni yasama yılının ilk grup toplantısını izlemek üzere Meclis’teydim.

Cumhurbaşkanı Erdoğan gelirken şeref holünde uzun bir kuyruk oluşmuştu. Erdoğan, ilk adım attığı andan itibaren hepsinin elini sıktı, dokundu, kimisiyle selamlaştı, kimini dinledi, yanındaki görevlilere notlar aldırıp, talimatlar verdi. Böylece birkaç dakikalık yolu 15 dakikada aldı. Bu yol siyaset yolu. Siyasette göz teması kurmak bile önemlidir. Erdoğan, yıllardır bunu yapıyor. Erdoğan’ın siyasi başarısı da bunlardan kaynaklanıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasına gelince, bir yönüyle Meclis’in açılışında yaptığı konuşmanın bir devamıydı. Dün bu köşede Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, AK Parti MYK toplantısında bir konuda bir isyan halinde olduğunu yazmıştım. Bir kısmını dün yazdığım gibi cezasızlık algısını yıkan düzenlemeler geliyor ve yeni mekanizmalar oluşturuluyor.

Erdoğan’ın konuşması üç sütun üzerine kurulmuştu.

DEM’E UZATILAN EL

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meclis açış konuşmasında İsrail’in savaşı bölgeye yayma tehlikesine dikkat çekip, asıl hedefin Türkiye olduğunu belirtmiş ve bu süreçte iktidar muhalefet ayrımını bir kenara bırakıp, iç cephenin tahkim edilmesi gerektiğinin üzerinde durmuştu. Erdoğan’ın konuşmasından sonra Bahçeli yerinden kalkarak, DEM Parti sıralarına giderek tokalaşmıştı. Bahçeli bunu “DEM sıralarına giderek el uzattım. DEM sıralarına el uzatmam doğaçlama değildi. Uzattığım el milli birlik ve kardeşliğimizin mesajıdır. Uzattığım el, gelin teröre cephe alın temenni ve teklifimizdir. DEM’e uzattığım el Türkiye Partisi olun teklifidir” diye açıklamıştı.

BAHÇELİ’YE DESTEK

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bahçeli’ye güçlü bir şekilde destek verdi. “Sayın Devlet Bahçeli’nin dün yaptığı açıklamaları takdirle karşılıyor, 85 milyonun kardeşliği açısından değerli buluyoruz. Beklentimiz, hiçbir ayrım yapmadan Meclis’teki tüm siyasi partilerin de bu yaklaşımla hareket etmesidir” dedi.

YENİ SİYASET İNŞASI

Erdoğan, DEM Parti’yi Kobani olaylarının yıldönümü üzerinden özeleştiri yapmaya davet etti. “Lafa her başladıklarında ‘Biz Türkiye partisiyiz’ diyenlerin, her fırsatta ‘Türkiyelileşme’ iddiasında bulunanların, ülkemizi uçurumun kenarına kadar getiren bu travmayla mutlaka hesaplaşması gerektiğine inanıyoruz. Demokratik siyasette, şiddete ve teröre asla yer olmadığını herkesin anlaması gerekiyor. Bir elinde silah tutarak siyaset yapılmaz. Şiddeti bir hak arama yolu olarak görerek siyaset yapılmaz. ‘Türkiye Yüzyılı’nda şiddetle arasına mesafe koyan anlayışa elbette yer vardır; ama sırtını dağa yaslayan terör siyasetine asla ve asla yer yoktur” dedi.

Hem Bahçeli hem Erdoğan, DEM Parti’ye yeni bir fırsat sundular. DEM Parti terörle arasına mesafe koyup, Türkiye Partisi olma yönünde adım atarsa, yeni bir iklim sağlanabilir.

HEDEF TÜRKİYE

Gazze savaşı başladığında Erdoğan, ‘Anadolu’nun savunması Gazze’den başlar’ demişti. O zaman anlamamışlardı. Erdoğan’ın ‘Bu savaş Gazze’de durdurulmalı yoksa bu yangın bölgemizi yakar’ çağrısı da yeterince anlaşılmadı. Ne oldu? Önce Gazze, sonra Lübnan. Şimdi sırada İran ve Suriye var. Adı konulmamış bir bölge savaşına dönüştü.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meclis’i açış konuşmasında Netanyahu’nun asıl hedefinin Türkiye olduğunu söylemişti. Dün de “Netanyahu ve cinayet şebekesi ham hayaller görmekte ve çok tehlikeli maceralara atılmaktadır. Nihai hedefin neresi olduğunu çok net görebiliyoruz” dedi.

Savaş bölgeye yayılırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan nihai hedefin Türkiye olduğunu söylerken, Meclis kapalı bir oturum yaptı. Dışişleri ve Milli Savunma Bakanları Meclis’i bilgilendirdi. Toplantıdan sonra CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in bu durumu hafife alan açıklaması ise şaşırtıcıydı. 

MGK’YA DİKKAT

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önemli bir vurgusu daha vardı. Erdoğan, “Biz, Türkiye’nin güvenliğinden kesinlikle taviz vermeyeceğiz. Ne pahasına olursa olsun, bölgemiz ve topraklarımız üzerinde ameliyat yapılmasına müsaade etmeyeceğiz. Netanyahu’nun macera hevesine karşı sınırlarımızın içinde ve sınırlarımızın ötesinde her türlü tedbir alındı, alınmaya devam ediyor” dedi. Bu sözün bir perde arkası var. O da 3 Ekim 2024 tarihinde yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantısında gizli. Bir de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın MGK toplantısı öncesinde Cumhur İttifakı ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi ziyaretinde.

VİDEO DUYGULANDIRDI

Erdoğan’ın konuşmasının bir bölümünde Gazze’ye yapılan yardımların anlatıldığı bir video ekrana getirildi. Çok iyi hazırlanmıştı. Milletvekillerinin bir kısmı duygulandı. Ama Gazze’deki katliamı gösteren görüntüler ekrana geldikçe yüreklere büyük bir acı ve salona derin bir sessizlik çöktü.

ARZ-I MEVUD

Netanyahu tüm stratejisini bunun üzerine kurmuş durumda. İsrail’in Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Arz-ı Mevud diyor başka bir şey demiyor. Ama içimizde birileri hala bunu anlamamakta ısrarlı. Erdoğan, “Açık ve net söylüyorum: ‘Vaat edilmiş topraklar’ hezeyanının varacağı yer; büyük bir hüsran ve hezimet olacaktır. Bakınız bundan bir yıl önce İsrail’in ‘devlet olmak’ ile ‘terör örgütü’ olmak arasında bir tercihle karşı karşıya olduğunu ifade etmiştim. O günden bugüne İsrail, Gazze’de son asrın en vahşi soykırımını yaparak, siyonist bir terör örgütü gibi hareket etti” dedi. Bakalım bu çıkışa Netanyahu mu yoksa CHP’li Namık Tan mı önce tepki gösterecek?

KADINLARI KESEN SAPIKLAR

Son günlerde işlenen sapıkça cinayetler nedeniyle toplum olarak isyan halindeyiz. Cumhurbaşkanı Erdoğan bu konuda alınacak önlemleri açıkladı. Suç kaydı olmasına rağmen aramızda dolaşan, genç kızlarımızı katleden kriminal tiplerin takibi için iki mekanizma getiriliyor.

BİRİM OLUŞTURULUYOR

1- Adalet Bakanlığı bünyesinde kurulacak bir birim farklı mahkemelerde görülen davaları, düzenlenen iddianameleri, hatta emniyet kayıtlarını toparlayarak bunlarla ilgili gerekli incelemeleri yaptıktan sonra savcılarımızın ve hâkimlerimizin dikkatine sunacak.

CEZASIZLIK ALGISI ORTADAN KALDIRILACAK

2- Beş suç kaydı olan birinin diğer davalarının bitip sabıka kaydına işlenmesi beklenmeden yeni suçlar işleme eğilimi dikkate alınarak tutuklu yargılanabilmesinin önü açılacak. Yani cezasızlık algısı ortadan kaldırılacak. Birisi 3 yıl hapis cezası aldıysa bunun üç buçuk ayını hapis yatacak. Diğer hükümler ondan sonra işlemeye başlayacak.

BİR ÖNERİ

Burada benim bir önerim var. Özellikle sosyal medyada şiddet içerikli paylaşımlarda bulunanlara bir kod verilerek izlenmesi gerekiyor: Birçok katilin cinayetten sonra sosyal medya paylaşımlarına bakıyoruz ‘cinayet geliyorum’ demiş. Önleyici suç kapsamında yeni bir mekanizma geliştirmek durumundayız.