İmamoğlu’nun diplomasının iptali gündemde mi

Ekrem İmamoğlu’nun mezun olduğu İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’ni ziyareti sırasında yatay geçişiyle yaptığı açıklamalar ikna edici olmadı, tam aksine soru işaretlerini artırdı.

İmamoğlu’nun tam da yatay geçiş tartışmalarının yaşandığı bir sırada mezun olduğu fakülteyi ziyaret edip, yatay geçiş konusuna değinmesi bir telaşın içinde olduğunu gösteriyor.

RAHATSIZLIK UYANDIRMIŞ

Ekrem İmamoğlu’nun Girne Amerikan Üniversitesi’nden yatay geçiş konusu o zaman da üniversitede rahatsızlık uyandırmış. Önce Ekrem İmamoğlu’nun yatay geçişle ilgili sözlerine yer vereceğim, sonra bazı soru işaretlerini gündeme getireceğim.

ÖNCE AÇILDI SONRA KAPATILDI MI

Ekrem İmamoğlu geçiş sürecini, “Ben 90 yılında bu okula geçiş yaptım. Ben bu okula geçiş yapıldığını 89 yılında öğrendim. 90’da başvuranda, burada 3-4 yılında böyle geçişler yapıldı. Sonra kapatıldı” diye anlatıyor. 20 ek ders aldığını söylüyor.

Denklik nasıl bir işlem ki öyle önce açılıyor, sonra kapatılıyor. Aç-kapa Artema durumu ancak musluk reklamında olur.

DENKLİĞİ NE ZAMAN KABUL EDİLDİ

Şimdi sıra geldi sorulara.

1- Girne Amerikan Üniversitesi’nin denkliği YÖK tarafından 1993 yılında kabul edildiğine göre Ekrem İmamoğlu, İstanbul Üniversitesi’ne nasıl yatay geçiş yaptı? Denkliği kabul edilmeyen bir okuldan devlet üniversitesine yatay geçiş yapmak mümkün mü?

2- YÖK, özel üniversitelerden devlet üniversitelerine yatay geçişe 1994 yılında izin verdiğine göre İmamoğlu nasıl geçiş yaptı?

NOT ORTALAMASI TUTUYOR MUYDU

3- İstanbul Üniversitesi’ne yatay geçişte hangi not ortalaması istendi, İmamoğlu’nun not ortalaması bunu tutuyor muydu?

Soruları burada kesiyorum. Bu konuda YÖK’ü ve İstanbul Üniversitesi’ni kamuoyuna tatmin edici bir açıklama yapmaya davet ediyorum.

Burada bir hak gaspı var mı, yok mu? Eğer yatay geçiş hakkı yokken Ekrem İmamoğlu’nun Girne Amerikan Üniversitesi’nden İstanbul Üniversitesi’ne yatay geçiş yaptığı tespit edilirse diploması iptal edilir mi?

ÖZGÜR ÖZEL’İN KOLTUĞU TEHLİKEYE GİRİYOR

Özgür Özel’e Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay ile ilişkisi olduğu haberleriyle kirli ve karanlık bir operasyon yapıldığı belli. Ama CHP’de bu tür kumpaslarla sonuç alındı. Deniz Baykal kaset operasyonuyla tasfiye edilip yerine Kemal Kılıçdaroğlu getirildi. Muharrem İnce cumhurbaşkanı adaylığından çekilmek durumunda bırakıldı.

Aynı kirli silahı bu kez Özgür Özel için kullanıyorlar. Bu kez sonuç alamadılar. Hatta Şehzadeler Belediye Başkanı Gülşah Durbay’ın kanser tedavisi gördüğü bir sırada maruz kaldığı ahlaksız operasyon ters tepti. Ancak bu geri adım atacakları anlamına gelmiyor. Çünkü CHP’deki kavga çok büyük.

TEMELİNDE İKİ C VAR

Kavganın temelinde iki “C” yer alıyor. Cumhurbaşkanı adaylığı ve CHP Genel Başkanlığı gibi hiçbir faninin elinin tersiyle itemeyeceği iki önemli koltuk var. Siyasi rekabet doğaldır ancak tehlikeli olan kumpas, kaset, kirli haberler gibi yöntemlerin kullanılmasıdır. Bu yöntem FETÖ yöntemidir. Bu yöntem mafya yöntemidir. Bu yöntem en çok istihbarat servislerinin kullandığı bir yöntemdir. Bu yöntem maalesef ki en çok CHP için kullanıldı.

KOLTUĞU TEHLİKEYE GİRİYOR

Tüm bu şerhleri düştükten sonra şunu söylemek istiyorum.

CHP’de Özgür Özel’in liderliğine yönelik tepkiler büyüyor. Özgür Özel’in koltuğu giderek tehlikeye giriyor.

Özgür Özel’e karşı Kılıçdaroğlu çok sert bir muhalefet yürütüyor. Ama Özgür Özel’in kaderini Ekrem İmamoğlu belirleyecek. Çünkü Özgür Özel’i Ekrem İmamoğlu seçtirdi. Ayrıca şu anda CHP’ye Ekrem İmamoğlu hâkim. Hem delege bazında hem de genel merkez yönetiminde ipler Ekrem İmamoğlu’nun elinde.

Eğer Ekrem İmamoğlu olağanüstü kurultay için harekete geçerse Özgür Özel için sonun başlangıcı demektir.

Kılıçdaroğlu’na karşı Özgür Özel’i çıkaran Ekrem İmamoğlu bu kez de ikinci bir ismi CHP genel başkanı yapar mı? Yeni bir Özgür Özel ismine sıcak bakılmıyor. Ekrem İmamoğlu karar verirse bu kez kendisinin aday olacağı söyleniyor. İmamoğlu’nun böyle bir gücü var mı? Var. Hatta çevresinden bir grup, CHP genel başkanı olduğu takdirde siyasi yasak kararının çıkamayacağını savunuyor. CHP genel başkanını siyasi yasaklı hale getirmeye cesaret edemezler tezini işliyor.

Şimdiden Ekrem İmamoğlu’nun yerine kim İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı olacak kavgası başlamış bile.

O kulisleri paylaşmıştım. Yeni gelişmelere göre ihtiyaç olduğunda yine yazarım.

PARTİ İÇİ ELEŞTİRİLER

Ama bu kez özellikle Özgür Özel’e parti içinde yöneltilen eleştirileri aktarmak istiyorum. Bunların bir kısmına katılıyorum, bir kısmına katılmıyorum. Ama bu CHP içinde Özgür Özel’e yönelik eleştirileri aktarmama engel değil.

1- CHP’nin birinci parti olarak çıktığı yerel seçimlerden sonra sert bir muhalefet başlatması gerekiyordu. Tam tersine normalleşme sürecini başlattı.

2- Normalleşme sürecini de yarım bıraktı, sonuca ulaştıramadı

TROYKA ELEŞTİRİSİ

3- Parti içindeki kararları dar bir kadro ile almaya devam ediyor. Veli Ağbaba ve Ali Mahir Başarır’la hareket ediyor. Troyka olarak hareket ediyorlar. Ekibini CHP’yi kucaklayıcı şekilde genişletmedi.

ANLIK KARARLAR ALIYOR

4- Kararlar yetkili kurullarda değil, anlık olarak alınıyor. Can Atalay için Melis’te oturma kararını milletvekilleri sonradan öğrendi. Erdoğan, Meclis’e geldiğinde ayağa kalkılacağı kararından ise Gökhan Günaydın başta olmak üzere bazı grup başkanvekilleri ve genel başkan yardımcılarının haberi yoktu.

PARTİYE HÂKİM DEĞİL

5- CHP Genel Merkezi’ne hâkim değil. Genel merkezdeki kritik görevler Ekrem İmamoğlu’nun elinde. Genel Sekreter Selin Sayek Böke, Teşkilat Başkanı Ensar Aytekin, Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek, Seçim ve Parti Hukuk İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftçi, Genel Sayman Özgür Karabat, İmamoğlu’nun yakın ekibinde yer alıyorlar.

 İMAMOĞLU’NA YASAK

6- Ekrem İmamoğlu siyasi yasak davalarına karşı etkili bir mücadele vermiyor. Kararın istinafta onanacağı ama Yargıtay aşamasında kalacağı yönündeki açıklaması hayal kırıklığına uğrattı. Etkili bir muhalefet yapılamaması nedeniyle parti yerel seçimlerde yakaladığı rüzgârı sürdüremiyor.

7- Özel hayatına dikkat etmiyor.

Özgür Özel’in oturduğu koltuğun bir ayağı kırıldı. Üç ayaklı bir koltukla ne kadar devam eder bilemiyorum. Yani hukuk deyimiyle bu işlem “butlan” sayılır mı?

DİPLOMA KURNAZLIĞI

Burada bir oyun oynanıyor ona da dikkat çekmek istiyorum.

Ekrem İmamoğlu’nun diploması var deniliyor. Buna kimsenin itirazı yok. Evet, Ekrem İmamoğlu’nun diploması var. Üstüne üstlük bir de yüksek lisans yapmış. Bu da doğru. Sorun, Ekrem İmamoğlu’nun Girne Amerikan Üniversitesi’nden İstanbul Üniversitesi’ne yatay geçişiyle ilgili.

Aklımızla alay etmeyin.